Çıkan kavga ve olayların klasik bir öğrenci kavgası olarak kabul edilmesi mümkünken eskiye atıf yapılarak özellikle sosyal medyada tarafları kışkırtan türden paylaşımlar yapılmasına tepki gösteren Ramanlı, "Öğrenciler arasındaki olayı adeta 90`lardaki Hizbullah-PKK çatışmasına zemin oluşturacak bir olaya dönüştürme çabası var. Bu her zaman potansiyeli olan bir tehlikedir. Çünkü 2006 yılından beri zaten İslami çalışmaları ile ön plana çıkan sivil toplum kuruluşlarına yönelik saldırılar herkesin malumudur. Birçok sivil toplum kuruluşuna bombalı saldırılar, fiziki saldırılar gerçekleşmişti. En son iki yıl önce Musatazaf Der Yüksekova Şubesi Başkan yardımcısı çıkan olaylarda hayatını kaybetti" açıklamasında bulundu.
Olayların D.Ü. ve Diyarbakır`da olduğunu ve tam son buldu denilirken hala bazı tahriklerin geldiğini gördüklerine dikkat çeken Ramanlı, "O endişelerimiz sebebiyle de basın turu yapmayı uygun gördük. Kendilerine "Yurtsever devrimci gençlik" adı adını veren grup, halkı tahrik edici galeyana getirici açıklamalar yapmaya devam ediyor. Dün de öğrenciler tarafından D.Ü`ne bomba sokulma girişimlerinin eklenmesiyle aslında bu gibi endişeleri arttırmıştır. Kötü niyetliler pusuda bekliyor. Bu işleri alevlendirmek bir çatışmaya dönüştürmek iradesini fiilleriyle oraya koyuyorlar" şeklinde konuştu.
Sivil topluma ve basına düşen görevin tarafları ismen mahkum etmektense davranışların üzerine gitmek ve yanlış davranışların tekrarlanmaması için inisiyatif almak olduğunun önemine değinen Ramanlı, "Bunun yolu elbette ki, olumlu açıklamalar yapmak, olumlu adımlar atmak, toplumu gerecek tavır ve davranışlardan kaçmaktır. Bu bölgemizin en büyük eksikliği tahammül eksikliğidir. Çünkü kendimizden olmayana tahammül göstermezsek biz bize yapılanı meşru addetmiş oluruz" diye konuştu.
Ramanlı son olarak, "İnşallah olaylar söner, yayılmaz ve bu defter bu şekilde kapanır ama bunun bir daha yaşanmaması için herkesin de sorumlu bir şekilde davranması gerektiği elbette ki herkesin kabulüdür" dedi. (M. Fatih Akgül - İLKHA)