Kayserili çiftçiler girdi ücretlerine yapılan zamlardan uzun süredir muzdarip. Malzemelere gelen zamların yanı sıra kendilerine sahip çıkılmaması, ürettiklerini satma hususunda kendilerine yardım edilmeyip ürünlerin bir kısmının dışardan getirilmesiyle çok zor durumda olduklarını ileri süren çiftçiler, böyle giderse üretimin duracağını, durumdan oldukça şikâyetçi olduklarını, durumun böyle devam edemeyeceğini dile getirdi.
Çiftçinin en büyük sorununun mazot, gübre, ilaç gibi maliyetler olduğunu söyleyen Orhan Gökoğlu, "Geçen seneki fiyatlardan bahsedersek 5 TL olan bir ilaç bu sene 10 TL ama sattığımız mahsuller geçen sene ile aynı fiyat. Bunu görmezden geliyorlar. Ondan sonra sayın yetkililer çıkıyor, 'biz iyiyiz, çiftçilik güzel' diyor ama öyle bir şey yok. Çiftçinin mahsulü bu sene de 10 lira, geçen sene de 10 liraydı. Ama maliyetler geçen sene bin liraydı, bu sene 2 bin lira. Bunu yetkililerin görmesi lazım. Yetkililer görmüyorsa burada bir sıkıntı var demektir. O sıkıntıyı bulmaları lazım. Sahaya inmeleri lazım, bu konu hakkında kimi görevlendirmişlerse bu kişilerin sahaya inmesi lazım. Oturdukları yerden ben gelmiyorum her şey güzel, ona söylüyorum, o da diyelim ki Tarım Bakanına söylüyor. Tarım Bakanı da çıkıp her şey süper diyor. Böyle bir şey yok. Geçen sene tonu bin lira, 2 bin lira olan gübrenin tonu, bu sene 4 bin lira oldu, biz ise mahsulümüzü yine geçen sene ki fiyata sattık. Bunları yetkililerin görmeleri lazım. Keza mazot da aynı." dedi.
"Üretim biterse her şey biter, üretim şart"
Çiftçi Orhan Gökoğlu
Fiyat istikrarsızlığının olduğunu ifade eden Gökoğlu, "Devlet dese ki kardeşim fiyatım şudur. Sen tüccarsan geleceksin bu çiftçiden bu malı bu fiyattan alacaksın, aşağıya alamazsın.10 tüccar geliyor, o bilmem 'arkası kırık, bilmem şurası bozuk' diyor, yani bir fiyat yok. Ben bunu 5 lira aşağıya alırsam 5 lira fazla kâr ederim diyor. Devlet zaten bunu görmüyor, sen söylemezsen nasıl görsün ki? Bizim ülkemizde birilerinin bunları görmeleri lazım. Görmezse bu çiftçilik biter, üretim biterse her şey biter zaten. Üretim şart, bu destekle olmaz yani. Devlet dekara şu kadar destek veriyorum diyor. Ya kardeşim verme desteği, sen bunu kontrol et, bu sahada bu çiftçi ne yapıyor? bu sahada bu hayvancı ne yapıyor? ne kazanıyor? nasıl kazanıyor? ne şekilde kazanıyor? Bir insanın çitçiye inip ya kardeşim sen ne yapıyorsun deyip muhatap alması gerekiyor. Ben görmedim şu sahaya gelip de bir devlet yetkilisinin beni muhatap aldığını. Seçim olduğu zaman gezerler, üç beş dükkân, iki fotoğraf, beş dakika video, tamam. Biz esnafın yanındayız, biz esnafın arkasındayız, biz çiftçinin yanındayız, nerede ya! Böyle bir şey var mı ya, artık yutmuyoruz, artık yutmuyor kimse. Ama üretim durdu mu her şey durur. Bunu bu yetkililerin görmesi, duyması, bilmesi lazım. Bu şekilde olmaz." diye konuştu.
"Çiftçiye sahip çıkılmıyor"
Çiftçi Yakup Yıldız
Çiftçilerden Yakup Yıldız ise, tarla ve makinelerin kendisinin olmasına rağmen üretim noktasında zorluklar çektiğini söyleyerek şunları söyledi:
"Devletin her şeye yaptığı zamma göre pancarda bir şey yok, çiftçide bir şey yok. Bir köyde 400 kişi ekim yapıyorsa, bu her sene düşüyor. Mesela bizim sayının 15 bin kotası vardı şu anda 5 bine düştü. O da benim gibi 3-5 kişi ekiyor. Dayanma gücümüz bitiyor, makine benim, her şey benim olmasına rağmen. Bir de bunu parayla yaptıran adamı düşünün. Ondan sonra çiftçi ne yapacak. Geçen sene bu zamanlar 2 bin 800 TL alıyordum, şu anda 7 buçuk, 8 lira. Nasıl alıp atacağım ilacımı, gübremi. Geçen sene pancarı 3 buçuk liraya verdi, bu sene belki 10 liraya verecek. Ben nasıl atayım bu gübreyi. Gübre atmayınca da bu sefer verim alamayacağım, şirkete borçlu çık, ona borçlu çık, bilmiyorum zor. Bu 420 TL çiftçiyi kurtarmaz. Şu anda bile kota bağışlayacak adamlar var, ek diyen adamlar var. Çünkü ekecek durumu yok. Benim her şeyim olduğu halde, ben içinden çıkamıyorum, olmayan adam nasıl çıkacak. Durumumuz zor. Çiftçiye sahip çıkılmıyor, iki buçuğa arpa satıyorduk, dışarıdan 2400 liraya arpa getirdi, 1900 lira malcıya veriliyor, dışarıdan getirene kadar benden al, çiftçiden al. Dışarıdan buğdaylar pahalı getiriliyor, millete ucuz veriyorsun, kendi vatandaşının buğdayını almıyorsun. 4 tane tüccara düşürüyorlar bizi. Onlar da bizi oynatıyorlar. Para var adamlarda istediğini alıyor. Benim de borcum var, dört gün tarım krediyi geciktirdiğimde avukat kâğıt gönderiyor. Bu sefer de 10 bin TL avukat parası veriyoruz, işin içinden çıkılmıyor. Şu anda çiftçinin durumu çok kötü."
Çiftçi Arif Demirtaş
Üreticilerden Arif Demirtaş ise, pancar konusunda ciddi sorunlarının olduğunu ifade ederek şunları dile getirdi:
"Pancar konusunda ciddi manada sorunlarımız var. Neyden kaynaklı? şeker oranı, hadi şeker oranını geçtik, su zamları, mazot zammı. Bizim geçen sene ki şeker pancarımız fiyatı, aşağı yukarı şeker oranın yükselmesiyle dört yüze geliyordu. Bize sahip çıkacak kimse yok, ne mecliste ne de başka bir yerde, hiçbir yerde yok. Ne Tarım Bakanı ne İlçe Müdürlüğü. Tarım Bakanını ben hiç gördüm mü? Hiç görmedim. Kaç dekar tarla ekmiş, ya da ne yapmış. Ekmiş mi? bir dekarın maliyetini hesaplamış mı? Pancar olarak konuşacak olursak bunun sadece 130 lira işçiye gösterdiğimiz çapa maliyeti var, 200 lira sökümü, ot ilacı, gübresi, bunların çeşit çeşit yapmamız gereken masrafları var. Bu sene yüzde 25 zam verdiler. Gübreye gelen zam yüzde kaç? İki yüzü geçti. Tamam biz şu durumda da para kazanıyoruz, pancarın fiyatından da çok memnunuz, bu şekilde giderse daha da memnun olacağız. Ne yapacağız ondan sonrasını bilmiyoruz. Biz şu an devletin verdiği zamdan memnunuz.
Çiftçi Demirtaş konuşmasının devamında, "Geçen seneki 100 liralık traktör bu sene 300 lira olmuş. Bunun parasını devlet belirliyor, neye dayanaraktan çıkarmış bu gübre fiyatını. Bu zammı yapanlar neye dayanarak yapmış bu zammı. Mazota mı dayanmış, gübreye mi dayanmış, işçiye mi, neye dayanarak yaptılar bu yüzde yirmi beşlik zammı? Yüzde elli mi, yüzde altmış mı, kurtarır? Biz bu çiftçiyi nasıl ayakta tutacağız diye mi, yoksa bu çiftçiyi nasıl batıracağız, nasıl gömeceğiz diye mi uğraştılar. Batacak isek biri çıkıp desin ki alenen açık, bu pancarı ekmeyin, biz dışarıdan alacağız. Biz katkı maddeleri kullanacağız, çoluğunuza, çocuğunuza sağlıklı bir hayat sunmayacağız, sizin neslinizi tüketeceğiz, sizde biteceksiniz, çocuklarınızda bitecek diye bir önerileri varsa, erkek gibi çıkıp söylesinler ki, ekmeyin biz fabrikasyon ürünleri, glikoz şurubundan yapacağız, biz sağlıklı bir şeyler kullanmak istemiyoruz desinler, bizde ekmeyelim başka şeylere bakalım. Veyahut git fabrikada mı çalış diyor, tamam fabrikamızı göstersinler o fabrikada çalışalım. Yapalım yani, ne yapılacaksa yapalım. Sahip çıkacak bir adam yahut hiç sahip çıkmayacaklarsa, bu yüzde yirmi beşlik zammı da vermeseydiler de zam verdim demeseydiler." şeklinde belirtti. (İLKHA)