Çolak, yazılı açıklamasında, bazı lösemi ilaçlarının sahte olduğunun ortaya çıkmasına ilişkin değerlendirmede bulundu.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve Birlik tarafından yurt dışından getirilen lösemi ilaçlarının sahte olduğuna ilişkin haberlerin basına yansıdığını belirten Çolak, "Bu durum, yargıya intikal etmiş olup Türk Eczacıları Birliği olarak sürecin takipçisiyiz. OECD, özellikle sıtma, HIV/AIDS ve kanser ilaçları için sahte ilaç trafiğine yıllardır dikkat çekiyor. Bu son olayda da gördüğümüz, ilacı para, kar hırsıyla bir tutan adeta ilaç mafyası firmaların halkın sağlığı ile pervasızca oynamalarıdır." ifadesini kullandı.
Yurt dışından ilaç temininin, Türk Eczacıları Birliği tarafından herhangi bir kar amacı gütmeksizin ve Sağlık Bakanlığı ile SGK'nin koyduğu belirli kurallar dahilinde yapıldığını aktaran Çolak, ilacın hekim tarafından reçete edildikten sonra Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumundan "getirilebilir" onayı alındığını, SGK tarafından da ödeme onayı yapıldığını kaydetti.
Türk Eczacıları Birliği'nin "hasta yararını korumak" amacıyla edindiği görevin, Türkiye'de bulunmayan bu ilaçlara hastaların erişimini sağlamak olduğunu belirten Çolak, bunun bir toplum sağlığı hizmeti olarak gerçekleştirildiğini, her yıl yüzbinlerce insana ilaç temin edildiğini ifade etti.
Hastanın doğru ve gerçek ilaca erişiminin de bu sürecin bir parçası olduğunu vurgulayan Çolak, şunları kaydetti:
"Nitekim söz konusu ilaçlar, ortaya çıkan şüphe sonucu analize gönderilmiş ve durum tespiti bu şekilde yapılmıştır. Yurt dışından getirilen ilaçların sahte olmasını engellemenin bir yolu vardır. O da SGK'nın, orijin sertifikası, analiz sertifikası ve ilgili serinin piyasaya sürülmesi sertifikası belgelerini zorunlu tutmasıdır. Bizim de hasta sağlığı ve kamu yararının sağlanması için talebimiz bu yöndedir. Bu sertifikalar acilen yeniden zorunlu hale getirilmelidir."