Son dönemlerde meyve ve sebze fiyatlarının hızla yükselmesi satıcı ve vatandaşları etkilemeye devam ediyor. Yüksek fiyattan aldıkları ürünleri kâr payı koyarak satan pazarcılar, durumun kendileri ile ilgili olmadığını belirtirken vatandaşlar da geldikleri pazarlardan elleri boş dönmeye başladı.

Semt pazarlarında sebze ve meyve fiyatlarının geçtiğimiz yıllara göre mevsim normallerinin de çok üzerinde olduğu görülürken pazar esnafı fiyatların “aracılar”dan ve yeterli ürünün gelmemesinden kaynaklı olduğunu belirtiyor.

 

Sebze ve meyvelerde geçen yıllara göre 2 kat artış yaşanırken bu artış hem vatandaşı hem pazarcıyı memnun etmedi.

Tezgahlarda satışa sunulan ürünleri almak isteyen vatandaşlar fiyatların pahalı olmasından yakınırken esnaflar ise aracıların koydukları fazla kârdan yakındı.

Türkiye genelinde olduğu gibi Gaziantep’te de yükselen sebze ve meyve fiyatlarının düşmemesi hem pazarcı esnafını hem de vatandaşları mağdur ediyor.

Semt pazarlarına alış veriş yapmaya gelen vatandaşlar, son yapılan zamlar ile birçok ürünün fiyatının daha da arttığına dikkat çekti.

Son günlerde akaryakıt, elektrik, doğalgaz ve gıda maddelerine gelen zamlar nedeniyle geçim sıkıntısı yaşamaya başladıklarını belirten vatandaşlar, her gün birçok ürüne gelen zamların artık alım gücünü düşürdüğünü ifade ediyor.

Pazar esnafı, sebze ve meyve fiyatlarının zamlanmasından dolayı satışların düşmesinden, "ucuz ürün bulurum" umuduyla pazarı karış karış gezen vatandaşlar ise alış veriş yapamamaktan şikayet etti.

Pazar arabasını dolduramadan ve ihtiyaçlarını da alamadan eve döndüklerini belirten vatandaşlar, her geçen gün artan hayat pahalılığına yetkililerin çözüm bulmasını istiyor.

“30 kasa aldığımız ürünü 15 kasaya düşürdük”

Vatandaşın ve esnafın alım gücünün düşük olduğunu belirten Mehmet Demir, “Şu anda hiç kimsenin alım gücü yok. Pazara gelenler eskiden 2 kilogram ürünü alıyorlardı ama şimdi bir kilogram alıyorlar. Pazar esnafı olarak aldığımız ürünü aldığımız fiyata dahi satmaya çalıştığımızda satamıyoruz. Çünkü piyasa çok durgun. Eskiden 30 kasa aldığımız ürünü şimdi 15 kasaya düşürdük. Halen de satış yok ve alışveriş yok. Gidişat iyi değil. Fiyatlar alıcılara yüksek geliyor. Kendimizi asgari ücret ile çalışan birinin yerine koyacak olursak; bugün üzümün kilosu 7 lira 50 kuruş, adam evine iki kilo üzüm alacak olsa 15 lira ediyor. Tezgâhtaki her bir meyveden birer-ikişer kilogram almak isteyen bir vatandaş 50-60 lira vermeden pazardan ayrılamaz. 60 liralık meyve de insanın gözünü de midesini de doyurmaz. Pazara gelen tüm müşteriler fiyatların yüksek olduğunu söylüyor. Kilogram başına sadece 50 kuruş kâr alıyoruz. O aldığımız kâr ise ancak bizim giderimizi karşılıyor. Ne kârımız var ne de zararımız. Gidişat hiç iyi değil.” dedi.

“Zamları kime şikayet edeceğimizi bilmiyoruz”

Yüksek fiyatların hem kendilerini hem de vatandaşı mağdur ettiğini belirten Adem Gümüş, yapılan zamlardan herkesin şikayetçi olduğunu ifade ederek, “Pazarda bulunan bütün ürünlere zam geldiği için ve vatandaşın da alım gücü yok. Doğal olarak satışlar düşüyor. Bir yandan TL değer kaybediyor. Yakıta zam geliyor, yakıta zam gelince doğal olarak her şeye zam geliyor. Vatandaş bu konuda şikayetçi oluyor. Vatandaş bize ‘neden zam yaptınız?’ diyor. Zammı bizim yaptığımızı düşüyorlar. Ama zincir halinde bir şeye zam geldiğinde her şeye zam geliyor. Dolar yükseliyor, her şeye zam geliyor. Vatandaşın alım gücü düşük olduğu için vatandaş bu durumu bize şikayet ediyor. Bizde bu zamları kime şikayet edeceğimizi bilmiyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Sebze ve meyve halinden ürün alamıyoruz, pazarda da ürün satamıyoruz”

Sebze ve meyve fiyatlarının çok yüksek olmasını esnafı da mağdur ettiğini belirten Hüseyin Şahin de şunları söyledi:

“Zamlardan önce 5 kasa patlıcan alıyorduk ama şu anda bir kasa alıyoruz. Sebze ve meyve halinden hiçbir şey alınmıyor. Sebze ve meyve halinden ürün alamıyoruz, pazarda da ürün satamıyoruz. Sonumuz ne olacak bilmiyoruz. Artık Türkiye bitti. Geçen sene ile bu seneki sebze ve meyve fiyatları arasında dağlar kadar fark var. geçem yıl kamyon kamyon ürün alıyorduk. Bu sene ise bir pikap bile ürün alamıyoruz. Çünkü tüm ürünler zamlandı.”

“Vatandaş ihtiyacını karşılayamıyor”

Geçen yıla göre sebze ve meyve fiyatlarının çok yüksek olmasından dolayı satışların düşük olduğunu ifade eden Serdar Kılıç, “Geçem yıla göre satışlarda düşüş, sebze ve meyve fiyatlarında ise yükselme var. Bu durumdan herkes şikayetçi ama yapacak bir şey yok. Müşteriler fiyatların yüksekliğinden çok şikayetçi oluyor. Vatandaşın birçok ihtiyacı var. Fakat fiyatlar yüksek olduğu için vatandaş ihtiyacını karşılayamıyor. Gider çok ama gelir yok. Geçen yıl giderim azdı ama bu yıl gider geliri karşılamıyor. Bu sene masraf çok oluyor. Geçen sene 500-600 tane lahana satardım, bu sene 50-60 tane zor satıyorum. Çünkü birçok ürünün fiyatı yükseldi.” şeklinde konuştu.

“Geçen hafta aldığımız ürünü bu hafta aynı fiyata alamıyoruz”

Zamlardan yakınan emekli Hilmi Bozanoğlu, “Geçen hafta aldığımız ürünü bu hafta aynı fiyata alamıyoruz. Patatesin kilogramı 2 lira 50 kuruş olmuş. Şu anda pazarda en ucuz olan ürün patates ve bir kilogram mandalina 3 lira 50 kuruştan satılıyor. Maydanoz bile 2 liradan aşağı satılmıyor. Limon 6 lira ve bu şekilde birçok ürünün fiyatı çok yüksek. Bu şekilde nasıl geçineceğiz? Bununla birlikte sürekli zam geliyor. Zamları da herkes dövizin yükselmesine bağlıyor. Fakat biz dolar ile maaş almıyoruz. Ama çalışanın maaşı yükselmiyor.” diye konuştu.

“Hayat şartları fakir ve garibanlar için zor”

Gıda fiyatlarının çok yükseldiğini belirten Hacı Bey, “İnsanların alım gücü çok düşük. Asgari ücretin ne kadar olduğu ise zaten belli. Yaklaşık 3 bin liralık bir asgari ücret var. İnsanlar kiralarını mı ödesin, yoksa sebze-meyve mi alsın? Her şeye yüzde 50 zam gelmiş. Yüzde 80’e kadar zam var. Yapılan zam ise yüzde 18. Enflasyon farkına göre zam yapmışlar ama yapılan zammın miktarı çok düşük. Hayat şartları fakir ve garibanlar için zor. Asgari ücret en azından 4-5 bin lira olmalı ki; insanlar az da olsa geçinebilsinler. Ben emekliyim ve zor geçiniyorum. 3 bin lira aylık gelirim var, ev benim, çocuklarım da evli ama eşimle geçinemiyoruz. Peki, çocukları okula gidenler, eve kira verenler ne yapacaklar? Enflasyonu yüzde 18 olarak açıklayanlar gelip bu parayla bir ay geçinsinler. Geçen sene iki lira olan domatesin kilogramı bu sene 6-7 lira olmuş. Mandalina ise 3 lira 50 kuruş olmuş. Geçen sene ise bir lira 50 kuruştu. Yüzde 100’ün üzerinde zam gelmiş.” diyerek zamlardan yakındı.

“Allah asgari ücretlilere yardım etsin”

İsmini vermek istemeyen bir vatandaş ise fiyatların yüksekliğinden memnun olmadığını belirterek şöyle konuştu.

“Gıda fiyatları aşırı arttı. Üretim yok. Üreten insan ise kâr edemiyor. Tarımda girdi maliyetleri yükseldiğinden dolayı üreten kazanamıyor, vatandaşın geliri artmıyor. Hal böyle olunca gıda fiyatları artıyor ve ben daha da artacağı kanaatindeyim. Şu an ihtiyaçlarımı alabiliyorum ama durumumuzun git gide daha kötü olduğunu hissedebiliyorum. Asgari ücretliler şu an ne temin edebiliyorlar ki? Kirayı, elektriği, doğalgaz faturalarını ödedikten sonra sebze-meyve almak için ne kalıyor ki elinde? Allah asgari ücretlilere yardım etsin. Yetkililerden de halkın içine girmelerini ve durumlarını sormalarını istiyorum.” (İLKHA)