DOĞRUHABER / MEHMET TAHIR ÖZSOY 

Gübre, Mazot ve diğer masraflara yapılan zamlar yetmezmiş gibi Doğu illerinde elektrik dağıtım şirketlerinin sıkıntıları çiftçiyi usandırdı. Enerjinin pahalı olması, faturaların çok yüksek gelmesi, sürekli elektrik kesintilerinin yaşanması, ödenemeyen borçlar nedeniyle haciz işlemlerinin uygulanması, tarım desteklerine el konulması, borcu olmayanların da elektriklerinin kesilmesi ve benzer sebepler yüzünden çiftçiler şikâyetçi, mağdur.

Mardin ve Şanlıurfa’da DEDAŞ ile halk arasında sık sık olaylar yaşanıyor. Eylül-Ekim ayları içinde bölgede olaylara şahit olmuştuk. Farklı il ve ilçelerde DEDAŞ’a yönelik protestolar yaşanmasına rağmen yaşanan sorunların çözümüne dair bir adım atılmış değil. Çiftçiler DEDAŞ’ın tarımsal üretimi bitirme noktasına getirdiğini iddia ediyor.

Bölge, tarımsal ürünlerde Türkiye’nin önemli bir açığını kapatan üretimi yapıyor. GAP’ın bitirilmesi ve enerji sorununun çözülmesi halinde bu üretimin katlayarak artıracağı biliniyor. Ancak şu aşamada çözüme dair bir çaba görünmüyor.

Bu nedenle tarlalar yine toprak altı suyla sulanmak durumunda kalıyor ki DEDAŞ’ın sorunları çözmemesi bu üretimin de aksayacağı gösteriyor. Konuyla ilgili gazetemize konuşan Kızıltepe Çiftçiler Derneği Başkanı Mikail Erbeyi önemli noktalara değindi.

“ÇİFTÇİNİN ELEKTRİĞİNİN KESİLMESİYLE SADECE ÇİFTÇİ ZARAR GÖRMEYECEK”

“Tarım hepimizin tarımıdır. Tarım bu ülkenin geleceğidir.” diyen Erbeyi, “Tarımda çiftçilerin enerjisinin kesilmesi ve girdi maliyetleri ile sadece çiftçi zarar görecek diye bir şey olamaz. Burada bütün ülke zarar görüyor. Çiftçinin elektriğinin kesilmesiyle sadece çiftçi zarar görmeyecek. Çünkü çiftçinin elektriği  kesilirse malumunuz kuraklık var  üretim yapılamayacak. Üretim yapılmadığı içinde 81 ile güneydoğudan ülkenin tahıl ambarına katkı sunan bu çiftçilerin üretimi bitecektir.

Diğer girdi maliyetleri zaten çiftçiyi zora sokarken özel şirketin bu bölgede istediği gibi söz sahibi olması ve kendini devletin ve hükümetin üzerinde görmesi tabi ki düşündürücü bir şeydir.” ifadelerini kullandı.

Erbeyi, elektrik dağıtım şirketin faaliyetlerini şu sözleriyle anlattı;

“Onun için çiftçinin elektriğini keseceğiz dediler. Birkaç gün önce bir açıklama yaptılar: çiftçiborcunu ödemiyor, çiftçinin bu kadar borcu vardır, bizim çiftçiden alacaklarımız vardır. Ama alacakları da şu şekildedir. Herkesin bilmesini istediğimiz şudur altını çizerek diyoruz ki; çiftçi ödemiyor değil ödeyemiyor. Çünkü  düşünebiliyor musunuz? 160 Kw’lık bir trafo, o trafonun suladığı 100 150 dönümlük bir arazi var. O araziye 300 bin, 400 bin, 500 bin para geliyor. Hayali faturalar. 12 metrelik direk üzerine sayaçlarını koymuşlar, hiç kimse okuyamıyor. Çiftçi orada ne tüketim yapmış, reaktifi, diğerleri ne kadar tüketim yapmış, tarifesi nedir nasıldır bilemiyor. Onlarda  istedikleri gibi yüksek meblağdaki faturaları yazıyorlar.”

“DEVLETİN VERDİĞİ DESTEKLEMEDEN BİR KURUŞ BİLE ÇİFTÇİNİN HESABINA AKTARILMIYOR”

Elektrik dağıtım şirketlerinin, nasıl olsa devlet, yüzde 40 45 oranında elektrik masrafını ödüyor diyerek bu oranı devletten tahsil ettiğini belirten Erbeyi, “Diğerini de çiftçiden tahsil ediyor. Tahsil konusunda da ödeme yapılmadığını söylüyorlar ancak devletin verdiği desteklemeden bir kuruşu bile çiftçinin hesabına aktarılmıyor. Tarım Bakanlığının ödeme yapıldı açıklamasıyla beraber verilen destek anında özel şirketin blokeli haliyle kasasına giriyor.”

Çiftçinin zaten girdi maliyetleriyle boğuştuğunu söyleyen Erbeyi, “Malumunuz gübre yüzde 300 mü desek artık hesaplayamıyoruz. Geçen sene biz 2 bin 300 iken şu an 9 bin olmuş. Mazot 8 bin 500’ü geçti. Tarım Bakanı diyor ki çiftçi endişelenmesin sadece tohumu toprakla buluştursun. Peki bu çiftçi nasıl yapacak? Sürüm gerekiyor Mazot alamıyor, gübre gerekiyor gübre atamıyor, sulama mecburiyetindendir kuraklıktır su yoksa bu çiftçi bu tohumu nasıl toprağa atacak.”

Genel olarak diğer iller için özel olarak ise Mardin için hükümete çağrıda bulunan Erbeyi, sözlerini şöyle noktaladı: “Bu özel şirket kar amacıyla gelmiştir. Biz bu şirketle bir anlaşma sağlayamıyoruz. Yıllardan beri bölgede kangren haline dönen bir enerjiyken biz çiftçiler ve
çiftçi temsilcileri olarak bu şirketle oturamayız. Bir an önce bölgede GAP projesinin bitirilmesi gerekiyor. Bize su gerekiyor elektrik değil. Bu konuda devlet ve yetkilileri GAP bitene kadar çiftçiler ile şirket arasında arabuluculuk yapsın. Çiftçinin elektriğini kesmesin, çiftçinin elektriği kesildiği zaman mahsulünde verim düşüklüğü oluyor.”

“BURADA DEDAŞ BİZİ DİREK TEHDİT EDİYOR”

Elektrik dağıtım şirketiyle sıkıntı yaşayan Şanlıurfa’daki çiftçilerde elektrik dağıtım şirketinden şikayetçi. Konuyla ilgili gazetemize önemli açıklamalarda bulunan Şanlıurfa Ziraat Odaları Koordinasyon Kurulu Başkanı Hikmet İpar, “Son dönemlerde bu Dedaş çok farklı bir açıklama yaptı. Tabi bu açıklamayla ‘borcu olan çiftçilerin elektriklerini keseceğiz, boşuna ekmesinler’ diye bir ifade kullanıldı. Burada Dedaş bizi direk tehdit ediyor.” ifadelerini kullandı.

“Tabi ki biz bu borçları, kullanılan elektriğin bedelini ödemek istiyoruz.” diyen İpar, şikayetini şu şekilde dile getirdi: “Ancak bu son dönemlerde özellikle pandemiden sonraki gıda güvenliğini ve tarımın ön plana çıkmasıyla bize ayrı bir ayrıcalığın tanınmasını beklerken Dedaş gibi bir şirket çıkıp ekonomi ve tarımı baltalayacak bir şekilde tehdit niteliğinde bir açıklama yapıyor. Bu açıklama tabi ki yetkililerin tam tersine olan bir açıklama. Gerek Bakan olsun gerek Cumhurbaşkanımız olsun televizyonlarda basında sık sık çıkıp çiftçiye ‘ekilmedik bir karış toprak bırakılmasın. Biz arkanızda olacağız, merak etmeyin.’ gibi cümleler kullanıyorlar. Ama Dedaş çıkıp böyle bir adım atıyor. Bu da bu bölgede kral benim demek oluyor. Dedaş bununla bunu kastediyor aslında. Tabi böyle olunca da çiftçilerimiz endişeleniyor.”

Dedaş’ın kesintisini detaylarıyla anlatan İpar şunları söyledi: “Kesintileri şöyle yapabilir; Köye tarlaya gidip sadece borcu olan çiftçinin elektriğini kesemiyor. Ne yapıyor? Bir elektrik hattı üzerinde kaç tane dinamo var atıyorum 20 tane dinamo ya da trafo varsa bunlarda sulama yapan atıyorum 3 çiftçinin ödemesi yapılmamış ise otomatikman bu hattın tamamını kestiği zaman geriye kalan 17 çiftçi de mağdur oluyor bununla birlikte. Bu sadece borcunu ödemeyen çiftçiyi etkilemiyor yani. Dolayısıyla o hat üzerindeki bütün çiftçiler zarar görüyor. Kaldı ki her hatta bir çiftçi varsa düşünün bu işin sonun nereye gideceğini. Böyle bir durumda çiftçinin yapabileceği bir şey yok.”

“BU DURUM STRATEJİK ÜRÜN OLAN BUĞDAY ÜRETİMİNİ BALTALAMADIR”

“Gübre tohum fiyatlarının artışı hakeza mazotun bu şekilde artışı zaten çiftçinin belini büküyor. Çiftçi şu anda tarlasını ekemez duruma gelmiş. Ektiği zamanda eğer Dedaş
böyle bir tehdit savurursa çiftçimiz geleceğe umutla bakamıyor.” diye İpar, sözlerine şunları ekledi:

“Eğer öyle bir şey söz konusu olursa, Türkiye’de buğday rekoltesinin yarısını etkileyecek şekilde bir rekolte kaybına sebep olur. Bu durum stratejik ürün olan buğday üretimini baltalamadır. Bu durum dışa bağımlılığı daha da artıracaktır. Hükümetin buna müdahalesi gerekiyor. Sulama sezonlarımız başladığı zaman biz Dedaş’la başlıyoruz cebelleşmeye
ta sezon sonuna kadar. Artık kalıcı bir çözüm bulunması lazım.”

“EĞER Kİ BİZE ÜRETİN ARKANIZDAYIZ DİYORLARSA BUNUN ÖNÜNE GEÇMELERİ GEREKİYOR”

İpar son olarak devlete çağrıda bulundu: “Bu kesintiler esnasında hükümet ve devlet yetkililerine gidip derdimizi anlatmaya çalışıyoruz. Devreye giriyorlar kısa vadeli çözüm buluyorlar. Günübirlik çözümlerle götürmeye çalışıyoruz. Fakat artık gıda güvenliğinin ön planda olduğu bu dönemde devletin tamamen bu işe el atıp Dedaş’ın üzerinde bir baskı kurması gerekiyor. Sağlıklı elektrik vermesi gerekirken, böyle bir açıklama yapılmasının hesabının sorulması gerekiyor. Bir şirketin kararı devletin kararının üstünde olmamalı. Devletin bu durumda çiftçiye sahip çıkması lazım. Eğer ki bize üretin arkanızdayız diyorlarsa
bunun önüne geçmeleri gerekiyor.”

SOSYAL MEDYADA KULLANICILAR DURUMA #ÇİFTÇİBİTERSEÜLKEBİTER TAGI İLE TEPKİ GÖSTERDİ

Sosyal medyada binlerce kullanıcı #ÇiftçiBiterseÜlkeBiter tagı ile devletin ve elektik dağıtım şirketlerinin yanlışlarına tepki gösterdi.

Twitter hesabından çiftçilerin yaşadığı mağduriyetlere tepki gösteren HÜDA PAR Dış İlişkiler Başkanı Mehmet Eşin, “Bir milletin kendi kendine yetebilirlik ve bağımsızlığı açısından tarım, stratejik bir öneme sahiptir. Tarımsal ürünlerde dışa bağımlılığın önlenmesi bir ülke için hayati önem taşımaktadır. Çiftçiler birer hazine gibi kıymetli görülerek korunmalıdır. #ÇiftçiBiterseÜlkeBiter” twitiyle çağrıda bulundu.

Bir çağrı da HÜDA PAR Gençlik Kolları Başkanı Hamdullah Er’den geldi. Er şu twitiyle çağrıda bulundu: “Gübre, mazot, tohum, tarım ilaçları ve diğer girdilerde yapılan zamlar çiftçiyi tarım yapamaz hale getirdi. Türkiye’de sorunsuz bir şekilde yetiştirilebilen birçok ürünün kimi bitti, ülke tamamen dışarıya bağımlı bir hale geldi. Çiftçi korunmalıdır zira #ÇiftçiBiterseÜlkeBiter

HÜDA PAR İstanbul İl Başkanı İsa Güvendik’te şöyle tepki gösterdi: “Tarım girdi maliyetlerindeki yüksek artış, üretim noktasında çiftçilerimizi mağdur etmektedir.
Tarım ülkesi olduğumuzu unutmadan tarım teşvik politikalarımızı arttırmakla beraber girdi fiyatlarına müspet düzenlemeler yapılmalıdır. #ÇiftçiBiterseÜlkeBiter

HÜDA PAR Şanlıurfa İl Başkanı Emin Özaslan da tepki gösterenler arasında. Hükümete çağrıda bulunan Özaslan şunları dile getirdi: “Tarımın merkezi Şanlıurfa’dan sesleniyorum; Çiftçi çökerse, memleket çöker! Tarımsal girdi maliyetleri çok yüksek. Çiftçi kardeşlerimiz bir çıkmazda ve beli bükülmüş durumda. Yarın geç olmadan, bir an önce çözüm bulunmalı. Demedi, demeyin! #türkiye”

Haklı onlarca sıkıntıyı dile getiren diğer bazı kullanıcıların twitleri ise şöyle: “Toprakla uğraşmanın zorluğunu bilir misiniz? Birde bunca zorluğun karşılığında hiç kazanamadığınızı düşünün.. #ÇiftçiBiterseÜlkeBiter”

“Tarım ülkesiyiz, ama en çok tarımsal ürünlerden sıkıntı çekiyoruz, çiftçimize destek verilmeli daha kaliteli ürünler için ülkemizin kalkınması için, GAP projesi tamamlanmalıdır. #ÇiftçiBiterseÜlkeBiter”

“Salgının beklenmedik bir anda oluşturduğu kriz, bu sektörde bir fırsat kapısını da açmıştır. Atıl kaynaklar harekete geçirilmeli, yatırım önceliği sulu tarıma ve sulama alt
yapısına verilmelidir. Tarıma elverişli olan toprak susuz bırakılmamalıdır.”

GEÇTİĞİMİZ GÜNLERDE ELEKTRİKLERİ KESİLEN ÇİFTÇİLER YOLLARI KAPATMIŞTI

Geçtiğimiz günlerde Şanlıurfa’da elektrik kesintilerini engellemek isteyen çiftçiler yolları trafiğe kapatmış ve Jandarma ile karşı karşıya kalmıştı. Mardin’de yine benzer olaylar yaşanmıştı. En son Diyarbakır’ın Lice ilçesinde de elektrik sayaçlarını evlerin dışında yüksek yerlere monte etmek üzere yaptığı çalışmaya halk tepki göstermişti. Kuruma yürümek isteyen bir grup vatandaşın üzerine güvenlik güçleri tazyikli su ve sis bombası kullanmış ardından da 30 kişi gözaltına alınmıştı. Aynı günlerde Şırnak’ta da benzer bir olay yaşandı, halk güvenlik güçleriyle karşı karşıya getirildi.