Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi (YDG-H)`nin yarın Bağlar 5 Nisan Mahallesi Özgür Yurttaş Derneği önünde saat 12’de başlayacak bir yürüyüşe halkı davet etmesi iyi niyetli bulunmadı.
Öcalan, PKK, BDP, KCK, DTK`nın barış sürecini desteklemesine rağmen, YDG-H ve benzeri yapılanmaların, kardeş kavgasına davetiye çıkaran söylem ve çağrıları, devrimci halk ayaklanamsı manasına gelen "serhıldan"dan bahsedilmesi çelişki olarak yorumlandı.
Dicle Üniversitesindeki olayların yoğun çabalar sonucu yatışmasını hazmedemeyen ve kardeş kavgasına davetiye mahiyetinde açıklamada “Yurtsever ve devrimci öğrenciler en doğal hakları olan meşru savunmalarını kullanmış, ancak yurtsever Amed halkı tarafından kitlesel bir şekilde desteklenmeyince faşist AKP polisi ve hizbul-kontra bundan cesaret almıştır.” denilerek Diyarbakır halkı, Kürdistan`daki bazı İslami yapılanmalara karşı kışkırtma amacı açıkça ortaya konulmuştur.
PKK hareketinin tartışmasız lideri Öcalan`ın MİT ile barış görüşmelerini yürüttüğü bir ortamda, "AKP Polisi" söylemi havada kalırken, İslami bazı oluşumları "Hizbul-Kontra" olarak yaftalamak da siyasi ahlakla bağdaşır bir durum değil.
Dicle Üniversitesi`ndeki karşıt görüşlü öğrencilerden üçünün bıçakla yaralanması hadisesinin siyasi ve ahlaki sorumluluğuna değinmeden, keza dün polisin patlayıcı ile yakaldığı 5 öğrencinin durumu kritik edilmeden, afaki olarak mağduriyet edebiyatıyla olayları saptırmak, gençlerimizi ve halkımızı birbirne kırdırtmak hiç bir kesimin ve kurumun altından kalkamayacağı ağır bir sorumsuzluktur.
Diyarbakır`daki DTK, BDP yetkililerinin bu ve benzeri olayların önünü alması gerekirken, bu taşkınlıkları yapan, kardeş kavgasına amade gençleri destekler mahiyette açıklama yapıp, tutum takınması ise başka bir sorundur.
Doksanlı yıllarda yaşadığımız Hizbulah-PKK çatışmasının göncellenmesi amacına yönelik olduğu açık olan bu ve benzeri girişimlere karşe, Kürdistan`daki tüm siyasi oluşumların dikkatli olması ve yanlış yapanları ismen zikrederek eleştirmesi, yanlış tutumlarından vazgeçirmesi elzemdir. Aksi halde PKK`nin "devletle barış, ötekileştirilen Kürtlerle savaş konsepti" yürürlüğe girer ki bunun vebali büyüktür.
YDG-H veya bir başkası her türlü açıklama, yürüyüş vs etkinliği yapabilir, yapmalıdır da. Ancak, yürüyüşlerde taş, molotof ve ebnzeri şiddet pratiği sergilenmemesi kaydıyla. Şiddete yol açan tutumların barış sürecine zarar vereceği ve Kürdistan halkı tarafından tasvip edilmediği de bilinen bir husustur.
PKK net kararını vermelidir. Sadece devletle mi barışıyor, yoksa herkesle mi helalleşme söz konusudur. Bu kapsamda Hizbullah-PKK barışı ve helalleşmesi de ivedi olarak gündeme gelmelidir.
Tarafsız bir bakışla anladığımız şudur; PKK ile kendini kamufle eden taraf bu meseleyi kaşımaya devam ederken, Hizbullah`a yakın olduğu iddia edilen kesim teskin edici açıklama ve pratik sergilemektedir. Yarın bu durum tersine dönerse elbette bizim eleştirimiz karşı tarafa olacaktır."
(Hürseda Haber)