Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması, Devlet Memurları Kanunu ve kurumların kendi iç düzenlemeleri sonucunda kişilerin görevlerine başlamalarından önce haklarında uygulanan bir soruşturmadır.

Bu soruşturma sonucunda kişilerin haklarında adli veya idari bir tahkikat olup olmadığı, adli sicil kayıtlarının olup olmadığı ile yakın çevrelerindeki insanların (anne, baba, kardeş, teyze, amca vs.) devam etmekte olan adli bir soruşturma ya da kovuşturmalarının olup olmadığı hakkında kuruma bilgi verilir.

Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması, bir kişi hakkında bir kurum veya makamın talebi üzerine yapılır. Güvenlik araştırması yapılırken, arşivlerdeki kayıtlardan, adli sicilden ve soruşturmayı yapan görevlinin, hakkında bilgi istenilen kişinin yaşamını sürdürdüğü çevrede yapacağı araştırmadan yararlanılır.

Bu araştırmalar neticesinde bir rapor düzenleyip ilgili kuruluşa veya makama sunulur. Değerlendirme komisyonu bu rapor doğrultusunda bir karar verir. Nihai kararı en sonunda atamaya yetkili amir karar verir.

Şanlıurfa Barosuna kayıtlı Avukat Okan Çiçek, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması ile ilgili İLKHA'ya konuştu.

 

Güvenlik soruşturmalarının oluşturulan komisyonlarla karara bağlanmasını eleştiren Çiçek, kişilerin geleceklerine "yargı kararıyla" yön verilmesi gerektiğini ifade etti.

Güvenlik soruşturmasının Devlet Memurları Kanunu'nun 48. Maddesi'nin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmeden önce yürürlüğe girdiğini hatırlatan Çiçek, "Devlet memuru olacak kişilerin özellik hassas bölgelerde memurluk yapacak kişilerin, gerek kendileri gerek sosyal çevreleri ve gerekse de üçüncü derecede yakını, baba, kardeş, amca ve teyzeye kadar aile bireylerinin araştırılması söz konusudur. Herhangi bir şekilde Milli güvenliğe karşı veya daha önce işlenmiş bir suç, mahkeme kararı hakkında tahdit soruşturmanın olup olmadığı yönünde gerekli birimlerin yaptığı bir araştırmadır." ifadelerini kullandı.

"2020 yılında güvenlik soruşturması teklifi reddedildi"

Devlet memuru olacakların güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasına tabi tutulduğunu vurgulayan Çiçek, "Güvenlik soruşturması, 2020 yılında Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. İptal edildikten sonra arada boşluk oluştu. 7 Nisan 2021 yılında 7315 sayılı 'Kanun' yürürlüğe girdi. Yürürlüğe giren kanunun ismi 'Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması' Kanunu'dur. Bu kanun bağlamında devlet memurluğuna yeni girecek kişiler için meclis, güvenlik soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu'nu temele dayandırmış oldu. 16 maddeden oluşan 7315 sayılı Kanun ile artık resmi bir şekilde devlet memurluğuna ilk kez girecek insanlar için güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılmaktadır." şeklinde konuştu.

"Soruşturmada değerlendirmeyi yapan tek sayıdan oluşan ve en az 5 kişilik olan bir komisyondur"

Güvenlik soruşturması ve arşiv Araştırması, Emniyet Genel Müdürlüğü, Milli İstihbarat Teşkilatı ve mülki idare amirlikleri tarafından yapıldığını ifade eden Çiçek,  "Yapılan araştırmalar neticesinde devlet memurluğuna giriş yapanların herhangi bir sakınca bulunması sonucu 'güvenlik soruşturması, olumsuz neticelenmektedir' şeklinde bir cevap verilmektedir. Verilen cevaba, hangi nedenden dolayı olduğu konusunda ayrıntı verilmemektedir. Güvenlik soruşturmasında değerlendirmeyi yapan tek sayıdan oluşan ve en az 5 kişilik olan bir komisyondur. Komisyon,  Milli İstihbarat Teşkilatından, Emniyet Genel Müdürlüğünden ve mülki idari amirliklerinden gelen yanıtları değerlendirip oylama sonucu neticeye bağlar." diye konuştu.

"Güvenlik soruşturması olumsuz sonuçlananlar 60 gün içinde dava açabilir"

Güvenlik soruşturmalarının olumsuz gelmesinden sonra diğer kurumlarında yine olumsuz cevaplar verdiğini vurgulayan Çiçek, "Güvenlik soruşturması olumsuz sonuçlananlar, 60 gün içerisinde kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren idari mahkemeye dava açabilir. Güvenlik soruşturması, bir kez olumsuz sonuçlanınca güvenlik soruşturması bir kez olumsuz geldiği için diğer kurumlara da başvurulunca yine olumsuz cevap alınır. Bu durum, devletin en güçlü savunma mekanizmalarından biridir. Burada ince bir çizgiyi korumak çok önemlidir. Devlet memurluğuna ilk kez girecek kişi, geçmişte işlemiş olduğu basit bir suçtan dolayı güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasında olumsuz cevap alabilir. Bundan dolayı ciddi mağduriyetler yaşanmaktadır. Devlet, bu konuda dengeyi, 7315 sayılı Kanun ve komisyon yoluyla önlemeye çalışmıştır. Askeri ve emniyet birimlerine girmek üzere başvuruda bulunan kişiler, daha çok ince elenip sık dokunmaktadır." dedi.

 

"Komisyon önyargı olmadan olaylara yaklaşmalıdır"

Güvenlik soruşturması yaparken mahkeme kararı olmadan veya yargı birimlerinden herhangi bir netice alınmadan karar verilmesinde komisyona iş düştüğünü hatırlatan Çiçek, "Güvenlik soruşturması, devletin en güçlü savunma reflekslerinden biridir. Kanunun amacı ve kapsamı önemlidir; ancak kanunun amaç ve kapsamını yerine getiren birimlerin ince çizgiye dikkat etmesi gerekir.  Güvenlik soruşturması yaparken mahkeme kararı olmadan veya yargı birimlerinden herhangi bir netice alınmadan karar verilmesinde komisyona iş düşürmektedir. Komisyonun vicdani ve ahlaki olarak herhangi bir yargılama olmasa bile gerçek manada o kişilerin geçmişleriyle yargılanmalarının önüne geçecek şekilde ve o kişilerin devlete hizmet edeceği düşüncesiyle önyargılı olmadan yaklaşmaları gerekiyor." ifadelerini kullandı.

"Devlet savunma refleksi ile kendisi ile çelişmemelidir"

Hukuk devletlerinde komisyon kararıyla değil, yargı kararıyla kişilerin geleceklerine yön verilmesi gerektiğini altını çizen Çiçek, "Güvenlik soruşturması, yargı önüne taşınarak yargının karar vermesi düşüncesindeyiz. Anayasanın temel ilkelerinden olan 'Hukuk Devleti' ülkesinde yaşıyoruz. Hukuk devletlerinde de hiçbir şekilde komisyon kararıyla değil, yargı kararıyla kişilerin gelecekleri yönlendirilmelidir. 'Adalet, mülkün temelidir' cümlesinden bahisle devletin savunma refleksini getirirken kendisiyle çelişmemesi gerekmektedir. Bu durumu yargının çözebileceği düşüncesindeyim." dedi. (İLKHA)