Bu mücadele esnasında daima davaları için hızlı koşanlar kazanmışlardır. Tarihte o Müslümanların yani zafer üstüne zafer yaşayan Müslümanların başarı ve zafer hikâyelerine baktığımızda yukarıda yazdığımız Allah’ın ayeti ve Resulullah (SAV)’in hadis-i şerifinin bütün gerçeği ortaya serdiğini görüyoruz. Yani o Müslümanlar daima Allah’ın ipine sımsıkı sarılmışlar Allah ve Resulüne tam kayıtsız ve şartsız teslim olmuşlar. Annelerini, babalarını, eşlerini, çocuklarını dünya ve içindeki herşeylerini cennet karşılığında Allah’a satmışlar, Allah da onlara bu dünyada izzet ve şerefle beraber muzafferiyet vermiş, ahirette ise cennet ile mükâfatlandırmıştır. Bu asrın Müslümanları olan bizler, ya Allah adına hızlı koşup Allah ve Resulune verdiğimiz sözlerimize sadık kalıp izzet ve şeref sahibi olacağız ya da zillet içinde yaşamaya devam edeceğiz.

Ey Allah yolunda cehd edenler! Hızlı koşun! Engelleri tek tek aşarak hedefe doğru koşmaya devam edin.
Çünkü küfür ateşi her tarafımızı sarmış evimiz yanıyor. Komşunuzun evi yanmakta, mahallemiz yanmakta, şehrimiz ve şehirlerimiz yanmakta, memleketimiz yanmakta ve İslam coğrafyası yanmakta…

Evlatlarımız, gençlerimiz, kardeşlerimiz yanmakta… Küfür ateşi her tarafımızı sarmış bizler halen uyumakta, rahat ve rahatlıklarımızla beraber yatmaktayız. Aslında bizler ve ceddimiz böyle değildik. Ne oldu bize böyle? Yerimizden kımıldamıyoruz, teyakuza geçmiyoruz.

Üstad Bediüzzaman Said Nursi (Allah ondan razı olsun) bak nasıl haykırıyor: “Bana, sen şuna buna niçin sataştın, diyorlar. Farkında değilim karşımda müthiş bir yangın var. Yolda biri beni kösteklemek istemiş de ayağım ona çarpmış, ne ehemmiyeti var? O müthiş yangın karşısında bu küçük hâdise bir kıymet ifade eder mi? Dar düşünceler, dar görüşler…
Üstad Bediüzzaman, gelecekle ilgili Allah’ın izniyle müjdeyi de veriyor: “Şu istikbal inkılabatı içerisinde en gür seda İslam’ın olacaktır.”

İslam, izzettir. İslam, şereftir. İzzetli ve şerefli Müslümanlar Allah yolunda cihad ederler. Şehid Abbas Musavi’nin deyimiyle “Gidin israil’lilere söyleyin: Biz Muhammed’in ordusuyuz, geri döndük ve Kudüs yolunda ilerliyoruz.”

Evet, Allah’ın izniyle ilerliyoruz. Her şeye rağmen 30 yıl sonra İslam coğrafyasında çok şeyler değişti ve değişmekte. Çok çok çalışacağız, gece-gündüz demeden bütün olumsuzlukları ve engelleri tek tek aşacağız.

Müslümanların şanlı direnişi ve izzetli duruşları karşısında hiç bir zalim, zorba ve tağuti sistem ilelebet değildir. İmam Humeyni önderliğinde gerçekleşen inkılapla Şah’ın tahtını bırakıp Amerika’ya kaçması ve yerine İslam Cumhuriyeti’nin kurulmasını hatırlayın. Şimdi Mısır’da Firavun Hüsnü Mübarek demir kafeste yaptıklarının hesaplarını veriyor. Üstad Şehid Hasan El- Benna’nın talebeleri, Müslümanların iftiharı olmuşlar. İşte Tunus ve Libya dalga dalga yayılıyor.

Biz, Allah ve Resulüne aşığız, O’na söz verdik: Ey Rabbimiz! Bu can bu tende var oldukça senin ve Resulünün yolundan bir adım dahi geri atmayacağız, bütün inanan Müslümanlarla Tevhid bayrağı altında birlik ve beraberlik içinde siyah-beyaz, şii-suni, şu cemaat bu cemaat ayırt etmeksizin sadece ve sadece Allah ve Resulüne düşman olanlara düşman olacağız. Allah ve Resulune düşman olanlara düşman olacağız. Allah ve Resulüne düşmanlık yapanlar bilsinler ki artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak.

Allah adına koşanlara Allah yardımını gönderecektir. Allah’a hamd olsun. Artık Müslümanlar alanlarda ve meydanlardalar. Biraz daha gayret, biraz daha yürümek, biraz daha koşmak, biraz daha safları sıkı tutmak ve biraz daha tek vücut olmak, kaynaşmak, daima ileriye bakmak ve hızla ilerlemek…

Ey Allah adına alanlara, meydanlara ve cephelere koşan Müslüman bacılarım ve kardeşlerim!

Ey Allah adına koşanlar! Hızlı koşun. Hızlı koşalım ve her iki âlemde de huzur, mutluluk ve saadet’e erişmek dileğiyle…

Selam ve dua ile…
Hasan ÇINAR
Sivas E Tipi Kapalı Cezaevi