Kavganın, Bilge Gençlik Kulübü üyesi 3 öğrencinin "Kurtuluş ve Özgürlük Önderi Hazreti Muhammed" konferansıyla ilgili el ilanlarını dağıtırken, Özgür Öğrenci Derneği üyesi 25 kişilik grubun engelleme girişimi sonucu başladığını öne süren Yılmaz, şöyle konuştu:
"DÜÖÖ-DER`li öğrencilerin üniversitede hakimiyet kurma ve kendisinden başka kimseye faaliyet yürütmeme çalışmaları var. Başka görüşlerin dile getirilmesine izin verilmemesi zorbalıktır. `Bizim iznimiz olmadan üniversitede kimse faaliyet yürütemez` demişler. Olayın sebebi budur. Ardından saldırıya uğrayan Bilge Gençlik Kulübü üyelerinin arkadaşları gelince polis araya giriyor. Ellerindeki sopaları alıyor. Basınçlı su ve gazla müdahale edince Bilge Gençlik Kulübü üyeleri dağılıyor. Karşı taraf direnip fakültenin camlarını kırıp, polisle çatışıyor. Bu nedenle `Polisle gelip bizi darp ettiler` iddiasını ortaya attılar. Oysa olayla ilgili üniversitenin güvenlik kamerası görüntüleri var. Bu şaibenin sonlanması için görüntülerin basına verilmesi lazım. Bu neden verilmiyor anlayamıyoruz."
-"Kimin provokatif bir ortama zemin hazırladığı ortada"-
Yılmaz, ilk günkü olayın ardından yaptıkları sağduyu çağrısına Bilge Gençlik Kulübü üyelerinin uyduğunu ifade ederek, ikinci gün düzenlenen ve yaklaşık 2 bin kişinin katıldığı "Kurtuluş ve Özgürlük Önderi Hazreti Muhammed" konferansının sorunsuz şekilde tamamlandığını söyledi.
Ancak karşı taraftan 200 kişilik grubun bu konferansı basma girişiminde bulunduğunu ve bu girişimin güvenlik güçlerinin zamanında müdahalesi sonucu engellendiğini dile getiren Yılmaz, bu sırada polisle grup arasında çatışma yaşandığını bildirdi.
Sivil toplum örgütlerinin girişimi sonucu yapılan sağduyu çağrısının ardından üçüncü gün sıkıntının sona erdiğini düşünerek, fakültelerine giden Bilge Gençlik Kulübü`ne üye bazı öğrencilerin bıçaklı saldırıya uğradığını ifade eden Yılmaz, saldırıyı gerçekleştiren saldırganların polis tarafından suç üstü yakalandığını belirtti.
Başkan Yılmaz, saldırıyı gerçekleştirenlerden birinin öğrenci olmadığının ortaya çıktığını dile getirerek, "Kimin provokatif bir ortama zemin hazırladığı ortada. Çözüm sürecini engellemeye yönelik girişim ise bunu yapanın kim olduğuna bakmak lazım. Saldırıyı yapan kim, saldırıya uğrayan kim, buna rağmen saldırıyı engellemeye çalışan kim, olayı büyütmek isteyen kim- Bunlara dikkat etmek lazım" dedi.
-"Yeni bir Hizbullah-PKK çatışması çıkarmak istendi"-
HÜDA PAR Başkanı Hüseyin Yılmaz, çözüm süreci başlar başlamaz, silahların susması ve şiddetin son bulması yönündeki her türlü girişimi destekledikleri yönünde açıklama yaptıklarını söyledi.
"Bu sebeple PKK ve Öcalan ile görüşülebileceğini söyledik ve söylemeye devam ediyoruz" ifadesini kullanan Yılmaz, şöyle dedi:
"Kavganın orada kalmasını istedik ama maalesef karşı cenahtan birileri bunu HÜDA PAR-BDP çekişmesine, kavgasına dönüştürmek istedi. Yeni bir Hizbullah-PKK çatışması çıkarmak istendi. Bir kesim ellerini ovuşturarak Kürtlerin iki büyük siyasi ucu arasında yeniden çatışma çıkarmak istiyor ve tetikte bekliyorlar. Bunu derinde aramaya gerek yok, medyaya yansıyan demeçlere baktığınız zaman yüzeyde de bunu görürsünüz. Yüzeyde gördüğünüz vakit bu insanlara prim vermemek lazım. Kışkırtıcı, tahrik edici olayları mahkum etmek gerekirdi. Bunun tam tersini yaptılar. Medyada güçleri var, bunu yaptılar."
-"Bayancuk`ın oğlu bilerek mi seçildi-"-
2006 yılında başlayan Oslo görüşmelerinin ardından derneklerine yönelik saldırılar başladığını savunan Yılmaz, Diyarbakır`daki derneklerine bu süre içerisinde sopalı, bıçaklı, silahlı ve molotoflu 60`ın üzerinde saldırının yapıldığını söyledi.
Yılmaz, bu saldırıların hiç birinin failinin yakalanmadığını öne sürerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Saldırıda yaralananlardan bir tanesi Hizbullah liderlerinden Hacı Bayancuk`ın oğlu. Bayancuk`ın oğlu bilerek mi seçildi- Tek başına dersten çıkarken ölümüne bıçaklı saldırıya uğruyor. Böyle bir ölümden kim medet umuyor- Tahrik eden, provoke eden, süreci sabote etmek isteyen kim- Bunu ortaya koymak lazım. Komplo teorilerine başvurmadan gerçekler üzerinden yüksek sesle herkesin gerçekleri dile getirmesi lazım."
-"Bizim süreçle ilgili sıkıntımız yok"-
Hüseyin Yılmaz, bu coğrafyanın kana doyduğunu, çatışmadan en büyük zararı bu coğrafyanın insanının gördüğünü dile getirerek "Kesinlikle silahlar susmalı, şiddet sona ermelidir. Silah ortadan kalkarsa özgür düşünce ortamında halkımız doğru ve yanlış noktasında tercihini rahat şekilde yapabilecektir. Bu nedenle PKK`nın elinden silahın alınması şart" diye konuştu.
Türkiye`de iç barışın bozulmamasını istediklerini ifade eden Yılmaz,
"Fikirlerin mücadelesine `evet`, silahların ve şiddetin her türlüsüne `hayır` diyoruz. PKK`nın elinde silahın alınıp şiddetin sonlandırılması lazım" dedi.
Yılmaz, AK Parti, BDP ya da HÜDA-PAR`ın tek başlarına Kürtleri temsil etmediğini başka yasal yapılar da olduğunu vurgulayarak, Kürtlerin siyasi ve kültürel haklarının konuşulması halinde oturup bu konuda bir konsensüse varılması gerektiğini söyledi. Bunu söylerken süreçle ilgili sıkıntıları varmış gibi algılandığına da dikkati çeken Yılmaz, başlatılan çözüm süreciyle ilgili bir sıkıntılarının olmadığını sözlerine ekledi. (AA)