VAN - Serhad FM`de (103.0) her Cuma saat 15.00-17.00 arasında farklı konuklarla gerçekleştirilen programın bu haftaki konukları Hür Dava Partisi (HÜDA-PAR) Van il Başkanı Av Rasim Saygın ve Van Olay Gazetesi Yazarlarından Abdulhelim Almalı olurken, Doğru Haber Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Göktaş Hoca da telefonla programa katıldı.
İlk olarak söz alan HÜDA-PAR Van İl Başkanı Av. Rasim Saygın bu olayların tüm gerçekliğiyle toplum nezdinde ortaya konulması gerektiğini belirterek, "Biz HÜDA-PAR olarak insanları sadece itidalli olmaya davet etmedik; çıkıp basın önünde itidalli olun deyip, alttan altta insanları provoke etmedik. Biz verdiğimiz sözün arkasında durduk. Daha ilk gün olaylar cereyan eder etmez olayla ilgili üye ve gönüllülerimize itidal çağrısıyla beraber oradaki insanların gerginlik çıkarmaması da sağlandı. Dolayısıyla konferansın yapıldığı sürede karşı taraf basın açıklaması yaparken konferanstakilerin hiç biri tek bir söz bile söylemedi" dedi.
"STK`ların ortak görüşü: İtidal çağrısı, aman ha oyuna gelmeyin"
Av. Saygın, sözlerinin devamında "Genel merkezimiz olayların ilk çıktığı günde yapılması gereken şeyi yaptılar. Olayların büyümemesi adına orada bulunan gençler o mahalden geri alındılar. Ondan sonra basın ve yayın yoluyla bütün STK ve taraflara itidal çağrısı yapıldı. Bununla da yetinilmedi Diyarbakır`da STK`lar dolaşıldı. Aynı şeyi biz Van`da yaptık. Olay hakkında bilgilendirme yaptık. Ne yapılabilir noktasında fikir alışverişinde bulunduk. Dolayısıyla STK`ların bu olay hakkında görüşleri bizim için yol gösterici oldu ve hepsinden de yükselen ortak ses: itidal çağrısı, aman ha oyuna gelmeyin. Sadece sözlü olarak değil bunları fiili olarak da yaptık. Hal böyle olunca olayın ikinci günü Diyarbakır`daki STK`lar aracılığıyla DTK ile bir araya gelindi. Karşılıklı olarak taraflar birbirlerine söz verdi. Konferansın yapıldığı gün bu olay oldu. Bu Hür Dava Partisi`nin girişimleri ve STK`ları göreve çağırması neticesinde atılmış olan bir adımdır. Ertesi gün gençler, bu söze güvenerek eğitim öğretimlerine devam etmek üzere okula gidiyor. Okul çıkışında gruplar halinde bekleyen insanlar bu gençlere bıçakla saldırıyor. Kürt halkının değerlerinde ahde vefasızlık var mıdır? Kürt halkının değerlerinde yalan, kandırma var mıdır? En büyük kan davaları dahi arabulucuların araya girmesiyle son bulur. Kürtlerin en büyük değerlerinden biri de budur aslında; ama buna uyulmadı. Milletvekilleri çıkıp: "farklı örgütler yeniden canlandırılmaya çalışılıyor" diyor" ifadelerini kullandı.
BDP kendisiyle çelişiyor!
Yapılan provokasyona dikkat Çeken Av. Saygın, "Bu olayların iç yüzü. Kendi tabanlarıyla ne kadar diyalog halinde oldukları tartışılacak bir husus. Fakat olayın dışa yansıyan yönü bu. Bir taraftan eş başkan çıkacak itidal çağrısı yapacak, öbür taraftan milletvekiliniz gidecek, orada yüzü maskeli eylemcilerin yanında bildiri okunacak ve "direnişimiz gittikçe devam edecek" denilecek. Ya kendileriyle ilgili ciddi bir sorun var ya da bu, bilinçli olarak yapılan bir husustur. Bu çelişkiyi de halkımızın takdirine sunuyoruz" dedi.
"İtidal çağrımızı yineliyoruz: Gelin silahlar sussun; fikirler konuşsun"
Burada tekrar itidal çağrılarını yinelediklerini aktaran Av. Saygın, özellikle sağduyulu davranılması noktasında bütün kesimlere çağrıda bulunarak, "Bu bir provokasyondur. Bu, bütün toplumca neredeyse ortak olarak kabul edilmiş bir husustur. Mesele bu provokasyona alet olup olmama meselesidir. Dolayısıyla her kesim kendini tartıp biçmeli. Süreç boyunca yaptıklarını ele alıp değerlendirmeli ki bunda sonra olabilecek provokasyonların önüne geçilebilsin. Gerilimin hiç kimseye faydası yoktur. Kendi liderlerinin söylediklerini de onlara söyleyeyim, "Gelin silahlar sussun; fikirler konuşsun". Fikirlerine, inancına güvenen tartışmadan korkmaz. Farklı fikirlerin ortaya çıkmasından korkmaz. Yetkililer olarak söylemlerimize çok dikkat edelim" İfadelerinde bulundu.
Daha sonra programa telefonla bağlanan Doğruhaber Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Göktaş hoca da olaya farklı bir açıdan bakarak, meselenin tahammülsüzlük olduğunu vurguladı.
"Mesele provokasyon falan değil, Türk Solu`nun kışkırtması"
Göktaş Hoca, "İsterseniz en güzel şeyleri söyleyin orda "Bunu bizim müsaademizle söyleyebilirsiniz. Burada bir biz varız." Havası vardır. Aslında bana kalırsa bu bir provoke falan da değildi. İşin provoke yönü olabilir; o ayrı. Ama bu gözüken bir olay. Onların söylemlerine biz yabancı değiliz. Peygamberiniz anlatılırken insanlar biraz utanır, böyle bir şeye müdahale etmeye. Böyle bir bölgede bunu yapmak kendi ayağına kurşun sıkmaktır. Bir yazımda bütün problemlerin Türk solundan kaynaklandığını ifade etmiştim. Türk solunun İslam`ı karşı düşmanlığının dozajı o kadar şiddetlidir ki Kürt solunu da alet ediyor. Bana göre Kürt solu peygamber aleyhisselamla o kadar problemli değil. Ama Türk solunun oyununa geliyorlar. Türk solu kaybetmiştir. Şu süreç içinde en büyük kayba uğrayan Türk soludur ve onun için bunun acısını veyahut da kendi başarısızlığını örtmek için Kürt solunu kullanıyor. Peygambere olan düşmanlıklarını onlara da sirayet etmeye çalışıyor" tespitinde bulundu.
"Kürt Solu`nun İslam`ın sesine cevap vereceğine inanıyorum"
Göktaş konuşmasının devamında, "Şu kızgın günlere rağmen ben çok çok umutluyum. Kürt solunun aynen Lübnan`daki gibi, Filistin`deki gibi İslam`ın sesine cevap vereceğine inanıyorum. Özellikle birlikte hareket ettiğim kardeşlere diyorum ki; aman ha köprüleri yıkmayın. Yarın birbirimizin yüzüne bakamayacağınız sözler, tavırlar ortaya koymayalım. Çünkü Allahın izniyle bu insanlar Allah`ın resulünün elini tutacaklar" diye konuştu.
Solcular neden solcu olduklarını biliyorlar mı?
Son olarak konuşan stüdyo konuklarından Yazar Abdulhelim Almalı ise solcuların neden bu fikri benimsediklerini bilmediklerini aktararak, "Bölgedeki kardeşlerimiz sol görüşü niye benimsediğini de bilmemektedir. Ya kız arkadaşından ya da okul arkadaşından etkilenerek sol görüşü benimsemiştir. Bu insanların mayalarında gerçekten İslam vardır. Eğer bunlar gerçekten İslam`ı bilmiş olsalar; babaların bağlı olduğu peygamber anlayışını daha da ileri götüreceklerdi" dedi.
"Gençler sağduyulu olmalı"
Gençlere tavsiyelerde bulunan Almalı sözlerini şöyle sürdürdü, "Gençlerimiz sağduyu içinde olmalı. Özellik İslami camiadaki gençlere söylüyorum bunları. Tahrike gelmemelidirler. BDP`li gençlerimiz de akıllarını başlarına almak zorundadırlar. Artık yeterince sömürüldük. Kimse karşı tarafın kutsallarına karışmasın. Çünkü yüce Allah Kur`an-ı kerimde buyuruyor. "Onların ilahlarına sövmeyin; olur ki onlar da dönerler ilahlarınıza söverler." Bu, Müslüman`ın ahlakıdır.
"Şiddet cahillerin işidir"
Cahiller kazanmak için hep savaşı tercih ederler; ama akıllı insanlar savaşmadan kazanmasını bilir. Tabandaki insanlar siyaset yapan gibi düşünmüyordur. Mesela Van milletvekili Aysel Tuğluk, sen mücadeleni mecliste ver. Kürt Müslüman ile Kürt solcunun birbirini öldürmemesi için, birbirleriyle karşı karşıya gelmemelerinin yolunu ara. Bu insanları barıştır. Bunlar birbirlerini öldürmesinler. Mevcut sürecin selamete çıkması için her kesimin her düşüncenin elinden geleni yapması lazım. Bunun sağcısı solcusu yoktur"
Kendi şeriatlarını (yollarını) mı kahrediyorlar?
DÜ`deki olayların ardından Van Yüzüncü Yıl Üniversitesinde `Kahrolsun Şeriat` sloganları atıldığına da değinen Almalı, "Türk solu dün ne idiyse attırdıkları bu sloganları bugün kime attırıyorlar? Kürt soluna. Şerit nedir? Yoldur, izdir. Acaba onlar kendi ağızlarıyla savundukları şeriatı mı kahrediyorlar? Ki öyledir. Ben öyle anlıyorum. Şeriat her ne kadar Arapça bir kelime de olsa diğer `izm`ler de bir şeriattır, yönetimdir, yoldur" diye konuştu. (Fırat Arslan/Murat Dalgın - İLKHA)