Son dönemlerde sebze ve meyve fiyatları artışa geçerken pazar ve marketler arasındaki uçurum daha da büyüdü. Semt pazarlarında bile fiyatları yüksek olan sebze meyvenin fiyatları marketlerde ise daha yüksek fiyattan satılıyor.

Marketlerin “halk günü” adı altında semt pazarlarının olduğu gün fiyatları düşürüp diğer günlerde de fiyatları bir anda yükseltmesi halkın tepkisini çekiyor.

 

Semt pazarlarında 3 liraya satılan domates, soğan ve patates gibi ürünler market reyonlarında ise 5 liradan müşterilere satılıyor. Aynı ürünler halk günü diye pazar fiyatlarına çekiliyor.

Türkiye genelinde artan sebze ve meyve fiyatları konusunda hükümetin nasıl bir adım atacağı merakla beklenirken, marketlerin indirime yanaşmaması ve gerekçeler sunması dikkat çekiyor.

Gaziantep’te sebze ve meyve hali ile semt pazarı esnafı, fiyatların yüksek olmasının kendileri ile ilgili olmadığını savunurken fiyatların “aracılar” olarak nitelendirilen kişiler tarafından yüksek tutulduğu iddia ediliyor.

Semt pazarlarında fiyatların uygun olduğunu belirten Şehitkamil Semt Pazarı Sebze ve Meyveciler Dayanışma Derneği Başkanlığına Beşir Aydın, pazar esnafının düşük kâr oranları ile ürün sattığını söyledi.

“Pazar ile market fiyatı arasında ciddi bir fark var”

Sebze ve meyve halinden aldıkları ürünün üzerine düşük kâr koyarak ürün sattıklarını belirten Aydın, “Pazarda satılan ürünler ile marketlerde satılan ürünler arasında ciddi fiyat farkı var. Patates pazarda 2-3 liraya satılıyor. Fakat markette 5 liraya satılıyor. Pazar ile market fiyatını kıyasladığımızda ciddi bir fark var. Zaten millet de farkı görüyor. Bir liraya aldığımız ürünü en fazla bir lira 50 kuruşa satarız. 2 liraya aldığımız ürünü 2 lira 50 kuruşa satarız.” dedi.

“1-2 lira kâr ile satış yapıyoruz”

Sebze ve meyve halinden aldıkları ürünleri 1-2 lira kâr ile sattıklarını belirten semt pazarcısı Mehmet Said Çalış da, “Üreticiden ürünün hangi fiyata geldiği ile ilgili bilgimiz yoktur. Bir an fazla 1-2 lira kâr ile satış yapıyoruz. Bizim öyle fazla bir kâr oranımız yok. Örneğin mandalinayı 1 lira 60 kuruşa aldım ve pazarda ise 2 lira 50 kuruşa satıyorum. Elmayı 1 lira 50 kuruştan aldım, 2 liraya satıyorum. Sadece 50 kuruş kârımız var. Fakat marketçi ise aldığı ürünün üzerine 5-6 liradan aşağı kâr koymaz. Marketçi ‘benim elektrik, suyum, işçi giderim var’ diyor. Fakat biz ise 1-2 lira kâr yapıyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Sebze ve meyvenin fiyatı üretim bölgesinde belirlenir”

Sebze ve meyve halindeki esnafın komisyoncu olduğunu belirten hal esnafı Ulaş Yiğitbaş ise şunları söyledi:

“Biz, üreticiden aldığımız ürünü düşük bir kâr oranı ile satıyoruz. Biz, çiftçiden aldığımız ürünleri yüzde 7-8 kâr oranı ile satıyoruz. Biz, üreticinin ürününü satıyoruz. Ben sadece sattığım ürünün komisyonunu alıyorum. Kısıtlı olan ürünün fiyatı daha yüksek oluyor. Arz talebe göre de fiyatlar yükseliyor. Sebze ve meyvenin fiyatı üretim bölgesinde belirlenir. Ne ben ne marketçi ne de pazarcı fahiş fiyat koyamayız. Kimse halde 50 kuruşa aldığı ürünü 5 liraya satamaz. Çünkü ortada bir rekabet var. Üretim maliyetleri yüksek olduğu için ister istemez fiyatlar biraz yüksek.”

“20-30 kuruş kâr ile ürün satıyoruz”

Fiyatların yüksek olmasının hal esnafı ile ilgisinin olmadığını savunan Ali Gezgin, “Bizim bildirimlerimiz vardır, bildirim yapmadan ürün getirme şansınız yoktur. Aracılar fiyatları yükseltiyor. Biz, 20-30 kuruş kâr ile ürün satıyoruz. Aracılar, pazarcılar ve marketler yüksek fiyata ürün satıyor. Onlarda belli bir kâr oranı koyarak ürün satıyor. Bizim tüm işlemlerimiz resmidir. Ürün yüklediğimiz an Ticaret Bakanlığı sistemimizdeki bütün işlemleri görüyor.” şeklinde konuştu.

“Bizim ürünleri pahalı satma şansımız yok”

Hal esnafının üreticiden aldığı ürünü belli bir kâr oranı ile sattığını belirten Musa Demir, “Üreticiden ürünler bütün esnafa geliyor. Bizim fahiş fiyata ürün satma şansımız yoktur. Bir ürün sadece bende değil, tüm dükkanlarda var. İstediğimiz kadar fiyatı yüksek söyleyelim, marketçi ve pazarcı ürün daha uygun neredeyse o esnaftan ürününü alır. Bir piyasa var, piyasanın durumu neyse biz o fiyattan ürün satarız. Biz, aracıdan ürün almıyoruz, direk üreticiden, komisyonculardan ürün alıyoruz. Bizim ürünleri pahalı satma şansımız yok, satsak da müşteri almaz.” diye konuştu.

“Pahalılık başını aldı gidiyor”

Denetim mekanizmasının olmadığını belirten vatandaşlardan Yılmaz Dönmez, “Denetim yapılacağı söyleniyor, hangi denetim yapılacak? Çünkü kimse fatura kesmiyor. Pahalılık başını aldı gidiyor. Hep TV'lerde vaatlerde bulunuyorlar ama vaatler yerine getirilmiyor. Fiyatlar pahalı. Pazar kurulduğunda marketler indirim yapıyor. Pazar kurulmadığı gün ise fiyatları 2-3 katına çıkıyor. 84 milyon insanı Covid-19 salgını döneminde marketlere mahkum ettiler.” diyerek serzenişte bulundu. (İLKHA)