Bakan Pakdemirli, İzmir'in Bayındır ilçesindeki Yahya Kerim Onart Kültür Merkezi'nde düzenlenen Küçük Menderes Havzası Tarım Orman Sektör Buluşması'nda yaptığı konuşmada, Bakanlık olarak çiftçinin ve üreticinin derdiyle dertlendiklerini ve her zaman çiftçinin yanında olduklarını vurguladı.

Salgının halen devam ettiğini hatırlatan Pakdemirli, belli bir süre daha bununla yaşamak durumunda kalınacağını dile getirdi.

üretici ve çiftçinin salgına çok hızlı adapte olduğunu vurgulayan Pakdemirli, "Geçen yıl pandemiye rağmen Cumhuriyet tarihinin ekonomi rekorlarını kırdık" diye konuştu.

Dünya genelinde emtia fiyatlarında artış yaşandığını aktaran Pakdemirli, yem fiyatlarının artışından da herkesin muzdarip olduğunu ifade etti.

Dünyada gıda üretimiyle ilgili bir sıkıntı olmadığını dile getiren Pakdemirli, "Pandemiyle ilgili endişeler dünyadaki emtiaların fiyatlarını artırıyor. Bunlar da bizim tarımsal girdilerdeki fiyatları artırıyor. Ancak artışlar olması gerekenin çok üstünde" dedi.

Başta üretici sonra da tüketiciyi korumak amacıyla Toprak Mahsulleri Ofisinin (TMO) Temmuz ayında yem ham maddesi satışına başladığına dikkati çeken Pakdemirli, "Eylülde 800 bin ton hububat satışı besici ve süt üreticilerine gerçekleştirdik" diye konuştu.

Gıda fiyatlarındaki artış için çözüm çalışmalarının devam ettiğini belirten Pakdemirli, şunları kaydetti:

"Bugün itibarıyla toplumda yapılan tespitler doğrudur ama bazıları yüzeysel duruyor. Bizim burada yapısal bir şey yapmamız lazım. Yeni bir sayfa açıp yeni bir sayfanın üzerinden bu işi götürmemiz lazım. Yani bugün üreticiye sorsanız 'En çok alın teri bende ancak ben istediğim kadar alamıyorum. Bende 10 lira, pazarda 20 lira' diyor.

Tüketici de 'Ben istediğim kalitede bir ürünü haklı bir fiyat seviyesinden alamıyorum, ulaşamıyorum. Üreticideki fiyatlarla bana gelen arasında ciddi bir fark var...' Bu mesele sadece Türkiye'nin meselesi değil. Bütün G20 ülkelerinde ana meselelerden biri bu. Yani tohumdan çatala kadar olan zincirdeki meseleyi çözmek, aradaki seviyeleri daha iyi bir noktaya getirebilmek..."

Sözleşmeli üretime değinen Pakdemirli, "Sözleşmeli üretimi Türkiye'de çok daha yaygın ve daha iyi bir yere getirmemiz lazım. Türkiye'de sözleşmeli üretim kayıtlı olarak yüzde 5 ama ABD'de bitkisel üretimde yüzde 80-85" dedi.

Sebze ve meyve tacirlerinin borçlandırma usulüyle sözleşmeli üretim yaptığını kaydeden Pakdemirli, ancak bunun tek taraflı bir dikte ve dayatma ile yapıldığını ifade etti.

Sözleşmeli üretimin tamamen gönüllülük usulüyle çalışılacak bir sistem olduğunu aktaran Pakdemirli, bunun uzun vadede enflasyonla mücadeleye de fayda sağlayacağına inandığını aktardı.

Gıda fiyatlarındaki değişikliğe de dikkati çeken Pakdemirli, "Gıda Fiyatlarını İzleme Kurulumuz, Koordinasyon Kurulumuz ve Gıda Komitemiz özellikle gıda fiyatlarının bu değişen ve defakto oluşmuş ortamda hem dünya fiyatları hem de zincirdeki verimsizlikler olsun bunun üzerine gidiyor ve gitmeye de kararlı" dedi.

"ÇİFTÇİMİZİN ZARAR EDİYORUZ DEDİĞİ ÜRÜN YOK"

Tarımsal üretimin Türkiye'de son 3 senedir büyüdüğünü belirten Pakdemirli, "Allah'a şükürler olsun bugün itibarıyla, -biraz sonra konuşacağız, dertlerinizi dinleyeceğiz ama- çiftçimizin biz zarar ediyoruz dediği bir ürün yoktur. Besici ve yetiştiricimizi için zaman zaman maliyetlerin artığı dönemler olabilir. Bunlarla da ilgili tedbirleri alıyoruz almaya da devam edeceğiz." şeklinde konuştu.

Birçok destek kaleminde artış yaptıklarını belirten Pakdemirli, gelecek yıl destek miktarının artacağını da ifade etti.