Çavuşoğlu, "Büyük Strateji'nin tanımı gücün sadece tek yönünün, yani sert gücün ötesinde diplomatik, ekonomik ve hatta kültürel güç gibi farklı unsurları da içerecek şekilde genişlemektedir." ifadesini kullandı.

Çavuşoğlu, belirli bir güce sahip olmadan belirli hedeflere ulaşmanın zor olduğuna işaret ederek "Son 20 yılda artan ulusal gücümüz olmasaydı, bölgesel bir oyuncu ve dünya çapında saygı gören bir aktör olmak imkansız olurdu." değerlendirmesinde bulundu.

Çavuşoğlu, Türkiye'nin güç anlayışının sert gücü merkeze almadığını belirterek "İş birliği, dayanışma ve adalet, kendi kimliğimizin ve medeniyetimizin vazgeçilmez parçalarıdır. Ecdadımız adaletle yönetmiş, kalpleri ve zihinleri kazanarak saygı kazanmıştır. Bu nedenle bizim anlayışımıza göre güç, merhametli, akıllı ve meşru olmalıdır." dedi.

Gücün merhametli olması ifadesini detaylandıran Çavuşoğlu, "Ne kadar güçlüysen o kadar sorumlu olmalısın. Biz bu yüzden insani olarak tanımlıyoruz. Bu yüzden biz insani yardım konusunda en büyük olmasa da en cömert ülkeyiz." diye konuştu.

Mevlüt Çavuşoğlu, akıllı gücün kullanıldığına da dikkati çekerek "Yumuşak ve sert güç unsurlarını akıllı bir şekilde birleştiriyoruz. Dış politikamızı da bu yüzden girişimci olarak tanımlıyoruz. Çünkü zorluklara cevap verebilmek için reaktif değil, proaktif bir dış politika gerektiğine inanıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Çavuşoğlu, Türkiye'nin Somali'den Afganistan'a kadar çözümün bir parçası olduğunun altını çizerken sert gücün ise yalnızca tüm seçenekler tükendiğinde, diyalog ve diplomasiyi başlatmak için kullanıldığını belirtti.

Türkiye'nin donmuş ihtilafları çözmek, gerilimi azaltmak ve ulusal çıkarları korumak için bu yönteme başvurduğunu söyleyen Çavuşoğlu, "Suriye ve Libya'daki varlığımız, sahada istikrarı sağlamış, düzensiz göçü ve terörü önlemiş ve diplomasinin önünü açmıştır." ifadelerini kullandı.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Afganistan'da da 20 yıl boyunca ülkenin istikrarına ve kapasite inşaatına yardımcı olduklarını anlatarak Türkiye'nin Afganistan'daki varlığının doğru mesajlar vermeyi sağladığını dile getirdi.

Bakan Çavuşoğlu, gücün adil ve meşru olması gerektiğine de değinerek, gücün daha büyük amaçlara ulaşmak için bir araç olması gerektiğini söyledi.

Bu nedenle Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda daha adil bir dünya çağrısı yaptığını kaydeden Çavuşoğlu, "Bugün artık başkalarının acılarına karşı kayıtsız değiliz. Daha adil bir dünya için çalışmak sadece ahlaki bir yükümlülük değil, daha güvenli ve istikrarlı bir dünya için bir zorunluluktur." değerlendirmesini yaptı.

Dünyanın daha da ayrışmış durumda olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, buna rağmen insanlar ve küresel ekonominin, birbirine hiç olmadığı kadar bağlı olduğunu ifade etti.

Bu durumun bir çelişki olmasının yanında, uluslararası diplomatik aktörler için bir fırsat sunduğunu da belirten Çavuşoğlu, "Bu siyasi parçalanmayı düzeltmek için ekonomik ve sosyal bağlılığımızdan kullanabiliriz. Bu daha adil bir dünya vizyonumuzun bir parçası, insani ve girişimci dış politikamızın bir hedefidir. Bu nedenle Türkiye, gücü iyilik için kullanacak, etkin birçok taraflılığı ve kurallara dayalı bir uluslararası sitemi teşvik etmektedir." diye konuştu.

Çavuşoğlu, iklim değişikliği, düzensiz göç, terörizm ve artan eşitsizlikler gibi küresel konulara toplu müdahalenin şart olduğunu da belirterek yükün paylaşılması ve sorumlu hareket edilmesi gerektiğini vurguladı.