İbrahim Koçyiğit/Mehmet Fatih Akgül/Muharrem Kayık-GAZİANTEP/BATMAN

Türkiye’de son yıllarda uyuşturucu kullanımı özellikle genç nüfusta hızlı bir şekilde artıyor. Uyuşturucu kullanım yaşı çocuk yaşlara kadar düşerken kullanım oranları sürekli yükseliyor. Piyasaya yeni sürülen sentetik uyuşturucu maddelere gençlerin çok çabuk ulaşması aileleri başta olmak üzere toplumun her kesimini endişelendiriyor. Özellikle gençleri hedef alan ve bağımlılık yapan maddeler daha tehlikeli boyutlar kazanırken metruk binalarda, parklarda, sokaklarda ve atıl durumdaki birçok alanda gençlerin, çocukların uyuşturucuya çok kolay ulaşmaları tehlikenin boyutunu gözler önüne seriyor. İnsani değerleri kaybettiren etkenlerin başında gelen uyuşturucu madde bağımlılığı toplumda şiddet, istismar, hırsızlık, gasp, adam öldürme ve fuhuşa varıncaya dek her türlü suçun artmasına yol açmakla birlikte toplumun rahat ve huzurunu da büyük bir oranda tehdit ediyor.

Sivil toplum kuruluşları (STK) yetkilileri, artan uyuşturucu madde bağımlılığı konusunda yeterli önlemlerin alınması çağrısında bulundu. Bu konuda gerekli önlemlerin alınması gerektiğini ifade eden sivil toplum kuruluşları, yetkililer başta olmak üzere toplumun tüm kamu kuruluşlarına ve kamuoyuna uyuşturucu ile mücadele çağrısında bulunarak bu konuda herkese sorumluluk düştüğüne dikkat çekiyor. Gaziantep’in en işlek semtlerinde ve sokak aralarında yaygınlaşan uyuşturucu illetine karşı yetkililere seslenen sivil toplum kuruluşları, kentteki kimi mahallelerin madde bağımlılarının meskeni haline geldiğine dikkat çektiler. Uyuşturucu illetinin daha fazla yaygınlaşmaması, gençler ile çocukların uyuşturucu bağımlı olmaması için gerekli önlemlerin bir an önce alınması çağırısında bulunan uyuşturucu kullanımı ve ticaretine karşı yetkilileri uyardı. Son yıllarda uyuşturucu kullanımının özellikle de genç nüfusta hızlı bir şekilde arttığına dikkat çeken Peygamber Sevdalıları Vakfı Gaziantep İl Temsilcisi Mehmet Taş, uyuşturucu madde bağımlılığının kullanımı ile birlikte ticaretinin önüne geçilmesi ve engellenmesi gerektiğini belirtti.

“UYUŞTURUCU TİCARETİNİ ANCAK DEVLET ENGELLER”

Uyuşturucu bağımlılığı konusunda yeterli önlemlerin alınması için yetkilileri göreve çağıran Taş, “Bu illet maalesef son zamanlarda gittikçe daha fazla yaygınlaşıyor. Her geçen gün daha fazla gencimiz ve hatta çocuğumuz bu illete bulaşıyor. Artık uyuşturucuya her an ulaşabilen bir nesil var. Neredeyse her ailede uyuşturucu kullanan biri var. Bu çok üzücü ve acı bir durum. Özellikle bazı kuytu mahallelerde uyuşturucu ticareti ve kullanımı yaygınlaşıyor. Şu an birçok aile bu konuda çocukları ile baş edemiyor. Uyuşturucu ticaretini ancak devlet engeller. Kullanımı konusunda ise diyanet başta olmak üzere tüm sivil toplum kuruluşlarına önemli görevler düşüyor.” dedi.

“MANEVİ KALKINMAYA DAHA ÇOK ÖNEM VERİLMESİ LAZIM”

İlim Yayma Cemiyeti Gaziantep Şube Başkanı Mehmet Emin Arslan, “Maalesef bu uyuşturucu illeti neredeyse evlerimize kadar girmiş durumda. Uyuşturucu bataklığına düşenler bizim çocuklarımız, çocuklarımızı bu illetten kurtarmak için çaba göstermeliyiz. Bu konuda her kime görev düşüyorsa; görevini hakkıyla yerine getirmelidir. Uyuşturucu bağımlısı olan her çocuğumuzun hesabı bizden sorulacaktır. Aileler başta olmak üzere bu konuda hepimiz sorumluyuz. Manevi kalkınmaya daha çok önem verilmesi lazım. Manevi kalkınma olmadıkça da hiçbir zaman huzurlu ve mutlu olamayız. Önce ahlak ve maneviyatımızı geliştirecek adımları atmadığımız müddetçe uyuşturucu kullanımı ve diğer kötü alışkanlıklar artar.” ifadelerini kullandı.

“BATAKLIĞIN KURUTULMASI GEREKİR”

Diyanet-Sen Gaziantep Şube Başkanı Müslüm Göral, “Bu konuda her kurumun kendi üzerine düşeni yapması lazım. Bu çocuklar bizim çocuklarımız, bu toplumun insanları ve bu insanlarla her kurumun kendisi ilgilenmesi gerekiyor. Bu bir vebaldir, her kurumun üzerine düşen bir görevdir. Bu konuda herkes üzerini düşeni yaptığı takdirde bir merhale alınır. Yoksa bu işle baş edilmez. Bunun birkaç ayağı var. Öncelikle bataklığın kurutulması lazım. Çünkü siz 3-5 genci tedavi ederseniz, uyuşturucudan vazgeçirebilirsiniz. Fakat diğer taraftan ise 10-20 genç tekrar bu illete bulaşır. Yani özellikle uyuşturucunun satışı, pazarlama ve üretimi noktasında çok ciddi tedbirlerin alınması gerekir. Sadece 3-5 gencin tedavisiyle, uyuşturucudan vazgeçtirmesiyle bu işin sonu gelmez. Bu pislik ancak bu şekilde temizlenir diye düşünüyorum. Uyuşturucu ile mücadele de her kurumun üzerine düşeni yapması lazım. Sadece Diyanet İşleri Başkanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve emniyetin değil, tüm kurumların bu konuyla ciddi bir şekilde ilgilenmesi lazım. Çünkü gidişat iyi değil, bu konuda ilgili tedbirlerin alınması gerekir.” şeklinde konuştu.

“UYUŞTURUCU KONUSUNDA AİLELERİN BİLİNÇLENDİRİLMESİ LAZIM”

Uyuşturucuyla mücadelede en büyük görevin ailelere düştüğünü belirten Yeşil Yıldız Bağımlılıklarla Mücadele Derneği Gaziantep Şube Başkanı Mehmet Yıldız ise şunları söyledi: “Uyuşturucu konusunda çocuğun ailesinin bilinçlendirilmesi lazım. Ailelerin çocuğunu takip etmesi lazım. Çocuğu kimlerle oturup kalkıyor, çocuklarına parayı veriyorlar, sokağa bırakıyorlar çocuğun kiminle oturup kalktığını takip etmedikleri için çocuklar şu an ‘ateş buz’ dediğimiz maddeyi birkaç defa aldığında farkında olmadan direkt bağımlı oluyor. Bu madde Türkiye’ye yurt dışındaki bazı ülkelerden geliyor. Bir kilo olarak gelen bu madde 100 kilo olarak çoğalıyor. Bu maddeyi kullananlar günlük 100-150 lira bu maddeye vermek zorundalar. Bu maddenin en zararlı yönü ise vücuttan dışarı çıkmıyor, kemikleri eritiyor.” 

"AİLE BAĞI KUVVETLİ ÇOCUKLAR MADDE BAĞIMLILIĞINDAN UZAK DURUR"

Batman Bağımlılıklarla Mücadele Derneği Başkanı Psikolog Yasir Atalay ise İLKHA muhabirine yaptığı açıklamada, madde bağımlılığının çocuklarda agresiflik ve yoksunluk belirtisi ortaya çıkardığını, sağlıklı düşünme beceresini kaybettirdiğini söyledi. Devamlı hale gelen madde kullanımının ileride büyük bir tahribata yol açtığına dikkat çeken Psikolog Atalay; uyuşturucu, madde bağımlılığı tehlikesine karşı aileleri uyardı. Ailelerin çocuklarının gün içerisindeki davranışlarına dikkat etmesi gerektiğine işaret eden Atalay, çok sık yapılan iletişimin çocuklar üzerinde olumlu bir etki oluşturduğunu anlattı. “Aile ile bağı güçlü olan çocuklar bağımlılıktan da uzak durmaya başlıyorlar.” diyen Atalay, çocukların sağlıklı yetişip kötü alışkanlıklardan korunmasının güçlü bir iletişim bağıyla mümkün olabileceğini kaydetti.

“OKULLAR MADDE SATIŞI YAPANLAR İÇİN BİR PİYASA HALİNE GELDİ”

Atalay, “Son zamanlarda okullar madde satışı yapanlar için bir piyasa haline geldi. Hedef kitle olarak git gide savunmasız olan, sorunlarla baş etme becerisi olmayan çocuklara yönelik yabancı madde kullandırtmaya ya da onları bu sürece teşvik etme durumları söz konusu. Madde kullanımı çocuklarda agresif ve yoksunluk belirtisi ortaya çıkarır. Kişi zamanla kullandığı maddeye bağlı olarak sağlıklı düşünme becerilerini kaybediyor. Maddeyi kullananlar sorunları çözdüğünü düşünüyor. Hâlbuki belli bir süreçten sonra kişide daha tehlikeli kimyasal madde kullanımı ortaya çıkıyor.” dedi.

“CİDDİ SORUNLA KARŞILAŞILABİLİR”

Kullandığı kimyasal maddeler kişinin sinir sisteminde büyük bir tahribata sebep olduğuna dikkat çeken Atalay, “Bundan dolayı aileler çocuklarının gün içerisindeki davranışlarına dikkat etmeli. Aileler iyi gözlem yaparak çocuklarını bu zararlı maddelerden uzak tutabilsin. Yoksa ciddi anlamda bugün okul önlerinde, yarın başka bir yerde bu sorunlarla karşılaşabilirler.” diye konuştu.

“AİLELER BİLİNÇLİ OLMALI, ÇOCUKLARINI DENETLEMELİDİR”

Ailelere madde kullanımına karşı önemli tavsiyelerde bulunan Atalay, konuşmasına şöyle devam etti: “Halk, aile ve toplum olarak bu durumlara tepki göstermezsek madde kullanımı daha da artacaktır. Toplum bundan daha çok etkilenmeye başlayacaktır. Bu süreç için aileler bilinçli olmalı, en azından çocuğunu denetleyebilmelidir. Aile çocuğuyla ne kadar iletişim kursa o kadar faydalı olur. Çünkü çocuğu böyle bir ortamda bulunmuş ve madde kullanmamışsa en azından kendilerine paylaşımda bulunabilir. Çünkü aile ile bağı güçlü olan çocuklar bağımlılıktan da uzak durmaya başlıyorlar. Aile ile etkileşimi kopuk olan çocuklar torbacı ve diğerleri için hep bir potansiyel olarak görülürler. Bu açıdan aile olarak çocuklarımızla etkileşimimiz daha iyi olmalı ki çocuklarımızı daha sağlıklı bir şekilde koruyabilelim.”

“BANA DOKUNMAYAN YILAN BİN YIL YAŞASIN DERSENİZ GÜN GELİR YILAN HEPİMİZİ ISIRIR”

Madde bağımlılığıyla mücadelede herkese önemli görevlerin düştüğünü vurgulayan Atalay, “Biri bir yerde bir yanlışı gördüğü zaman eğer bildirmeseniz gerekli yerlere bu sorun git gide çoğalır. Emsal olarak ‘bana dokunmayan bin yıl yaşasın’ derken bir bakmışız ki yılan hepimizi ısırmaya başlamıştır. Bu açıdan madde kullanan kişiler de bundan rahatsız ve bu bataklıktan nasıl kurtulacaklarını bilmedikleri için bu döngü bu şekilde devam etmeye başlıyor. Bundan dolayı insanlar bir rahatsızlık gördükleri zaman bu konuyu gerekli yerlere söylemesi gerekmektedir. Madde kullanan insanlarda tedavi konusunda bir istek görürseniz en yakın sağlık kuruluşuna yönlendirmemiz gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.

“SOSYAL ETKİNLİK YAPARSAK SORUNLARLA BAŞ ETME BECERİLERİNİ ARTIRMIŞ OLURUZ”

Ailelerin çocuklarla birlikte spor, kitap okuma gibi etkinlikler yaparak iletişimi güçlendirebileceklerini belirten Atalay, son olarak şunları söyledi: “Önleyici hizmetler konusunda spor ve diğer faaliyetlerle çocuklarınızı ne kadar dâhil ederseniz onlara gerçekten en iyi önleyici hizmeti vermiş olursunuz. Bu kitap okuma etkinliği de olabilir. Çocuklara ne kadar çok sosyal etkinlik yaptırırsak o kadar çok güçlü ve sağlıklı baş etme becerilerini artırmış oluruz. Gerçekten risk çok büyük ve kullanım yaşı git gide inmeye başlıyor. Özellikle kişide sağlıklı baş etme becerisi olmayan genç ve ergenlerin hepsi potansiyel risk gurubu. Çocuğunuzda bir sorun gördüğünüzde bu süreçte destek alın ki bu maddeleri destek olarak kullanmasın.”  (İLKHA)