Ahiret mefhumu ile dünya mefhumu arasında sıkı bir münasebet vardır. Âhiret dünya hayatını takip eden, ona benzer fakat daha değişik ve ölümsüz bir hayattan, ebediyet âlemine ait çeşitli merhaleler ve hallerden ibarettir. Peki, ahiret ne demek? ahiret hayatın aşamaları, ahiret hayatı, kıyamet ve ahiret nedir? İşte merak edilen soruların cevabı...

Ahiret ne demek?

Ahiret, kıyametin kopmasından sonra başlayan ve sonsuza kadar devam edecek olan cennet ve cehennem hayatıdır. Âhiret, Kur’an’da 110 yerde geçer.

Ahiret Hayatının Aşamaları Nelerdir? 

1- Ölüm: Ahiret hayatının ilk aşaması ölümdür. Kuran'ı Kerimin birçok ayetinde de geçtiği üzere her nefis ölümü tadacaktır.

2- Berzah Alemi: Ölümle başlayıp yeniden diriltilmeye (ba‘s) kadar sürecek olan ara dönem, dünya ile âhiret arasındaki âlem ve kabir hayatı karşılığında kullanılır

3- Kıyamet:  dünyanın sonu ve bütün ölülerin dirilip mahşerde toplanacağı zaman

4- Diriliş: İsrafil Sur’a iki kere üfleyecektir. İlk üflediğinde o esnada dünyada olan herkes ölecektir. İkinci kez üflediğinde ise tüm insanlar dirilecektir. 

5- Hesap ve Mizan:  İnsanlar dünyada yaptıklarından dolayı sorguya çekilecek, günah ve sevapları mizanda tartılacaktır. 

6- Cennet ve Cehennem: Takva ehli kullar cennete, başta şirk ve kul hakkı yemek üzere büyük günahları işleyenler ise cehenneme gönderilecektir.

Kıyamet ve Ahiret nedir?

Kıyamet, dünya ve evrenin tamamen yok olup ahiret hayatının başlayacağı gün demektir. Sadece İslam'da değil, Hristiyanlık ve Musevilik gibi semavi dinlerde de kıyamet gününe inanılır. Hatta bilim insanları da gezegenlerin hızlı bir şekilde karadeliğe doğru gittiğini ve karadeliğe giren her şeyin yok olduğunu söylüyor. Semavi dinlerin yanında beşeri dinlerde ve ideolojilerde de kıyametin ismini değiştirerek kıyameti kabul ediyor.

Sur’a üflendiğinde kıyamet kopacak ve tekrar üfürüldüğünde tüm ölüler diriltilecektir. Allah'ın huzurunda toplanan insanlar dünyada yaptıkları şeylerden ötürü sorgulanacaktır. Allah'ın emir ve yasaklarına uyan, harama el uzatmayan kullar cennete gidecektir. Allah'a şirk koşan günahkarlar ise sonsuza kadar cehennemde kalacaktır.

Ayetlerde Allah kıyameti şu şekilde bize bildirir:

Sura üfürülmüştür. Bu, tehditlerimin (vuku bulacağı) gündür. (Kâf 20)

Gökyüzünün erimiş maden gibi olacağı gün, Dağlar (etrafa saçılmış) rengârenk yün gibi olur. (Meâric 8-9)

Onu göreceğiniz gün, emziren emzirdiğini unutur, gebe kadınlar çocuklarını düşürür ve insanları sarhoş hâlde görürsün; oysa onlar, sarhoş değillerdir. Fakat Allah’ın azabı pek çetindir. (Hac 2)

Güneş dürülüp (karartıldığında), Yıldızlar dökülüp saçıldığında, Dağlar yürütüldüğünde,

Hamile develer kendi hâllerine terk edildiğinde, Vahşi hayvanlar toplandığında,

Denizler tutuşturulduğunda, Nefisler eşleştirilip (ruhlar cesetle yeniden buluştuğunda),

Diri diri toprağa gömülen kız çocuğuna sorulduğunda, Hangi günahtan ötürü öldürüldüğü (sorulduğunda), Sahifeler yayılıp açıldığında, Gök sökülüp dürüldüğünde,

Cehennem (ateşi) iyice harlanıp tutuşturulduğunda, Cennet yakınlaştırıldığında, (Tekvîr 1-13)

Gök yarıldığında, Yıldızlar dökülüp saçıldığında, Denizler patlatılıp/fışkırıp taşırıldığında,

Kabirler ters yüz edildiğinde, Her nefis (ne yapıp) takdim ettiğini ve (neyi terk edip) ertelediğini öğrenir. (İnfitâr 1-5) Hayır! Bilakis siz hesabı yalanlıyorsunuz. (İnfitâr 9)

Sonra Kıyamet Günü diriltileceksiniz. (Mü'minûn 16)

Kıyamet Günü'nde azabı kat kat arttırılacak, (azabın içinde) aşağılanmış bir hâlde ebediyen kalacaktır. (Furkân 69)

Sonra da sizler, Kıyamet Günü Rabbinizin huzurunda davalaşacaksınız. (Zümer 31

“Kâfirlere gelince, onlara dünyada da ahirette de çetin bir azapla azap edeceğim. Onların yardımcıları da olmayacak.” (Âl-i İmran 56)

O gün bazı yüzler aydınlanacak, bazı yüzler de kararacaktır. Yüzleri kararanlara gelince (onlara denilecek ki:) “İman ettikten sonra küfre mi girdiniz? Kâfir olmanıza karşılık azabı tadın (bakalım)!” (Âl-i İmran 106)

Yüzleri aydınlananlara gelince, onlar Allah’ın rahmeti içindelerdir. Ve orada ebedî kalacaklardır. (Âl-i İmran 107)

Ayetlerde ahiret hayatı

Dünya hayatı oyun ve eğlenceden ibarettir. Şüphesiz ahiret yurdu korkup sakınanlar için daha hayırlıdır. Akletmez misiniz? (En'âm 32)

Her nefis ölümü tadacaktır. Ve Kıyamet Günü'nde ecirleriniz eksiksiz bir şekilde size verilecektir. Kim de ateşten uzaklaştırılıp cennete sokulursa, hiç şüphesiz kazanmıştır. Dünya hayatı sadece aldatıcı bir faydalanmadan ibarettir. (Âl-i İmran 185)

Öyle bir günden sakının ki; (o gün) hiçbir nefis bir başkasının yerine geçmez, hiç kimseden fidye kabul edilmez, hiç kimseye şefaat fayda vermez ve onlara yardım da edilmez. (Bakara 123)

 O gün her nefis, yaptığı hayrı da yaptığı kötülüğü de karşısında hazır bulur. Kendisiyle yaptıkları arasında uzak bir mesafe olmasını ister. Allah, sizi kendi nefsinden sakındırır (O’ndan korkmanızı emreder). Allah, kullarına karşı şefkatlidir. (Âl-i İmran 30)

Ve ahirete inanmayanları da, onlar için can yakıcı bir azap hazırladığımız (gerçeğiyle müjdeler). (İsrâ 10)

Bunlar öyle kimselerdir ki ahiretlerini dünya hayatı karşılığında satmışlardır. Onlardan azap hafifletilmeyecek, onlara yardım da edilmeyecektir. (Bakara 86)

Ey insan! Hiç şüphesiz sen, Rabbinin (rızası için) sürekli çabalayacaksın ve sonunda O’nunla karşılaşacaksın. Kime kitabı sağdan verilmişse, O, kolay olan bir sorguyla hesaba çekilecektir.

Ve ailesinin yanına sevinç içinde dönecektir. Kime de kitabı arkasından (sol yanından) verilirse,

“Vay başıma gelene!” diye ölümü çağıracaktır. Ve alevleri dehşet saçan ateşe girecektir.

Oysa o, (dünyada) ailesi arasında sevinçliydi. Çünkü o, (Rabbine) dönmeyeceğini sanmıştı.

(Hayır, öyle değil!) Bilakis, elbette Rabbi onu görendir. (İnşikâk 6-15)

Sana her şeyi örtüp bürüyecek olan (kıyametin) haberi geldi mi? O gün, (bazı) yüzler korku ve zillet içindedir. Çalışmış, yorulmuştur. Kızgın ateşe girecektir. Son derece kaynar bir çeşmeden (su) içirilir.

Onlar için (zehirli, pis kokulu, boğazı parçalayan) “darî” dikeninden başka bir yiyecek yoktur.

Ne doyurur ne de açlığı giderir. (Bazı) yüzler vardır ki, nimet (içinde mutludurlar)

Çabasından dolayı (elde ettiği sevaptan) razıdır/hoşnuttur. Yüksek bir cennettedir.

Orada boş/faydasız söz işitmez. Orada (sürekli) akmakta olan bir pınar vardır.

Orada yükseltilmiş sedirler vardır. Yerleştirilmiş kaplar/bardaklar,Yan yana dizilmiş yastıklar,

Saçılmış değerli halılar... (Ancak) kim yüz çevirip inkâr ederse,

Allah, ona en büyük azapla azap edecektir. Hiç şüphesiz, onların dönüşleri bizedir.

Sonra, onları hesaba çekmek de yine bize aittir. (Ğaşiye1-26)

Rabbin geldiğinde ve melekler saf saf (dizildiklerinde), Fecr 22)

Haydi, kullarımın arasına katıl. (Fecr 29) Ve cennetime gir. (Fecr 30)

O gün insanlar, amelleri kendilerine gösterilsin diye, grup grup (yerlerinden) çıkarlar.

Kim zerre-i miskal bir hayır işlemişse, onu görür.

Kim de zerre-i miskal bir şer işlemişse, onu görür. (Zilzâl 6- 8)

Ayetlerde anlaşılacağı gibi ahiret hayatı sonuz bir hayattır. Şuan dünyadaki duygular ve hisler ne ise ahirette de aynı duygular ve hisler bizde olacak. Şöyle tefekkür edelim; nasıl ki bir yerden başka bir yere gittiğimizde duygularımızda hislerimizde bir değişiklik olmuyorsa aynı şekilde ahirette intikal ettiğimizde de duygularımız ve hislerimizde bir değişiklik olmayacak. Dünya hayatının zorluğuna dayanamayan insanlar cehennem azabına nasıl dayanır, dünyanın güzelliğine mest olan insanlar aynı şekilde cennetin güzelliğini görünce acaba nasıl olacak?