Ülke genelinde uzun süredir yağış almayan tarım arazileri son günlerde sağanak yağışın etkisi altında kaldı.
Son zamanlarda artan gübre ve yakıt fiyatlarının yanı sıra sağanak yağıştan kaynaklı olarak işçilerin çalışamamasının da sebze ve meyve fiyatlarını olumsuz etkilediği belirtiliyor.
Fırat Taş
Yağışla beraber sebze ve meyve fiyatlarında farklılıkların oluştuğunu belirten Diyarbakır'daki sebze ve meyve komisyoncularından Fırat Taş, "Geçen ay bütün ürünler ucuzdu, bu ay yüzde 60-70 farklılık gösterdi. Fiyat bakımından önümüzdeki aylarda daha da farklılık gösterecek. Geçen ay domates 3 TL iken bu ay 5 TL'ye toptan olarak veriyoruz. Mandalina 2-3 gün evvel 1,5 TL'ye veriyorduk, yağmur yağmaya başladı 3 TL yaptılar. Piyasa çok berbat olmuş, inşallah düzelir." dedi.
"Maliyetler düşmediği sürece sebze ve meyvede hiç görmediğimiz fiyatlar göreceğiz"
Sebze ve meyve fiyatlarını etkileyen unsurlardan birinin, yağıştan kaynaklı tarım işçilerinin çalışamaması olduğunu söyleyen Taş, "5-10 gün evvel fiyatlar yarı yarıyaydı, köy sezonu da bitti. Fiyatlar önümüzdeki günlerde yavaş yavaş yükselmeye başlayacak. Yağmurun etkisiyle fiyatlar iki katına çıkıyor. Özellikle son 2 yıl içinde bütün sebze halında sıkıntılar var ve kazanç yok. Kilosunu 4 TL'den alınıp 80 kuruş masraf yapılan ürün 4,80 TL'den satılmadığı gibi 3 buçuk TL'den verilerek zararla dükkân kapanıyor. Diyarbakır'da kepenk kapatanlara sahip çıkılması lazım." diye belirtti.
Muhammed Taş
Genellikle kış aylarında fiyat artışının söz konusu olduğuna dikkat çeken Muhammed Taş, "Bu sene ek olarak artan petrol ve plastik fiyatlarına da yansıdı. Zamlardan dolayı her şey iki katına çıktı. Yakıt, plastik ve gübre fiyatları düşmediği sürece sebze ve meyvede hiç görmediğimiz fiyatlar göreceğiz. Geçtiğimiz yıla göre artan zamlardan sebze ve meyve yüzde 30-40 oranından daha fazla yükseldi. Geçen sene Antalya'ya gidiş geliş nakliye fiyatı 7 bin TL'ydi, bu yıl 10 bin 500 TL olmuş. Daha önce plastik kasaların tanesi 7-8 TL iken bu yıl 16 TL'ye basıyoruz. İyi çalışan bir komisyoncu yıllık yaklaşık 15 bin kasa basıyor." ifadelerini kullandı.
"Çiftçilere bir takım teşvik paketleri açılmalı ve üretici desteklenmeli"
Tüketicinin alım gücünün düştüğüne vurgu yapan Taş, "Asgari ücretle çalışan bir vatandaş, domatesin kilosu 10 TL'ye ve biberin kilosu 20 TL'ye dayandığında evine götürebilir mi? Fiyatlarının yükselmesi, düşük gelirli ailelerin bu yıl kış aylarında sebze ve meyve yememesi anlamına geliyor. Eskiden 10 kilo tükettiği bir ürünü 5 kiloya düşürür. Geliri düşük aileler için kırmızı et nasıl hayal olmuşsa sebze ve meyve de gitgide onlar için hayal olacak." şeklinde konuştu.
Çiftçinin desteklenmesi gerektiğini belirten Taş, "Yetkililer, bütün ülkelerde olduğu gibi çiftçiye özel faizsiz krediler vermeli, yakıtlardan KDV alınmamalı ve bir yardım yapılmalı. Devlet çiftçilere bir takım teşvik paketleri açmalı ve üreticiyi desteklemeli. Bu durum böyle devam ederse domatesin kilosu 10 TL'nin üzerine çıkar." dedi.
Recep Yağmur
Sebze ve meyve fiyatlarındaki artıştan hem çiftçinin hem de aracıların zarar ettiğini dile getiren Recep Yağmur ise "Fiyatların artmasının sebebi yüzde 80'i kiradaki artışlardan kaynaklanıyor. 10 gün önce 3 bin TL olan kira şu an 5 bin 500 TL olmuş. Bu da yakıt ve gübre fiyatlarına bağlı. Yani kazanç yok ama gider çok. Gübre, tohum ve fidelerin tümü dolara endeksli olarak yurtdışından geliyor. Dolar da yükselince pahalılık üst seviyeye çıkıyor. Ürün, bir gün ucuzlarsa ertesi gün aynı seviyeyi buluyor." ifadelerini kullandı.
"Fiyat artışından dolayı tüketicinin alım gücü düşmüş durumda"
Fiyat artışlarının komisyoncu veya üreticiden kaynaklanmadığının altını çizen Yağmur, "Bu sektör borsa gibidir. Bugün 3 lira dediğimiz bir ürüne yarın 4 lira diyebiliyoruz. Bu artışı genelde komisyonculardan bilirler ama halbuki üreticiden, satıcıdan, gübre ve yakıt fiyatlarından müşteriye yansıtılıyor. Nitekim böyle giderse sonumuz pek hayrı alamet değil." şeklinde konuştu.
Yetkililerden beklentilerini yitirdiklerini ifade eden Yağmur, "Bu saatten sonra yetkililerden pek de bir beklentimiz yok. Çünkü mazot fiyatı düşmez, düşürmezler. Son iki gün içerisinde yüzde 40-50'lere varan zamlardan dolayı fiyatlar artmış durumda bu halk asgari ücretle ne alacak? Fiyat artışından dolayı tüketicinin alım gücü düşmüş durumda. 3 kilogram alacağı yerde yarım kilogram almanın yanı sıra daha önce A'dan Z'ye her şey alabilirken bugün elma alsa mandalina alamıyor. Fiyatlar artmış ama maaş aynı." diye belirtti. (İLKHA)