Hükümet, PKK`lıların yurtdışına çekilmesinde "müdahale krizini" önlemek için 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu`nun 11. maddesinden yola çıkarak Genelkurmay Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı "yeni protokol" hazırlamaya başladı.

Protokolle, valinin sorumluluğu ayrıntılandırılacak, TSK`nın yetkisiz kılınması önlenecek, PKK çekilirken müdahale etmeyerek suç işleyecekleri tezi ortadan kaldırılacak.

Protokol, askeri göreve çağırmanın ayrıntılarını belirleyecek, valinin sorumluluğunu netleştirecek. TSK`ya, izin almadan operasyon yetkisi veren Emasya Protokolü`nün iptal edilmesinin ardından yenilenen İl İdaresi Kanunu`nun 11. maddesi, operasyona asker çağırma yetkisini valilere veriyor. Bu yetkinin kullanılmasına ilişkin ayrıntılar, Genelkurmay ile İçişleri Bakanlığı arasında imzalanan uygulama protokolüyle sağlanıyor. Çekilme tartışmalarına netlik kazandıracak protokol, önümüzdeki günlerde yürürlüğe girecek. Protokol, TSK`nın tamamen yetkisiz kılınmasını önlerken, PKK`lıların yurtdışına çıkışında müdahale etmeyerek suç işleyecekleri tezinin ortadan kaldırılmasını da sağlayacak. Çalışmaları doğrulayan İçişleri Bakanlığı yetkilisi şunları söyledi:

TEREDDÜTLERİ GİDERECEĞİZ

"Olaya sınır ötesi ve sınır içi olarak iki açıdan bakmak gerekir. Sınır içinde, illerde bu görevi valiler yürütüyor. Valiler, 5442 Sayılı Yasanın 11. maddesi uyarınca, TSK`nın unsurlarını göreve çağırmazsa operasyon gerçekleşemez. Bu madde birkaç kez yenilendi. Genelkurmay ile İçişleri Bakanlığı arasında yeni protokol hazırlanıyor. Tereddütleri giderecek protokol, önümüzdeki günlerde yürürlüğe konulacak. Diğer taraftan TBMM`de 17 Ekim`de kabul edilen sınırötesi tezkeresinden yola çıkarak, hükümet her sınırötesi operasyon için Bakanlar Kurulu kararı alıyor. Bu belli bir süre için olabileceği gibi tek seferlik de olabiliyor. Bakanlar Kurulu yetkilendirmezse, TSK devreye girmez." 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu`nun 17 Haziran 2003`de değiştirilen 11. maddesi, valilerin "askeri operasyonlardaki yetkisini" belirlerken, kuvvetler arasında işbirliği, koordinasyon, kuvvet kaydırması, emir komuta ilişkileri ve gerekli görülen tüm ayrıntıların Genelkurmay ile İçişleri Bakanlığı`nca belirlenecek esaslara göre yürütüleceğini belirtiyor. Protokol, bu fıkradan yola çıkarak hazırlanırken, yasada valinin sorumlulukları özetle şöyle düzenleniyor:

VALİ KOORDİNATÖR

"Valiler, ilde çıkabilecek veya çıkan olayların, emrindeki kuvvetlerle önlenmesini mümkün görmedikleri takdirde, diğer illerin kolluk kuvvetleriyle bu iş için tahsis edilen diğer kuvvetlerden yararlanmak amacıyla, İçişleri Bakanlığı`ndan ve gerekirse Jandarma Genel Komutanlığı`nın veya Kara Kuvvetleri Komutanlığı`nın sınır birlikleri dahil olmak üzere en yakın kara, deniz ve hava birlik komutanlığından mümkün olan en hızlı vasıtalar ile müracaat ederek yardım isterler. İhtiyaç duyulan kuvvetlerin İçişleri Bakanlığı`ndan veya askeri birliklerden veya her iki makamdan talep edilmesi hususu, vali tarafından takdir edilir. Muhtemel olaylar için istenen askeri kuvvet, valinin görüşü alınarak hızla bulundurulur. Olayların niteliğine göre istenen askerî kuvvetin çapı, vali ile koordine edilerek askeri birliğin komutanınca, görevde kalış süresi, askerî birliğin komutanı ile koordine edilerek vali tarafından belirlenir. Olayların sınır illerinde veya bu illere mücavir bölgelerde cereyan etmesi ve eylemcilerin eylemlerini müteakip komşu ülke topraklarına sığındıklarının tespit edilmesi durumunda valinin talebi üzerine ilgili komutan eylemcileri ele geçirmek veya tesirsiz hale getirmek maksadıyla, her defasında Genelkurmay Başkanlığı kanalıyla Hükümetin müsaadesi alınarak, ihtiyaca göre kara, hava, deniz kuvvetleri ve Jandarma Genel Komutanlığı unsurları ile komşu ülkelerin mutabakatı alınmak suretiyle mahdut hedefli sınır ötesi harekât planlayıp icra edebilir."

 

Kaynak: Hürriyet.com.tr