Teknoloji bağımlılığı; bilgisayar, telefon, akıllı cihazlar, tabletler, oyun konsolları ve benzeri dijital aygıtların aşırı ve kontrolsüz kullanılması sebebiyle ortaya çıkan bir bağımlılık türü olarak adlandırılıyor.
Kişinin teknolojiyi kontrolsuz, ölçüsüz ve sınırsız kullanması çok ciddi zararlara sebep olabiliyor. Teknoloji bağımlılığı; madde bağımlılığı gibi ruha ve bedene zarar verebilecek bir hastalığa dönüşebiliyor.
Yapılan araştırmalara göre her 8 kişiden birinde, her yaşta, teknoloji bağımlılığı görülebiliyor.
Uzmanlara göre aslında teknoloji kötü bir şey değildir. Ancak teknolojiyi bir bağımlılık haline dönüştüren kişilerde bu durum ciddi bir tedavi gerektirebiliyor.Hatta bazı uzmanlara göre teknoloji bağımlılığının tedavisi, uyuşturucu bağımlılığı kadar zorlayıcı olabiliyor.
Çocuklardaki teknoloji bağımlılığı ile ilgili bir özel öğretim kursunda psikolog olarak görev yapan Mehmet Kolsuzoğlu İLKHA'ya konuştu.
Mehmet Kolsuzoğlu
"Çocuklar, telefon, televizyon ve internetten uzak durarak aileleriyle zaman geçirmelidir"
Çocukların yakın çevresiyle iletişimde sorunlar yaşadığını belirten Kolsuzoğlu, "Genel itibarıyla öğrencilerimiz, çevresindeki eşi, dostu ve arkadaşlarıyla iletişim alanında büyük problemler yaşıyor. Bu da zamanla ister istemez öğrencilerde kişilik bozukluklarının oluşmasına neden olabiliyor. Günümüz şartlarında küçük yaşlardaki birçok çocuk, okuma yazma bilmiyor. Öğrenme konusunda zorluk yaşıyorlar. Bunun sebebi; ebeveynlerin çocuklarına yeterince zaman ayırmaması ve oyunlar oynamamasından dolayıdır. Çocuk, ağlamasın ve sesi kesilsin diye ellerine telefon veriliyor. Bu çok yanlış bir eylemdir. Öğrenci, bundan dolayı her şeyi teknolojide ve internette arıyor. Bunun ne kadar olumlu ya da olumsuz olduğunu düşünmüyor. Küçük çocukların önünü gençlere hitap eden videolar çıkabiliyor. Anne babalar hiç düşünmeden çocukların eline telefon veriyorlar. Çocukların eline telefon verilmemelidir; çocukla zaman geçirilmelidir. Çocuklar, telefon, televizyon ve internetten uzak durarak aileleriyle zaman geçirmelidir." ifadelerini kullandı.
"Çocuklar, büyüdüğü zamanda aynı problemleri yaşayacaktır"
Günümüzde hırsızlık vakaları, tecavüz ve kadına şiddet olaylarının teknolojinin hızlı bir şekilde hayatımıza girmesinden kaynaklandığını vurgulayan Kolsuzoğlu, "Çocuklarda telefon kullanımı kişilik bozuklarına neden oluyor. Küçük yaştaki çocuklar öğrenme ve okula gitme konusunda problemler yaşıyor. Bu konuda çevremizde birçok örnek var. Ailelere yönelik bir anket yapılsa yüzde 99'lara kadar problemler yaşadıkları görülecektir. Sadece çocuklarına karşı ilgili ailelerin çocuklarında sorun olmamaktadır. Çocuklar, herşeyi telefonda halletmeye çalıştığı ve çevresiyle zaman geçiremediği için sosyal uyum problemi yaşıyorlar. Çocuklar, büyüdüğü zamanda aynı problemleri yaşayacaktır. Günümüzde hırsızlık olayları, tecavüz ve kadına şiddet olayları teknolojinin hızlı bir şekilde hayatımıza girmesinden kaynaklanıyor." diye konuştu.
"Telefon en büyük zaman hırsızıdır"
Telefon kullanımı konusunda kurumunda çeşitli kısıtlamalar getirdiklerini ifade eden Kolsuzoğlu, "8 ve 12'inci sınıfta bulunan öğrencilerim var. Öğrencilerimle sabah 08.00'den akşam 21.00'e kadar 13 saat beraber zaman harcıyoruz. Öğrencilerime kesinlikle telefon kullandırmıyorum. Okul öğrencileri için telefon kullanmanın ne gibi zararları var? Bana göre telefon en büyük zaman hırsızıdır. Telefonu karıştırdığımız zaman içerisinden çıkmasını bilmiyoruz. Günümüzün büyük bir kısmını telefonda harcıyoruz. Faydalı videolar kontrollü bir şekilde kullanılabilirse teknoloji oldukça iyidir. Ama ne yazık ki bu konuda bazı öğrencilerimizi denedik. Baktık ki öğrenci belli bir süreden sonra müzik dinliyor, sosyal medya sayfalarına girmeye çalışıyordu. Bu sebeple kurumumuzda sosyal medya ağlarının bir çoğunu iptal ettik." şeklinde konuştu.
"Çocuk ne kadar güzel yetişirse toplum daha sağlıklı olur"
Ailelerin çocuklarıyla ilgilenme konusunda eğer yeterince bilgileri yoksa profesyonel destek alabileceklerine değinen Kolsuzoğlu, "Çocuklarımız selam ve muhabbeti telefondan yaptıkları için yeterince sosyalleşemiyor. İnsanlar hareketsiz kaldıkları için obezite oluyorlar. Aile fertleri, beraber oturduklarında bakıyoruz ki hepsinin elinde bir telefon var. Biri televizyona, biri bilgisayara bakıyor. Bu da aile fertlerinin iletişim ve sevgiden mahrum kalmasına neden oluyor. Ayrıca çocuklarda özgüven eksikliğine de neden oluyor. Çocuğa bir sorumluluk verildiği zaman bu sorumluluğu nasıl yerine getireceğini bilmiyor. Halbuki internette yapacağı bir işlemle ilgili çocuklarda özgüven patlaması yaşanıyor; ama uygulamaya gelince sıfır. Bu konuda psikolog ve danışman arkadaşlarımız var. Aileler, çocuklarıyla ilgilenme konusunda eğer yeterince bilgileri yoksa profesyonel destek alabilirler. Çocuk ne kadar güzel yetişirse toplum daha sağlıklı olur. Çocuklarla iletişim halinde olunmalı ve bağlantı koparılmamalıdır. Çocuklarımıza doğruyu uygulamalı bir şekilde göstermeliyiz. Çocuğu ne kadar çok internetten uzak tutarsak mesleki anlamda, sosyal uyum anlamında ve çevresi olan iletişiminde faydası olacaktır. (İLKHA)