Prof. Dr. Karagüzel, Trakya Üniversitesi Doğal Afet Yönetimi Uygulama ve Araştırma Merkezince çevrim içi düzenlenen, "Türkiye'nin Doğal Afet Tehlikesi ve Mekansal Planlamaya Etkisi" başlıklı panelde, Türkiye'nin afetlerin yaşandığı bir ülke olduğunu belirtti.

Türkiye'de nüfusun büyük bölümünün kentlerde yaşadığını ve büyük şehirlerin pek çoğunun aktif fayların üzerinde yer aldığını anlatan Karagüzel, "1999 depreminde gördük ki geleneksel kentsel plan anlayışı yeterli değil. Marmara Bölgesi'ndeki depremde 17 bin kişinin hayatını kaybetmesine, kentlerin alt yapılarının bozulmasına ve sanayi kuruluşlarının zarar görmesine ve bir nevi hayatın durmasına neden oldu." dedi.

Karagüzel, başta deprem olmak üzere Türkiye'yi etkileyen doğa olaylarına karşı gerekli önlemlerin, bu olaylar yaşanmadan, afete dönüşmeden alınması gerektiğini vurguladı.

Türkiye'de yaşanan ve yaşanabilecek doğa olaylarının göz önünde bulundurularak mekansal planlamanın yapılması gerektiğini aktaran Karagüzel, şunları kaydetti:

"Mekansal planlamada doğa olaylarını ve karşılıklı etkileşimlerini de dikkate almalıyız. Örneğin deprem oluyor, heyelanı tetikliyor. Heyelan, dereyi kapatıyor, arkasında su birikiyor, sonra o biriken su patlıyor ve sele dönüşüyor. Taşkın oluyor ve ölümlerin yaşanmasına kadar gidiyor. İşte bu doğa olayları afete dönüşmeden önlemlerimizi almalıyız. Doğa olaylarının afete dönüşmemesi için bu olayların oluş mekanizmasını anlamak gerekli."

Prof. Dr. Karagüzel, Türkiye'nin dünyadaki deprem kuşaklarının ve aktivitelerinin en yoğun olduğu bölgede yer aldığını ve deprem tehlikesiyle yüz yüze olduğuna dikkat çekti.