Doğruhaber Gazetesi Genel Müdürü Mehmet Sait Özcan, Afganistan'daki gelişmeleri yakından takip etmek için ülkede bulunuyor.
Afganistan’da yetkililer ve halkla olan görüşmelerini sürdüren Özcan, Kabil’in ortasında bulunan ve büyükelçiliklere yakın büyük bir parkta kurulan çadırlarda kalan insanları ziyaret etti.
Çadırlarda binlerce insanın sefalet içinde yaşadığını belirten Özcan, bu insanların diğer vilayetlerden geldiklerini ve terk ettikleri evlerine bir daha dönemediklerini ifade etti. Özcan, kamptaki kadınların bir kısmının kocasının kaybettiğini, bir kısmının da evinin çatışmalarda hasar gördüğünü aktardı.
Kamp sorumlusu Muhammed Veli Becaşide ile görüşen Özcan, kampta Kafisa, Takhar ve Kunduz vilayetlerinden 8 binden fazla ailenin kaldığını söylediği belirtti.
Özcan, yaptığı görüşmeler ve izlenimlerini şöyle aktardı:
"Kamp sakinlerinin iyi bir durumda olmadığını aktaran Becaşizade, şunları kaydetti: Burada halk yoksullukla mücadele ediyor. Halkın alabileceği bir lokma ekmek bile yok. Ekonomik durum hiç iyi değil. Kamp sakinleri diğer ülkelerden insani yardım bekliyor. Çocuklar hastalanıyor. Havalar da gittikçe soğuyor. Kışı burada nasıl geçireceğimizi bilmiyoruz.
"Ekmek bulamadıkları için çocuklarına verecek sütleri yok"
Adını vermeyen bir kadın ise şunları söyledi: Ne yiyecek ekmeğimiz var, ne içecek suyumuz var, ne de kalacak yerimiz. Halkımızı evlerinden ayırdılar. Evin, toprağın, tarlan yoksa ne yapabilirsin ki? Ben dul bir kadınım. Kalbimden rahatsızım, ameliyat olmam gerekiyor. Çalışacak kimsem de yok. Ne yapayım? Bizi Türkiye’ye götürsünler. Ben bu halimle orada bahçıvanlık yaparım, evlerde hizmetçilik yaparım. Yeter ki bir lokma helal ekmek bulayım. Ne yapalım evladım? Ne yapalım? Geceleri bu çadırların yanından geç. Çocukların açlıktan inlediğini duyarsın. Daha 3 gündür ekmek yiyebiliyoruz. Elime kuru ekmek geçiyor. Dişlerim olmadığı için ıslatıp yiyorum. Ne yapalım evladım? Durumumuz budur. Bu halde olacağımıza ölsek daha iyi! Yanımda üç tane genç dul kadın var. Ekmek bulamadıkları için çocuklarına verecek sütleri yok.
Taliban geldiğinden beri kampın içinde ve etrafında daha güvenli bir şekilde hareket ettiklerini kaydeden yaşlı kadın, 'Taliban kamp sakinlerini rahatsız eden çetelere müdahale etti. ‘Burada kadınlar var, çocuklar var, onları rahatsız etmeyin’ diyerek onları uzaklaştırdılar.' ifadelerini kullandı.
"Geri dönecek bir evimiz kalmadı"
Kunduz vilayetinden gelip kampa yerleşen Yarmuhammed adında bir ihtiyar ise şunları kaydetti: Taliban kente girdiğinde evimiz bombalandı ve yıkıldı. Evsiz barksız kaldığımız için buraya geldik. Şu ana kadar herhangi bir yardım alamadık. Artık geri dönemeyiz çünkü ne evimiz kaldı ne de yapacak bir işimiz. Kış da geldi. Hükümetten en azından kışı geçireceğimiz düzgün bir barınak istiyoruz.
"Hastalarımız ameliyat olamıyor"
Badahşan vilayetinden Şefikullah şöyle dedi: Bu parkta bulunan Badahşan’lıların temsilcisiyim. Biz yaklaşık iki aydır burada kalıyoruz. Biz çatışmaların bu kadar erken biteceğini tahmin etmiyorduk. Öte yandan Taliban, Badahşan’a yaklaştığında büyük bir savaş çıkacağını ve şehrin yıkılacağını düşündük. Kabil’in daha sakin olacağı düşüncesiyle buraya geldik. Bazılarımızın evleri yıkıldı. Ancak cebinde küçük bir miktar para bile olsa geri dönüp evine yerleşecekler var. Şu ana kadar yeni hükümet tarafından parka hiçbir temsilci gelip ihtiyaçlarımızı sormadı. Ancak şu da var; Taliban geldiğinden beri parkın etrafında başıboş dolaşan kimse kalmadı. Hırsızlık kalmadı. Herkes güvenli bir şekilde hareket edebiliyor. Burada yarı aç yarı tok şekilde geçiniyoruz. Ekmek yetmediği zamanlarda 2-3 gün aç kalan insanlar oluyor. Ameliyat olması gereken hastalarımız var ancak hastaneler kan temin edemediğinden olamıyorlar." (İLKHA)