DOĞRUHABER / KABİL / MEHMET SAİT ÖZCAN

Mezar-ı Şerif ve Başkent Kabil’de dolaşırken çarşı pazarın işlerliğini, halkın alım gücünü gözlemliyor ve esnafın nabzını ölçüyoruz. Ne alıp ne satıyorlar, ne gibi sorunlar yaşıyorlar, işgalcilerin ülkeyi terk etmesi ve İslam Emirliği ilanıyla birlikte gidişata dair fikirlerini öğrenmek için yoldan geçenlere ve rastgele girdiğimiz dükkanlarda esnaflarla sohbet ediyoruz.

GÜVENLİKLE İLGİLİ ENDİŞEMİZ KALMADI ŞU ANDA TEK SORUN BANKALARIN KAPALI OLMASI

İlk olarak Mezar-ı Şerif’te araba aküsü ve motor yağı satan bir dükkana giriyoruz. Dükkanın genç sahibi Ahmedullah Yardım, bizi güler yüzle karşılıyor. Ahmedullah dört yıllık üniversite mezunu ancak baba mesleğini devam ettirmeyi tercih etmiş.

Taliban’ın geldiği ilk günlerde işlerin bir süreliğine durduğunu ancak daha sonra iyiye doğru gittiğini söylüyor. Ahmedullah, “Şu anda tek sorun, bankaların kapalı olması. Döviz kuru da çok yükseldi. Biraz dengelenirse durumumuz daha iyi olacak inşallah. Güvenlik tamamen sağlanmış durumda, o konuda bir endişemiz yok. Her saatte her yere sorunsuzca gidebiliyoruz. Taliban yönetiminden de şimdilik memnunuz. Ancak ileriki dönemlerde yeni uygulamalar halka ve biz esnafa ne gibi sorumluluklar getirecek, bilemiyoruz.” Diye konuşuyor.

MEZARI ŞERİFLİ HACI MUHAMMED YUNUS: DÜNYA KAMUOYUNA SESLENİYORUM; AFGANİSTAN’I YALNIZ BIRAKMAYIN

Yoldan geçerken durdurup tanıştığımız Mezarı Şerifli Hacı Muhammed Yunus (58), özel bir şirkette müdür olarak çalışıyor. Hacı Yunus, “İslam Emirliği hükümeti kurulduğundan beri güvenlik oldukça iyi. Halk da bu durumdan çok memnun.

Ancak halk, iş konusunda büyük sıkıntı yaşıyor. Bu yüzden dünya kamuoyuna, Afganistan’a destek olması çağrısında bulunuyorum. Afganistan halkına, layık gördükleri şekilde imkanlar sunmalıdırlar. Afganistan’ın geleceğinde bir kalkınma ve gelişme olmalıdır. Bu kalkınma da ancak diğer ülkelerin yatırımlarıyla olur.” diye çağrıda bulunuyor.

TÜRKİYELİ KARDEŞLERİMİZ BURAYA YATIRIM YAPSINLAR, BİZE DESTEK OLSUNLAR

Yine yoldan geçenlerden ve nakliye işiyle uğraştığını belirten Nurullah Türkmen, “Elhamdülillah ben bir şekilde geçimimi sağlıyorum. Ancak halk iş bulmakta zorluk yaşıyor. Türkiyeli kardeşlerimiz buraya yatırım yapsınlar, bize destek olsunlar.” Diyerek Türkiye’nin Afganistan halkının yanında durmasını istediklerini belirtiyor.

YETERKİ İŞGALCİLER OLMASIN KURU BİR EKMEĞE RAZIYIZ

Mezar-ı Şerif’ten başkent Kabil’e geçtikten sonraki günler çarşıda dolaşırken rastgele girdiğimiz esans ve bal işi yapan esnaf Nurullah’a işlerini, ülkelerindeki son durumu değerlendirmesini istiyoruz. Nurullah 41 yaşında. Eski hükümet döneminde, satışlarının iyi olduğunu, Taliban’ın başa geçmesinin ardından biraz ekonomik sıkıntılar yaşandığını ancak güvenliğin hiç olmadığı kadar iyi olduğunu anlatıyor.

Nurullah, “Taliban’ın gelmesiyle elhamdülillah bir İslam devleti kuruldu. Güvenlik var. Sokaklarda kimse öldürülmüyor. Eskiden televizyonu her açtığımızda günde 300-400 kişinin öldüğünü görüyorduk. Elinde pahalı telefonu olan, sokak ortasında öldürülüyordu. Cebinde biraz parası olan öldürülüyordu. Eski hükümet yolsuzluk bataklığında boğuluyordu. Elhamdülillah şu anda her yerde güvenlik var. Bir sükûnet hissediyoruz. Şimdilik elbette biraz ekonomik sıkıntı var. Ancak Resulullah döneminde de kafirler, müminlere ambargo uygulamıştı ve Müslümanlar bazen yiyecek ot bile bulamıyordu. Biz de böyle bir dönemden geçiyoruz. Rabbim bizi yoklukla imtihan ediyor. Ülkemizde İslam hakim olsun, Kur’an hakim olsun, Resulullah’ın hadisi hakim olsun, biz günde bir ekmekle de geçinmesini biliriz. Yeter ki ölümler olmasın, zulüm olmasın, ülkemizde işgalciler olmasın. Bağımsız ve özgür bir ülke olalım. Hiçbir zaman yabancı bir ülkenin ülkemize müdahale etmesini istemiyoruz. Afganların isteği budur. Kendi ayaklarımızın üstünde durmak istiyoruz. Ülkemizi kendimiz kalkındıralım. Nitekim Rabbimizin emri de bu yöndedir: “Müminler ancak kardeştir. Öyleyse kardeşler arasında barışı sağlayın ki Allah da size merhamet etsin.” Toplum olarak birlik olmalıyız.” Diyerek özgürlüğün tadını çıkarırcasına sevinçliydi.

İSLAM EMİRLİĞİ’NDEN TALEBİMİZ ŞUDUR: İSLAM’IN İSTEDİĞİ ŞEKİLDE ÜLKEYİ İDARE ETSİNLER

Afganistan İslam Emirliği yetkililerine de seslenen Nurullah, ülkeyi Kur’an ve Sünnet çerçevesinde adaletle yönetmek için büyük bir çaba gösterilmesi gerektiği, aksi takdirde tüm kazanımların heba olabileceğine dikkat çekti. Nurullah, “İslam Emirliği’nden talebimiz şudur: İslam’ın istediği, rabbimizin istediği şekilde, şeriatın emrettiği şekilde ülkeyi idare etsinler. Dinimiz İslam’dır. Dünya ve ahiretimizin kurtuluşu da ondan geçer. İsteğimiz, tam anlamıyla İslam hükümleriyle yönetilmektir. İslami düzen sağlanırsa etnik ve mezhepsel çatışmalar da ortadan kalkar. Rabbimiz buyuruyor ki, “Ey insanlar! Şüphesiz sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık, tanışasınız diye sizi kavim ve kabilelere ayırdık, Allah katında en değerli olanınız O’na itaatsizlikten en fazla sakınanınızdır.” Yine Resulullah buyuruyor ki, “Irkçılık yapan bizden değildir.”

Allah, Al-i İmran suresinde ne de güzel buyuruyor: “Öfkesini yenenler ve insanların hatalarını affedenler. Allah iyilik yapanları sever.” Bu yüzden genel af ilan etmek çok değerli bir davranıştır. Bütün Afganlar, Kur’an’a susamışlar. Birbirimizi kucaklamaya susadık. İslam devletine susadık. Dinimiz, barış dinidir. Dinimiz, özgürlük dinidir. Hiçbir ülke, ülkesinin işgal edilmesini istemez. Kendi ayaklarımızın üzerinde durmak istiyoruz. Kendi ülkemizi kendimiz kalkındırmak istiyoruz. Küfür dünyası ve Amerika, ülkemizi ayağa kaldırmak ve geliştirmek amacıyla gelmedi. Biz ülkemizi geliştirmesek, başkası burayı geliştirmez. Kendi ayaklarımız üzerinde durmalıyız.” diye konuşuyor.

Türkiye’ye dair de konuşan Nurullah, Müslüman ve kardeş ülke Türkiye’ye, bizim yanımızda durduğu için teşekkür ediyoruz. Özellikle de adını tarihe yazdıran mücahit Erdoğan’ı İslam’ı ve Müslümanları savunduğu için çok seviyoruz, Allah kendisinden razı olsun.” Diyerek Türkiye’ye yönelik memnuniyetini ve beklentilerini ifade ediyor.