CHP'li bazı milletvekillerinin Sosyal Güvenlik Kurumundaki (SGK) yolsuzluk iddialarıyla ilgili soruları üzerine Bilgin, şu ifadeleri kullandı:
"Bakanlığa geldiğimizden bu tarafa bu yolsuzlukla ilgili iddiaların üzerine gittik. Birtakım isimler sayıldı. Bu bürokratları değiştirmemiz doğrudan doğruya bu mücadelede daha etkin bir ekip kurma arayışından dolayıdır. Elimize ulaşan bilgilerden, soruşturmalardan kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla herhangi bir yolsuzluğa asla müsaade etmeyiz. Bu konuda sizin duyumunuz varsa bunu da bana iletin. Bu konuda sonuna kadar gideceğiz. Bu yolsuzlukla mücadele konusunda, yerin altında çalışan maden işçisinin, direğin tepesindeki elektrik işçisinin primleriyle oluşan sigorta sisteminden beş kuruş kimseye çaldırmayız. Çalınmasına, çırpılmasına, yolsuzluk yapılmasına, istismar edilmesine asla izin vermeyiz.
Bu konuda elinizde bir bilgi varsa verin. Takip etmezsek bizi kamuoyunun karşısında eleştirin. Biz kimin yakını olduğuna bakmayız. Bu yolsuzluğu ben ortaya çıkarttım. Kimse de beni aramamıştır, 'Vedat Bey bu benim yakınımdır...' Bu iddialar sosyal medyada çıkan iddialardır. Bu iddiaları ciddiye almıyorum. Ben işime bakıyorum. Ortada bir sorun varsa, o sorunun üzerine gidiyorum. O sorunları sonuna kadar da götüreceğim. Neticelendiği zaman kamuoyunun bilgisine sunacağımdan tereddüdünüz olmasın."
"İşsizlik Sigortası Fonu kendi fonksiyonlarında değerlendirecek"
İŞKUR tarafından yürütülen Toplum Yararına Programların (TYP) bazı meslek gruplarında kaldırılmasıyla ilgili bir soru üzerine Bilgin, şunları kaydetti:
"İşsizlik Sigortası Fonu'ndan güvenlik görevlisi olmaz. Ben bunu doğru bulmuyorum, dolayısıyla bunu durdurdum, vermeyeceğiz. İşsizlik Sigortası Fonu'ndan, toplum yararına fayda üretecek çalışmanın nasıl yapılacağı, ilgili mevzuatta açıkça belirtilmiştir. Kanun ile yönetmelik arasında bazı sorunlar vardı. Yönetmeliği tamamen değiştiriyorum, bunu tamamen İşsizlik Sigortası Kanunu'nun fonksiyonlarına dönüştüreceğiz. Orada bürokratik ihmalleri, geçmişten kalan bazı sorun ve alışkanlıkları ortadan kaldıracağız. İşsizlik Sigortası Fonu'nu kendi fonksiyonlarında değerlendirecek bir şekilde işleteceğimi ifade etmek isterim."
"Kıdem tazminatını kimse kaldırmıyor"
Muhalefet milletvekillerinin kıdem tazminatının kaldırılacağı yönündeki eleştirilerine tepki gösteren Bilgin, "Kıdem tazminatını kim kaldırıyor? Ben kıdem tazminatını savunan bir adamım. Bu konuda yazılarım var. Onu nereden çıkardınız? Kıdem tazminatını kimse kaldırmıyor. Birisi kaldırırsa da ben çıkarım kıdem tazminatını savunurum" karşılığını verdi.
Bilgin, kamuda işe alımda mülakat sistemiyle ilgili eleştirilere cevap olarak, "Personel sistemimizde liyakatın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Mülakat bizim icat ettiğimiz bir şey değil. Bu çok eski bir uygulamadır. Ben bunların objektif şartlar içerisinde teknik düzenlenmesinin mümkün olduğunu düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
"Müfettiş göndermişiz, 8 milyon lira ceza kesmişiz"
Bazı üniversitelerin toplu sözleşmeden istifade etmediğine ilişkin soruya Bilgin, "Bunlar bizim yaptığımız toplu sözleşme çerçeve anlaşmasının içindedir. Rektörler veya iş verenler, buna uymak zorundadır. Aksi halde haklarında gerekli her türlü yasal işlemi yaparız. Toplu sözleşmenin hukuki niteliği kanun düzeyindedir ve buna uymak zorundadırlar. Kamu işverenlerinin buna uymamak gibi keyfiyetleri yoktur." yanıtını verdi.
Bilgin, Trakya'da işçilerin sendikal haklarını engelleyen bir iş yeriyle ilgili soru üzerine, şu değerlendirmede bulundu:
"Biz oraya müfettiş göndermişiz, 8 milyon lira ceza kesmişiz. Ayrıca, onlarla ilgili cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunmuşuz. Türk hukukuna, bizim çalışma hukukumuza uymayan, sendikal özgürlükleri kısıtlayan işverenlerin kapısını zorlarız ve onları bu hukuka uymaya mecbur ederiz. İşçiler haklarını kullanırlar. İşverenler de buna riayet etmek zorundadırlar. Böyle bir keyfilik olamaz."
"Sermaye, emeğin hukukuna rıza gösterecek"
Türkiye Cumhuriyeti'nin sermayenin devleti olmadığını vurgulayan Bilgin, sermayenin, Türk hukuku ve evrensellik çerçevesinde şartlarını ortaya koyacağını ancak emeğin hukukuna da rıza göstereceğini söyledi.
Bilgin, görevlerinin çalışma hukukunun prensiplerini korumak ve bunu emeğe ve sermayeye uygun bir şekilde işletmek olduğunu belirterek, burada hiç kimseye ayrımcılık yapamayacaklarını dile getirdi.
Bilgin, çalışma hayatı sorunlarının başında işsizlik geldiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
"İşsizlik meselesinin birkaç boyutu var. Sadece bizimle ilgili boyutu değil. Kendimizle ilgili boyutu nedir? İşe uyum sağlamak, aktif iş gücü programlarıyla iş kabiliyetini artırmak. Bazı projelerden de söz ettim, bunları Türkiye çapında uygulayacağız. Ama bunun eğitim boyutu var. Daha önemlisi istihdam üreten bir büyümenin gerçekleşmesi var. Türkiye'nin bu büyümesini sürdürmesi var. Yani bir yıl yüzde 3, bir yıl yüzde 7, bir yıl yüzde 11 büyüyebilirsiniz ama bunu istikrarlı bir şekilde ileriye taşımak lazım. Bunun da hem ulusal hem de uluslararası şartlarla bağlantılı olduğunu biliyoruz."
Bakan Bilgin'in açıklamalarının ardından, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile bağlı ve ilgili kurumlarının bütçeleri komisyonda kabul edildi.