HABER MERKEZİ
Selahaddin-i Eyyubi Enstitüsünün ev sahipliğinde bu yıl 3'üncüsü düzenlenen Uluslararası Selahaddin-i Eyyübi Sempozyumu HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, HAMAS'ın yurt dışı sorumlusu Halid Meşal ve Dünya Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreter Ali Muhyiddin el-Karadaği'nin katılımıyla yapıldı. Sempozyumun sonuç bildirgesinde gençlere Kudüs bilincinin oluşturulması gerektiği vurgusu yapılırken, “Kudüs’ün kurtuluşuna giden yol, ittifakımızdan geçer” ifadelerine yer verildi.
“Kudüs’ü esaretten İslam gençliği kurtaracak”
Uluslararası Selahaddin-i Eyyübi Sempozyumu’nun sonuç bildirgesinde Selâhaddîn-i Eyyûbî’nin İslam birliğinin önderi olduğu vurgusu yapıldı. Bildirgede Selâhaddîn-i Eyyûbî daha iyi tanınmaması için çok yönlü programların yapılması gerektiğini dikkat çekildi. Sonuç bildirgesinde gençler için ayrı bir başlık açılırken, “Kudüs’ü mevcut esaretinden kurtaracak olan şuurlu bir İslam gençliğidir” ifadelerine yer verildi.
“Kudüs stratejisi geliştirilmeli”
Sempozyumun sonuç bildirgesinde ayrıca bütün İslam dünyasını kapsayan bir Kudüs stratejisi geliştirilmesi gerektiği belirtildi. Bildirgenin devamında, bazı ülke ve siyasilerin siyonist rejimle normalleşme adı altında ihanet çalışmaları yürüttüğüne değinildi. Bildirgede son olarak Müslümanların birlik olması gerektiği belirtilerek, “Kudüs’ün kurtuluşuna giden yol, ittifakımızdan geçer” denildi.
Uluslararası Selahaddin-i Eyyübi Sempozyumu’nun Sonuç bildirgesi şu şekilde:
1. Selâhaddîn-i Eyyûbî, sadece Kudüs fatihi değildir; aynı zamanda İslam’ın ikinci beş yüzyılında İslam birliğinin önderidir. Ona Kudüs fatihliği unvanını kazandıran, Onun İslam birliği önderliği vasfıdır. Bu yönünün daha çok anılması, daha çok işlenmesi gerekmektedir.
2. Selâhaddin İslam dünyasında genel anlamda biliniyor, tanınıyor ve seviliyor. Bu önemli olmakla birlikte, kadın, genç ve çocuklarıyla Müslümanların bütün kesimlerinin onu daha iyi tanıması için daha çok program gerçekleştirmeliyiz.
3. Selâhaddin’in örnek alınmasını sağlayacak, başka bir ifadeyle günümüz Selâhaddinlerinin yetişmesine vesile olacak bir müktesebat hazırlamalı ve ona uygun eğitim programları gerçekleştirmeliyiz.
4. Kudüs ve Mescid-i Aksa, Müslümanların ortak mukaddesatıdır. Onun güven ve emniyete kavuşması İslam âleminin güven ve emniyete kavuşmasıdır. Onun özgür olması İslam ümmetinin özgürlüğüdür. Öyleyse ümmet bir bütün olarak Kudüs davası içinde yer almak durumundadır.
5. Bugüne kadar Kudüs ve Mescid-i Aksa, her daim Müslümanların gündeminde oldu. Lâkin Kudüs için gündemde olmak yeterli değildir. Kudüs’ü mevcut esaretinden kurtaracak olan, İslam dünyasının bir Kudüs davasına sahip olmasıdır. Bunun için, bütün İslam dünyasını kapsayan bir Kudüs stratejisi geliştirilmeli; o stratejiyi gerçekleştirecek, zamanlaması sağlam projeler yapmalıyız.
6. Kudüs’ü mevcut esaretinden kurtaracak olan şuurlu bir İslam gençliğidir. Değişen dünyamızda gençliğe Kudüs davasının kavratılması ve gençlikte Kudüs bilincinin oluşturulması için çok yönlü çalışmalara ihtiyaç vardır.
7. Filistinler, Selâhaddin’in varisleridir. Filistin halkını, Filistin ve Kudüs davasında yalnız bırakamayız. Kudüs’ün özgürlüğüne giden yol, Filistin halkını desteklemekten geçmektedir.
8. Bu yıl Kudüs’teki Şeyh Cerrah Mahallesi’nin direnişi, Mescid-i Aksâ’nın işgal planına karşı Filistin halkının cansiperane mücadelesi ve siyonist saldırılara karşı Gazze merkezli Seyfulkudüs harekâtı, siyonizmin emellerinin önüne geçmenin mümkün olduğunu bir daha göstermiştir. Ümmetin dikkatini Kudüs mücadelesine bir kez daha yöneltip dünyadaki vicdan sahiplerinin takdirini kazanan bu direniş ve savaş, Kudüs’ün özgürlüğü yolunda bir dönüm noktasıdır. Bu direniş, siyonizm yaşlanıp tükendiğini, İslamî direnişin ise gençlik enerjisiyle yükselmekte olduğunu kanıtlamıştır. Ümmete umut veren o mücadele ve savaşın şehidlerini rahmetle anıyoruz.
9. Filistin’in umutları yenileyen direnişine karşı, ne yazık ki İslam dünyasında bazı siyasiler, Müslüman halkın iradesi dışında siyonist rejimle normalleşme adı altında ihanet çalışmaları yürütmektedirler. Bu projeler, akim kalmaya mahkûmdur. İslam dünyasının bağrından siyonist hançerin varlığı, asla normalleşmeyecektir. Esas olan, Kudüs davasına yapılan katkılar üzerinde odaklanmaktır. Fakat ümmetin uyanışı için, ihanetin kirli ellerini de teşhir etmeliyiz.
10. Birliğimiz, kurtuluş yolumuzdur. Kudüs’ün kurtuluşuna giden yol, ittifakımızdan geçer. Ümmet içinde ittihada, vahdete hizmet edecek her adım, Kudüs’ün de kurtuluşuna hizmet edecektir. İslam âlemi, Selâhaddin misalinde olduğu gibi, İslam düşmanlarına karşı ittifak içinde hareket etmelidir.