Ramazan Zeren- Ömer Yazgil

2014 yılının Kurban Bayramı'nda Diyarbakır'da ve bölgenin diğer şehirlerinde yaşanan vahşet, Kürdistan'ın katliamlar tarihinde yeni bir sayfa açtı. Bir taraftan geçmişteki ceberut yönetimlerin insanlık dışı uygulamaları, diğer taraftan PKK'nin kuruluşundan bu yana başta kendisine biat etmeyen bölge insanına yönelik baskı ve saldırıları, 6-8 Ekim 2014'te yeni bir boyut kazandı. HDP Genel Merkezi ve onun Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın çağrısıyla sokaklara dadanan PKK/HDP'liler, "her yeri Kobani'ye çevirmek" üzere, Müslüman Kürt halkına karşı büyük bir kıyıma girişmişti. Ellerinde kurban eti, ihtiyaç sahiplerinin kapılarını aşındıran gençler linç edildi, sakallı insanlar, tesettürlü kadınlar hedef alındı, cami ve Kur'an kursları ateşe verilip yağmalandı. Yaşanan saldırıların en önemli merkezi ise Diyarbakır oldu. Diyarbakır'da Yasin Börü, Hüseyin Dakak, Hasan Gökgüz, Riyad Güneş, Turan Yavaş ve Cumali Güneş acımasızca katledildi. Bölgenin diğer illerinde de başta HÜDA PAR olmak üzere İslami kimlikli kişiler ve kurumlar hedef alındı.

“NE ŞEHİDLER NE DE KATİLLERİ UNUTULMAYACAK”

Katliamın üzerinden 7 yıl geçmiş olsa da vahşi katliamda katledilen şehitler unutulmadığı gibi onları katleden vahşiler de unutulmayacak.  2014'te HDP'nin tahriki üzerine İslami kurum ve şahsiyetlere yönelik başlatılan 6-8 Ekim vahşetinde katledilen şehidlerin yakınları, başta Selahattin Demirtaş olmak üzere talimat veren, uygulayan ve elinde bulundurduğu yetkilere rağmen herhangi bir şekilde girişimde bulunmayan görevlilerin yargılanarak hakkettikleri cezayı almalarını istiyor.

“GEÇEN 7 SENE BİZİM İÇİN 7 GÜNDÜR, ACIMIZ HALEN TAZEDİR”

6-8 Ekim saldırılarında PKK yandaşları tarafından vahşice katledilen Hasan Gökgüz'ün babası Mehmet Gökgüz, aradan 7 yıl geçmesine rağmen her ekim ayı geldiğinde acılarının tazelendiğini belirterek, "Oğlum Hasan ve arkadaşlarının şehadetlerinin üzerinden 7 yıl geçti. Onları unutmayacağız ve unutturmayacağız. Geçen 7 sene bizim için 7 gündür, acımız halen tazedir. Selahattin Demirtaş 6-7-8 Ekim davasından ceza almayana kadar içimiz rahat etmez." dedi.

"ARADAN 70 SENE DE GEÇSE ACIMIZ AYNIDIR"

İslam davası uğruna şehid edilenler her yıl şehadetlerinin sene-i devriyesinde rahmetle yad edilirken HDP'nin kışkırtmasıyla sokaklara çıkan ve bir şekilde ölenlerin hiçbir şekilde isimlerinin dahi hatırlanmadığına dikkati çeken Gökgüz, "Allah kendilerinden razı olsun, oğlumun tüm dava arkadaşları yanımızdalar, bizim hissettiğimiz acıyı hissediyorlar. Yarın tekrardan buraya gelip bu şehidleri anarken Selahattin Demirtaş için kendilerini öldürenlerin mezarlarına giden yok. Kimsenin aklına dahi geldiği yok. Fakat bizim dava arkadaşlarımız elhamdülillah her zaman gelip Fatihalar okuyorlar. Davamız hak olduğundan bizler unutmadığımız gibi unutulmuyoruz da. Yani aradan 70 sene de geçse bizim açımızdan aynıdır ve davamızı devam ettireceğiz." ifadelerini kullandı.

6-8 EKİM OLAYLARINDA PKK İLE FETÖ BİR OLMUŞTU

O gün PKK ile bir olup Müslümanlara saldıranların bu dünyada yargılandıkları gibi diğer dünyada da hesap vereceklerini hatırlatan Gökgüz, "Her 6-8 Ekim döneminde içimiz yanıyor. Bizim nazarımızda 2014 ile 2021 aynıdır, fark etmiyor. Onlar kendilerini düşünsünler. Öteki dünyada ne hesap verecekler. 6-8 Ekim olaylarında PKK ile FETÖ bir olmuştu. Allah-u Teala hakkımızı ne PKK ne de FETÖ'ye bıraktı. PKK fareler gibi deliklere saklanıyor, FETÖ'cüler de saklandıkları deliklerden çıkarılıp yakalanıyorlar. O günün polisinden de valisinden de davacıyım. Eğer onlar o gün sokakta olsaydı bugün belki de oğlum mezarda olmazdı. O günün FETÖ'cü polisleri karakollara girip çıkmadılar. Allah bu dünyada onlara hakkımızı bırakmadığı gibi öteki dünyada da bırakmayacak." şeklinde konuştu.

"HER KİM SELAHATTİN DEMİRTAŞ'A DESTEK VERİYORSA O DA ÇOCUĞUMUN KATİLİDİR"

6-8 Ekim olaylarında kurban eti dağıtırken şehid edilen Hüseyin Dakak'ın babası Öztekin Dakak, "Aradan 7 sene geçti ama acımız tazedir, evlat acısıdır. Kişinin babası öldüğünde yetim, annesi öldüğünde öksüz derler ama evlat öldüğü vakit buna isim bırakılmamış, sadece evlat acısı derler." dedi. Oğlunun şehadetiyle iftihar ettiğini söyleyen Dakak, "Çocğumun şehadetinden bir sıkıntımız yoktur elhamdülillah. Allah şehadetlerini kabul etsin. Burada bizim tek bir sıkıntımız var, Selahattin Demirtaş kaç yıldır cezaevinde olmasına rağmen 'Kobane olayları' veya 'Yasin Börü ve Arkadaşları' ile ilgili herhangi bir yargılamanın olmamasıdır." ifadelerini kullandı. Dakak, "Her kim Selahattin Demirtaş'a destek veriyorsa, cezaevinden çıkması için uğraşıyorsa onlar da çocuğumun katilidir ve Allah katında hepsinden de davacıyız. Bizlere sahip çıkan HÜDA PAR'dan Allah razı olsun. Düzenlenecek 6-8 Ekim etkinliklerinde görülecektir ki ne kadar sevenleri mezar başına toplanıyor. Onlar hiçbir zaman bizleri yalnız bırakmadı, bundan sonra da bırakmayacaklarına inanıyoruz. Unutmadıkları gibi unutturmadılar da." şeklinde konuştu.

(İLKHA)