Tasarrufun önemine dikkat çekmek, refah seviyesini arttırmak, tüketimi değil biriktirmeyi teşvik etmek ve kaynakların sürdürülebilirliğini güçlendirmek amacıyla 31 Ekim Dünya Tasarruf Günü olarak anılıyor.
İTTİHADUL ULEMA Üyesi Molla Mehmet Şenlik, Dünya Tasarruf Günü dolayısıyla İLKHA'ya yaptığı açıklamada İslam'da iktisat ve Müslümanların nasıl tasarruf yapması gerektiğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Şenlik, evlerde dizayn edilen ihtiyaç dışı eşyaların israf kavramı içerisinde yer aldığına, amacına hizmet etmeyen eşyaların israf olduğuna ve kapitalist sistemin insanları reklamlarla lüks tüketime teşvik ettiğine vurgu yaptı.
İktisadın, cimrilik ile savurganlık arasında bir ölçü olduğunu belirten Şenlik, "Kişi, eğer iktisatlı değilse oturaklı bir şahsiyetinin olmadığı söylenebilir. Oturaklı bir şahsiyete sahip olabilmek için iktisatlı, ölçülü, her şeyi yerinde ve zamanında kullanan bir insan olunmalıdır. Ticarette sadece satıcı değil alıcı da ölçüye tabidir." dedi.
Mehmet Şenlik
Gerek alıcı ve gerekse satıcının iktisada önem vermesi gerektiğinin altını çizen Şenlik, "Alıcının henüz zamanı gelmeden veya ihtiyacı olmadan alışveriş yapıp biriktirmesi gereksiz olmakla beraber iktisada da aykırıdır. İhtiyaç halinde imkân olmasına rağmen alışveriş yapmamakta cimriliğe gireceğinden yeteri kadarıyla alışveriş yapılmalıdır. Nihayetinde müsrif olmak kadar, aşırı tutumluluk da kötü bir davranıştır." ifadelerini kullandı.
"Amacına hizmet etmeyen eşyalarımızın bulunması büyük bir israftır"
Mobilya-dekorasyon alanında yapılan israflara dikkati çeken Şenlik, "Yeni evlenecek çiftler evlenmeden önce evin bütün eşyalarını alıyor ve dayayıp döşüyor fakat kimi zaman içinde yaşamıyor. İçindeki eşyalar kullanılmadan bekletiliyor. Eskiden insanlar evlerinde bir odayı misafir için tahsis ederlerdi. Misafir evlerine geldiğinde oturmak için minderleri hazır beklerdi. Şimdikiler ise misafirleri olmamasına rağmen evlerde oturma grupları bulundurmaktadır." diye belirtti.
Şenlik, "Misafir için tahsis edilen ve içine oturma grubu bırakılan odada misafir yerine koltuklar oturuyor. Hatta bazıları bu koltuk takımlarının üzerini bez veya perdelerle örtüyor, haftalık temizlik yaptıklarında eşyalarının varlığına tanıklık ediyorlar! Bu şekilde amacına hizmet etmeyen eşyalarımızın bulunması büyük bir israftır ve bundan kaçınmak gerekiyor." şeklinde konuştu.
"İsraf ettiğimiz halde Allah'ın sevgisinden uzaklaşmış oluruz"
İktisatsız ve dengesiz bir hayatın varlığını sorun olarak nitelendiren Şenlik, "Dünya'nın bir yerinde insanlar açlıktan kırılırken diğer bir yerinde israf içinde yaşayanlar var. Küreselleşen, küçülen, iletişim ve ulaşımın çok rahat olduğu bir zamandayız. Fakat buna rağmen insanlar açlıktan ölüyor kimileri de obezite dediğimiz tokluktan ölümle karşılaşıyor. Obeziteden ölenlerin sayısı açlıktan ölenlerin sayısından az değildir." dedi.
Fazla tüketimden kendini alamayanların, ihtiyaç dışında tükettiklerini paylaşmamalarına tepki gösteren Şenlik, "Allah yeryüzündekilere yetecek kadar rızık gönderiyor. Ama Allah'ın gönderdiklerinin üzerine çullanıp sadece kendilerini düşünenler, bu dengesizliğe sebebiyet veriyorlar. Bizler israf ettiğimiz halde Allah'ın sevgisinden uzaklaşmış oluyoruz. Allah bizleri; deprem, sel, hastalık ve belalarla uyarmak istiyor, tövbe etmemizi bekliyor." diye konuştu.
"Kapitalist sistem insanları reklamlarla lüks tüketime teşvik ediyor"
Ölçünün, "iktisatlı hayat yaşamak" olduğunu söylen Şenlik, "İktisat, bereket ve zenginliği getirir. İktisat olduğu zaman malın çokluğu olmasa da az bir şeyle insan geçinebilir. İktisatlı olan kazanır, israf yapan kaybeder. Mümin bir insan asla israftan yana ve müsriflerle beraber olmamalıdır. Kişi bir müsrifin yanına gittiğinde ona alışır, onun gibi savurmaya başlar. Bundan dolayı iktisatlı insanlarla ticaret yapmak ve arkadaşlık kurmak önemlidir." diye belirtti.
İnsanların ihtiyaçtan ziyade lüks tüketimi yaptığına vurgu yapan Şenlik, "Kapitalist sistem insanları reklamlarla lüks tüketime teşvik ediyor. Biz bu kapitalist sistemin çarkına takılmamalıyız. Başkasının derdini ve ızdırabını duymamız gerekiyor. 'Sadece ben kazandım ben yiyeceğim' mantığı liberalizmin düşüncesidir. Bunun yerine 'ben kazanıyorum beraber yiyeceğiz' dememiz lazım. Faydalı mümin kazanır başkasına da ihsanda bulunur. Münafık, fasık ve müsrif olan insanlar ise 'hep sen kazan ben yiyeyim' der ve karşısındakini köleleştirir. İslam bu bencilliği reddediyor. İslam; paylaşımcılığı, beraberliği ve iktisadı emrediyor." şeklinde konuştu. (İLKHA)