Hakim ve Savcı Kura Töreni'nde konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Yakında her ilde sulh komisyonlarını devreye alıyoruz" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, "Böylece külfeti azaltan, zahmeti kaldıran, yargının iş yükünü düşüren bir alternatif çözüm yolunu daha hukuk sistemimize kazandırmayı hedefliyoruz. Bugün bir hakime düşen yıllık dosya sayısı adli yargıda 709, idari yargıda 408'dir" diye konuştu.
Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
"Mesleki eğitim süreçlerini birincilikle bitiren kadın hakim ve cumhuriyet savcılarımızı kutluyorum. Toplam 21 bin 844 hakim ve savcı görev yapmaktadır. Bugünkü kura törenimizle 22 bin 859'a yükseltmiş olacağız. Tüm hakim ve cumhuriyet savcılarımıza meslek hayatlarında muvaffakiyetler diliyorum.
Son 19 yılda adliye kapısını adalet kapısı haline getirmek için tarihi nitelikte birçok adım attık. 9 bin 349 olan hakim savcı sayısını 2,5 kat artırarak mahkemelerimizin yükünü hafiflettik. Her alanda önemli iyileştirmelere gittik. Yargı mensuplarımızın görevlerini huzur ve güven içinde yapabilmeleri için hiçbir fedakarlıktan kaçınmadık. Adalet mülkün temeli olduğu kadar refahın, istikrarın, kalkınma ve büyümenin de lokomotifidir. Adalete güvenin zedelendiği bir ortamda kalkınma ve ekonomik atılımların da eksik kalacağı ortadadır.
Adalet terazisinin doğru tartması kadar, adaletin gecikmemesi de önemlidir. Geciken adalet adalet değildir. Adalet mekanizmalarının etkin çalışması ve sistemin hızlı işlemesi için çaba harcıyoruz.
Türk adaletine hakimlerimize, savcılarımıza, avukatlarımıza yaraşır adalet sarayları inşa ediyoruz. 275 adalet hizmet binasıyla adliyelerimizin altyapı eksiklerini giderdik.
Yeni Yargıtay binamızı açtık. Vakit ve kalite kaybının önüne geçtik. Başkentimize de modern bir adliye kazandırma çalışmalarımız da devam ediyor. 2021 yılı bitmeden yeni adliye binamızın temelini atmayı planlıyoruz.
Adaletin tecellisi için sağlıklı bir çalışma ortamının önemi tartışma götürmez. Modern ve ihtişamlı binalarla adaletin tesis edilemeyeceği bir gerçektir. Temel şart güçlü, tarafsız, bağımsız ve uluslararası normları özümsemiş bir hukuk sisteminin varlığıdır. Türk hukuk sisteminin açmazı her 10 yılda bir anti demokratik müdahale maruz kalmasıdır. Bu ülke sadece belli siyasi görüşe ve meşrebe mensup hakim ve savcı almakla övünen Adalet Bakanları görmüştür. Bir sağdan bir soldan gençlerin darağacına gönderildiği günler yaşadık. Uyduruk davalarla başbakanların asıldığı günlere şahitlik ettik. Sözde yargı mensupları gördük.
Son 19 yılda bir taraftan vesayet kalıntılarını düzeltirken, bir taraftan bu zihniyete karşı amansız mücadele yürüttük. Ülkemizde adaleti hakim kılmak için reform irademizi daima canlı tuttuk. Türkiye'yi sadece ekonomi ve demokraside değil, temel hak ve özgürlükler alanında büyütme çabası içinde olduk. Yargı paketlerimizi hızla hayata geçirdik."