HÜDA PAR Gençlik Politikaları Başkanlığının ilan ettiği "Gençlik Haftası" kapsamındaki Gençlik Şöleni programlarının finali İstanbul'da yapıldı.

Sultangazi İlim Yayma Cemiyeti Spor ve Konferans Salonu'nda düzenlenen etkinliğe, HÜDA PAR Gençlik Politikaları Başkanı Hüseyin İmir, HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Mahmut Şahin, HÜDA PAR GİK Üyesi Cemil Genç, İstanbul İl Başkanı İsa Güvendik, Gençlik Kolları Genel Başkanı Hamdullah Er katıldı.

Programa daha önce katılacağı duyurulan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ise gribal enfeksiyon kaynaklı rahatsızlığı nedeniyle katılamadı.

Kur'an-ı Kerim tilavetinin ardından bir selamlama konuşması yapan HÜDA PAR İstanbul İl Gençlik Kolları Başkanı Muhammed Harun Vergili, Gençlik Haftası etkinliklerinin sonuna geldiklerini belirterek etkinlik ve yarışmalara katılan herkese teşekkür etti.

Ardından HÜDA PAR Gençlik Politikaları Başkanı Hüseyin İmir, açılış konuşmasını gerçekleştirdi.

İmir, bir haftayı aşkındır tüm Türkiye’de gerçekleştirdikleri Gençlik Haftası etkinliklerindeki amaçlarının; gençlere sağlıklı ortamlar oluşturmak, sosyalleşebilecekleri, enerjilerini atabilecekleri ve helal sınırları içerisinde eğlenebilecekleri ortamlar sağlamak olduğunu söyledi. İmir, ayrıca bir taraftan eğlenirken diğer taraftan da toplumsal sorumluluklarını hatırlatacak ve manevi gelişimi sağlayacak programlar oluşturmanın da amaçların arasında olduğunu belirtti.

"Bizim sönmeyen bir aşkımız, tükenmeyen bir inancımız ve her geçen gün artan bir heyecanımız var"

Gençlere sadece siyasi nazarla yaklaşmanın doğru olmadığına inandıklarını dile getiren İmir, "Mevcut siyasi atmosferde var olan, gençlere sadece oyları alınması gereken bireyler olarak bakılan anlayışı doğru bulmuyoruz. Gençlerin seçim dönemlerinde hatırlanıp daha sonra unutulduğu bir anlayışı da kesinlikle tasvip etmiyor, bu yaklaşımı reddediyoruz. Onları gerçekten önemsiyoruz. Bunu sadece söylemlerle dile getirmiyor, eylemlerimizle de bu yaklaşımımızı açıkça ortaya koyuyoruz. Bir haftadır ve dahi kurulduğumuz ilk günden itibaren ortaya koyduğumuz politikalarla, çalışmalarla siyaset anlayışımızın merkezine gençleri, gençler için daha yaşanabilir yarınlar bırakma anlayışını yerleştirdik. Onlara hem dünya hem de ahiret saadetlerini kazanabilecekleri bir şuur ve bilinç kazandırmak istiyoruz." dedi.

İmir, "Bizim sönmeyen bir aşkımız, tükenmeyen bir inancımız ve her geçen gün artan bir heyecanımız var. Çünkü bir derdimiz var, hür bir davamız var ve tüm insanlığa ulaştırmamız gereken bir medeniyet tasavvurumuz var. Evet, böyle buhranlı bir devirde sizin gibi inançlı, kararlı bir şekilde hür bir geleceği arzulayan gençlerle çalışmak bizler için büyük bir şereftir. Özellikle şunun çok iyi bilinmesi gerekir, bugün ortaya konulan çalışmalar, yapılan fedakârlıklar, atılan adımlar tüm insanlık coğrafyasında zulüm gören ve gözleri yollarımızı gözleyen mustazafların özgürlüğe kavuşturmanın ayak sesleridir." ifadelerini kullandı.

"İnançlı, ahlaklı, ilkeli dürüst bir gençlik diyoruz"

İnsan olmanın, kültür, ırk, renk, statü farkı gözetmeksizin kişiyi onurlu kılmak ve haklarını tayin etmek için yeterli olduğunu belirten İmir, bu nedenle 'önce insan öncelik adalet' dediklerini belirtti.

İmir, "İnsanı, olduğundan farklı bir yere konumlandıran, insanı sömüren, toplumu sınıflaştıran, daha fazla kazanmak adına tüketici bir toplum oluşturan batıya rağmen, kapitalist, emperyalist ve siyonist güçlere rağmen bizler insanı, eşrefi mahlûkat olarak görüyor ve iyi, doğru ve güzel olan ne varsa, bu şerefli varlığa sunmak adına elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Rıza-i İlahiyi kendisine düstur edinen, üreten, toplumu kalkındıran, proje ve çalışmaları ile herkese örnek olan bir gençlik yetiştirmek istiyoruz. Unutmayalım ki! Bizleri iç ve dış saldırılara, şer odaklarının desiselerine karşı korunaklı hale getirecek olan fikriyatımızın manevi derinliği ve kuvvetidir. Bu vasfımızı yitirdiğimiz takdirde, askeri ve ekonomik gücümüz ne olursa olsun, son tahlilde yenilmeye ve yıkılmaya mahkûm olacağız. Bu nedenle ilkeli ve dürüst bir siyaset yürütüyoruz. İnançlı, ahlaklı, ilkeli dürüst bir gençlik diyoruz." şeklinde konuştu.

"Bizler etrafını aydınlatan, karamsarlığa kapılmış gençlere ışık olmak için çalışan gençleriz"

Tarih boyunca toplumlarını karanlıklardan aydınlığa çıkaran ideal gençlerin üç temel özellikleri olduğunu belirten İmir, bu vazifeleri şu şekilde sıraladı:

"İdeal gençlerin birinci vazifesi görenlerde hayranlık oluşturan muhteşem bir ruh ve bir irade terbiyesine sahip olmalarıydı. Bu nedenle her bir gencimiz muhteşem bir ruha sahip olmalı ve irade terbiyesini gerçekleştirmelidir. Mevlana Hazretlerinin buyurduğu gibi: 'Mum olmak kolay değildir. Işık saçmak için önce yanmak gerekir.' Bizler etrafını aydınlatan, karamsarlığa kapılmış gençlere ışık olmak için çalışan gençleriz. Değerli gençler toplumumuza karşı sorumluluklarımızı yerine getirmenin en güzel yolu tarihi tecrübelerden en iyi şekilde istifade etmekten geçmektedir. Asırlar boyu emperyalizme ve siyonizme karşı büyük bir direniş ortaya koyan Müslümanlar her şeyden önce kendi nefislerini değiştirip terbiye etmişlerdir. Kendi nefislerini terbiye etmeyenlerin, değiştirmeyenlerin mücadele yolunda istikrarı koruması mümkün değildir. Hak ve adalet temelli bir anlayışın hâkim olması için genç kardeşlerimizin daha yolun başında güçlü bir ruh hali ve irade terbiyesiyle planlı ve programlı bir çaba içerisinde olması gerekmektedir.

İdeal gençlerin ikinci vazifesi hayatı saniyelerle yaşamaya odaklanmış muazzam bir zaman bilincine sahip olmalarıdır. Her anımızın hesabından sorulacağımızın bilinci ile her anımızı programlandırıp sistemli çalışmak zorundayız. İşimizin vaktimizden çok olduğunu hiçbir zaman unutmamalıyız. İnsana emanet edilen en büyük nimetlerden birisi olan zamanın başıboş bir şekilde tüketilmesi, bir Müslüman gencin başına gelebilecek en büyük musibetlerden bir tanesidir, bu musibetten kurtulmanın yolu ise zamanı saniyelerle yaşayabilecek bir teyakkuz haline dönüştürebilmekten geçer. Bize görev düştüğünde sağımıza solumuza bakmadan ben varım diyebilecek şekilde zamanımızı programlandırmalıyız.

İdeal gençlerin üçüncü vazifesi, her türlü yoğunluğa ve yorgunluğa rağmen asla terk etmedikleri manevi programları olmuştur. Değerli gençler, yükümüzün ağırlığının farkında olmalı ve bu sorumluluğu hakkıyla yerine getirebilmenin yolunun da ancak güçlü bir manevi programla mümkün olduğunu bilmeliyiz. Bizler gündüzün yoğun çalışmalarını hakkıyla yapabilmek için gecelerimizi iyi ihya etmeliyiz. Manevi program, Müslüman gencin ruh terbiyesini sağlayacak, ona üstün bir ahlak kazandıracak, kötü huy ve alışkanlıklardan uzaklaştıracak ve toplum içerisinde örnek bir Müslüman genç haline getirecektir." (İLKHA)