Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Genel Merkezi tarafından yapılan haftalık değerlendirme raporunda Türkiye`de ve Dünyada yaşanan gelişmeler ele alındı. Dicle Üniversitesinde yaşanan olaylara değinilen açıklamada, "Yaşananların bir daha yaşanmaması adına, bu olay iyice tahlil edilmeli ve herkes kendine göre bundan bir ders ve ibret almalıdır" denildi.

Mali`deki insanlık dramından Afganistan`daki NATO cinayetlerine kadar birçok konunun ele alındığı raporda, ayrıca yaşanan bazı sevindirici gelişmeler de paylaşıldı.

Haftalık değerlendirme raporunda iç ve dış gündemle ilgili şu görüşlere yer verildi:

Dicle Üniversitesi`nde vuku bulan olaylardan ibret alınmalıdır
Dicle Üniversitesinde yaşanan gerginlik ile ilgili itidal ve sükûnet çağrımızı ilk günden itibaren yapmıştık. Herkesin üzerine düşen ağır sorumluluk; acı da olsa olayın üstünü örtmek ve fitne ateşini söndürmekti. Olayları diğer üniversitelere taşımak, tahrik etmek; gençlerin tekrar bir arada yaşamasına ve polemiğin sonlanmasına yönelik bir yaklaşım değildir.

Yaşanan olaylar her ne kadar bir tarafın hazımsızlığı neticesinde vuku bulmuş olsa da yaşananların bir daha yaşanmaması adına, bu olay iyice tahlil edilmeli ve herkes kendine göre bundan bir ders ve ibret almalıdır. Olay, Kürt halkı içinden iki farklı düşünceye mensup iki öğrenci derneği arasında ve kamuoyunun gözleri önünde cereyan etmiştir. Kimin saldırgan kimin mağdur olduğu kamera görüntüleri ve STK`ların şahitliğiyle ortadadır. Olayın mahiyetini yetkililer de açıklamıştır.

Parti olarak herkesin ve her farklı düşüncenin özgür bir ortamda kendini ifade edebilmesini, faaliyet yürütebilmesini savunmaktayız. Buna yönelik baskıcı, engelleyici, imhacı ve kendi dışındaki herkesi yok sayan düşünceyi, kişiyi ve kurumu reddediyor ve kabul edilemez buluyoruz. Toplumsal barışa hizmet etmeyen bu tür davranış ve hareketleri doğru bulmuyoruz. Bu meselenin daha fazla uzatılmasını, polemik konusu yapılmasının halkımızın faydasına olmadığına inanıyoruz.

Hususen bu tür gerginliklerden en çok halkımızın zarar göreceği ve huzurlarının bozulacağı endişesi ile itidalli yaklaşımımızı koruyor ve her halükarda sükûneti tavsiye ediyoruz. Bunun için her kesi bir arada yaşamaya, farklı düşüncelere tahammül etmeye, provokatif eylemlerde bulunmamaya ve sağduyulu davranmaya davet ediyoruz.

Toplumu temsil eden partilerin de yaşanan bu tür acı olaylara taraf olmaktan ziyade, tarafları yatıştırma ve toplumsal barışı sağlama konusunda aracılık yapma gibi bir misyonu icra etmeleri gerektiğine inanıyoruz.

HÜDA PAR olarak ülkede kaos isteyen derin yapıların amacına hizmet edecek çatışma ortamından uzak durulmasını ve herkesin sorumluluk bilinci ile hareket etmesi gerektiğini bir kez daha yineliyoruz.

Türk - Kürt kutuplaşmasına sebep olabilecek sözler
Hükümetin akil adam projesini eleştiren eski bir bakan: "Anayasa`dan Türk adı kaldırılırsa ben de elime silah alır dağa çıkarım" diyerek bu sözleri ile belki de farkında olmayarak yeni bir fitnenin fitilini ateşledi. Toplumsal barışın sağlanabilmesi için, bu süreçte herkesi sağduyuya ve geçmişte yaşanan acı tecrübelerden ders almaya davet ediyoruz. HÜDA PAR olarak parti programımızda da belirttiğimiz öneri şudur:

"Vatandaşlık tanımı ile temel hak ve hürriyetlerin düzenlendiği kısımda `Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesin, bu haklardan eşit bir şekilde yararlanmasının temini devletin görevi, yükümlülüğü, varlık ve meşruiyet nedenidir.` şeklinde bir madde veya fıkraya yer verilmelidir. Böylece hem vatandaşlık tanımı ile ilgili tartışmaların son bulması sağlanmış hem de hak ve özgürlüklere kuvvetli bir vurgu yapılmış olur."

İnanca yönelik saldırılar
Peygamber Sevdalıları Platformu`nun Ankara Sincan`da düzenleyeceği Kutlu Doğum programı, Kaymakamlık ve Sincan belediyesinin tutumları sonucu mevlid etkinliğine bir gün kala iptal edildi. Üç yıldır AK Parti`li Sincan Belediye Başkanı`ndan randevu talep etmelerine rağmen herhangi bir cevap dahi alamadıklarını ifade eden platform yetkilileri, etkinlikler için tahsis edilmesini talep ettikleri yerler için sıradan gerekçelerle olumsuz cevap verildiğini ve verilen etkinlik izninin kaymakamlık tarafından sudan bahanelerle iptal edildiğini belirttiler.
Mardin Kızıltepe`de BDP`li belediye ve İskenderun`da CHP`li belediyeden sonra Kutlu Doğumu engelleme furyasına böylelikle Ak Parti`li bir belediye de katılmış oldu.

Buradan bütün yetkililere sesleniyoruz: Bu alanlar, meydanlar ve salonlar sizlerin malı değildir! Halkın malıdır, ümmetin malıdır! Size düşen görev; Hz. Muhammed sallallahu aleyhi vesellemin mevlid etkinliği için o alanları hizmete hazır hale getirmektir, engellemek değil! iktidar ve muhalefet parti liderlerini bile bir araya getirip üsluplarına seviye getiren kutlu doğum etkinliklerini ideolojik sebeplerden veya tahammülsüzlükten engelleyenleri Müslüman halkımız asla unutmayacak ve affetmeyecektir.

Ayrıca yine bu kapsamda Romanya`da düzenlenen Avrupa Wushu Şampiyonası`nda mücadele eden Zeynep AKYÜZ, başörtülü olması sebebiyle müsabakalardan men edilmek istendi. Fransa`da Yvelines kentinde bir camiye ırkçı saldırı yapıldı, cami duvarına haç işaretleri çizildi. Hollanda`da Enkhuizen kentinde camiye molotof kokteylli saldırı yapıldı.

HÜDA PAR olarak, inanca ve inancın gereğini yerine getirenlere yapılan saldırı ve hoşgörüsüzlükleri kınıyoruz.

Sevindirici gelişmeler de yaşanıyor
İsveç`in başkenti Stockholm`de Botkyrka Belediye Meclisi`nin ardından İsveç polisi de Cuma günleri minareden ezan okunabileceğini açıkladı.

Fransa`da bir mahkeme ise 2012`de Filistinlileri destekleyen yüzlerce kişinin Batı Şeria`ya geçmek amacıyla İsrail`e uçtuğu kampanya sırasında, Filistinli bir aktivitisti İsrail uçağından Yahudi olmadığı gerekçesiyle indiren Fransız Hava Yolları`nı ayrımcılık yapmaktan suçlu buldu. Mahkeme, olayın açık bir "ırk ayrımcılığı" vakası olduğu kararına vardı. Hatırlanacağı üzere Fransız Hava Yolları görevlileri, Filistin`li aktiviste israil pasaportu olup olmadığını, değilse Yahudi olup olmadığını sormuş ve "hayır" cevabı alınca da Filistinli aktivisti görevliler eşliğinde uçaktan indirmişti. Mahkemenin bu tutumu suç olarak nitelendirmesini insanlık adına sevindirici buluyoruz.

Eğitim-İş Sendikası`ndan cezalandırma talimatı
Eğitim-İş Sendikası, 81 ilin valiliklerine yazı yazarak, başörtülü çalışanların fişlenmesini istedi. "Başörtülü memurlar cezalandırılsın" teklifinde bulunan Eğitim-İş Sendikası, Valiliklerin inzibatlık yapmasını ve başörtüleriyle işe gelen memurların cezalandırılmasını istedi. 28 Şubat zabiti sendika başkanı, gönderdiği e-mailde başörtüye göz yumulması halinde sorumlu il valisinden okul müdürlerine kadar tüm kamu görevlileri aleyhinde ceza davası süreci başlatacaklarını da bildirdi. Bu tür tahammülsüzler konusunda herkesi aklıselime davet ediyoruz.

Afganistan`da NATO cinayetleri
Afganistan`da NATO güçleri bir kez daha sivilleri öldürdü. İşgal güçleri tarafından katledilen 5 bin sivil kaybına 12 kişi daha eklendi. NATO`nun Afganistan`ın doğusunda Kunar eyaletinin Şengal yöresinde düzenlediği bir hava saldırısında 10`u çocuk 12 sivil öldü, 6 kadın da yaralandı. Bir an önce bu vahşi saldırıların sona erdirilmesinin gerektiğine inanıyor ve her kesi bu zulme karşı sesini daha fazla yükseltmeye davet ediyoruz.

Mali`de insanlık dramı
Fransa`nın işgalinin ardından saldırılardan kaçarak komşu ülke Moritanya`daki Birleşmiş Milletler kampına sığınan binlerce Malili "dehşet verici" koşullarda yaşıyor. Uluslararası tıbbi yardım kuruluşu Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), kamp koşullarının, kampa sağlam gelen insanları kısa süre sonra hasta edecek kadar kötü olduğunu ifade etti. MSF`in raporunda, 70 bin Malilinin yaşadığı ve her 3 bin kişiye sadece bir tuvalet düştüğü, kampta durumun daha da kötüleştiği belirtiliyor. Hükümeti ve uluslararası insan hakları savunucularını; Mali`deki insanlık dramına ve Fransız işgaline karşı üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye çağırıyoruz.

İşgalci İsrail`in Gazze Şeridi`ne girmesi
İşgalci İsrail ordusu tank, buldozer, keşif uçakları ve helikopterler eşliğinde Refah kentindeki Sofya Sınır Kapısı`ndan Gazze`ye girdi. İşgalci İsrail`in özür dilemesinden ve söz vermesinden sonra gerçekleşen bu hadise; İsrail`in verdiği sözleri asla tutmayacağını bir kez daha ortaya koymuştur. Bu münasebetle yaptırım uygulanmadıkça, Siyonist işgalcinin keyfi uygulamalara devam edeceğine dair düşüncemizi bir daha yineliyoruz.
(İLKHA)