Vatan Gazetesi`nden Çınar Özer`in haberine göre; hukukçuların adil yargılama ilkesine aykırı olduğu iddiasıyla eleştirdiği gizli tanık ifadelerine dayanan dava dosyasında ilginç iddiaların yer aldığı ifade 5 Aralık 2012’de İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. 10 sayfalık dilekçe, el yazısının tanınmaması için mahkemece bilgisayara aktarıldı. Dilekçede şu iddialar yer aldı:
MGK, CIA, MOSSAD...
“Savaş isimli şahıs bana, Turgut Özal’ın ölümünün zehirlenme yoluyla düzenlenen planlı bir suikast olduğunu, Semra Özal’ın bir takım kişilere uygunsuz beraberlikleri, bilgi ve görüntüleri kullanılarak şantaj yaptırıldığını, bu olayın içerisinde kendisinin de yer aldığını, hatta suikast işinin MGK’da yer alan birçok komutanın yönlendirmesiyle Teoman Koman’ın, MİT ve JİTEM’de yetkilendirilerek gerçekleştiğini, olayın CIA ve MOSSAD’ın bağlantı ve katkılarıyla yapıldığını, aynı şekilde güvendiğimiz İrfan, Ahmet ve isimlerini net bilmediğim 3-5 kişilik arkadaş grubu ortamında söyledi.”
SAVAŞ YARBAY DEMİŞ Kİ...
“CIA ve MOSSAD yardımının orada bulunan Ahmet ismindeki arkadaşın ‘Bu nasıl iş MOSSAD, CIA var’ demesi üzerine Savaş Yarbay, ‘T.C. NATO üyesi ülkedir. Bu nedenle CIA ve MOSSAD birçok zaman ülkemiz yararına olacak operasyonlarda bizlerin hizmetinde bilgisinde çalışmıştır, çalışacaktır’ açıklamasında bulunarak tepkileri bertaraf etmiştir.”
BEHÇET OKTAY İDDİASI
“Savaş Yarbay’dan duymuş olduğum diğer bir husus da, Ahmet Özal’a hemşerisi olan Özel Harekâtçı Behçet Oktay aracılığıyla haber gönderilmiş, 3-5 milyon dolar vermesi karşılığında Turgut Özal’ın öldürülmesine ilişkin bilgi verileceği, aile içinden de birinin bu işin içinde kullanıldığı söylenmiş. Ahmet Özal para vermeyi kabul etmeyerek, ‘Babamız normal yollardan öldü. Benim ailemin içine bu işi yapacak kimse olamaz. Siz bana kim olduğunu söylerseniz, gerekli parayı verir, bu olayı sonsuza kadar kapatırım’ demiş. Ahmet Özal’ın böyle demesi Oktay’ı rahatsız etmiş. Savaş Yarbay’a ‘Ben bu işte yokum bu iş bize zarar verebilir. Parayı verecek gibi değil’, demesi üzerine bu plandan vazgeçmişler.”
‘ERSÖZ’DEN DUYDUM’
“Ben bu hususları daha sonra 2004 yılında Ankara Ümitköy Çay yollu mevki Atabilge sitesinde bulunan bir yerde Levent Ersöz’den de duydum. Ersöz kendi yapılanmaların üstünlüğü ve istihbaratın önemini anlatmak için ‘Sizler Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı yapmış kişiyi koynundaki kişiye zehirletiriz. Turgut Özal’ın karısı Semra Özal’a zehirlettik. Ona iki seçenek bıraktık ya rezil rüsva olup her şeyini kaybedecek ya da bizim istediğimizi yapacaktı’ dedi.”