İTO Yönetim Kurulu ve İTO İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği (İSİH) Komisyonu, “Covid-19 bir işçi sınıfı hastalığıdır. Çalışma Bakanlığı, iş yerlerinde yol açtığı aşı-PCR kaosuna son vermelidir” çağrısıyla bir basın toplantısı düzenledi.
Toplantıya İTO Genel Sekreteri Dr. Osman Küçükosmanoğlu, İTO Yönetim Kurulu üyeleri Dr. Osman Öztürk, Dr. Rukiye Eker Ömeroğlu ve İTO İSİH Komisyonu adına Dr. Nazmi Algan katıldı.
Toplantının açılışında konuşan Osman Küçükosmanoğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nca 2 Eylül'de valiliklere gönderilen yazının bir karmaşaya yol açtığını, her iş yerinin farklı uygulamalara gittiğini ve sorumluluğu işçilere yükleyen bir tutum geliştiğini dile getirdi. “İstanbul Tabip Odası olarak başından beri Covid-19'dan en fazla etkilenenlerin işçiler olduğunu, başka bir ifadeyle Covid-19'un işçi sınıfı hastalığı olduğunu ısrarla dile getiriyoruz. Gelinen noktada bir kez daha pandemi yönetimiyle ilgili eleştirilerimizi, işçilerin yaşadığı sorunları ve atılması gereken adımları hatırlatmaya ihtiyaç duyduk” dedi.
“TEDBİRLER” MADDELER HALİNDE SIRALANDI
Ardından basın açıklamasını Dr. Nazmi Algan okudu. Açıklamada, Çalışma Bakanlığı'nın iş yerlerinde alınacak önlemlere ilişkin,
1- Covid-19 aşısı tamamlanmamış işçiler, iş yerlerinde karşılaşabilecekleri söz konusu risk ve tedbirler konusunda ayrıca yazılı olarak bilgilendirilecektir.
2- Bu bilgilendirme sonrasında aşı olmayan işçilere, kesin Covid-19 tanısı konması durumunun iş ve sosyal güvenlik mevzuatı açısından olası sonuçları da ayrıca bilgilendirilecektir.
3- Covid-19 aşısı olmayan işçilerden 6 Eylül 2021 tarihi itibariyle zorunlu olarak haftada bir kez PCR testi yaptırmaları işyeri/işveren tarafından istenebilecek, test sonuçları gerekli işlemler yapılmak üzere kayıt altında tutulacaktır" denildiği belirtilerek, şu değerlendirmelere yer verildi:
"Düzenlemelerin hukuki boyutunu iş hukukçularına bırakarak İstanbul Tabip Odası olarak konuyu işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından değerlendirdiğimizde; genel yazı, açık, sarih bir düzenleme içermemekte, işverenlere herhangi bir zorunluluk getirmemekte, sorumluluğu işçilerin üzerine yıkmaktadır.
1- Eğitim alanında olduğu gibi çalışma yaşamının bütünüyle ilgili düzenleme de göstermektedir ki; Sağlık Bakanlığı da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da PCR testinin aşının alternatifi olmadığını anlayamamıştır.
2- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca gibi Çalışma Bakanı Vedat Bilgin de aşının bir tercih olduğunu zannetmektedir.
3- Bu 'genel yazı' ile iş yerlerindeki aşı ve Covid-19 sorununu çözmek mümkün olmadığı gibi ciddi kaosa yol açılmıştır. Nitekim gerek bu 'genel yazı' gerekse eğitimde aşı yaptırmayanlara getirilen PCR zorunluluğu öncesindeki hafta (29 Ağustos-5 Eylül) toplam test sayısı 2 milyon 81 bin 736 iken sonrasındaki hafta (6-12 Eylül) sadece 90 bin 949 artış ile 2 milyon 172 bin 685'e çıkmıştır.
4- Covid-19 salgın bir hastalıktır ve iş yerlerinde çok ciddi bir işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunudur.
5- Covid-19, iş yerinde tehlike ve risk açısından 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası'nın tanımlarına uymaktadır ve yasaya göre işverenler sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı oluşturmakla, çalışanlar da alınan tedbirlere uymakla yükümlüdür.
"COVİD-19 SALGININA KARŞI HALEN EN ÖNEMLİ TEDBİR YAYGIN AŞILAMADIR"
6- Covid-19 salgınına karşı halen en önemli koruyucu tedbir, yaygın aşılamadır. Aşı tercih değil, salgını kontrol altına almak, ölümleri engellemek için zorunluluktur.
İstanbul Tabip Odası olarak, öncelikle bütün işçileri kendilerinin, ailelerinin ve işçi arkadaşlarının sağlığını korumak sorumluluğuyla aşı olmaya çağırıyoruz. Gerek meslek örgütümüz gerekse iş yeri hekimi meslektaşlarımız bu konuda sizleri bilgilendirmeye her zaman hazırdır.
Çalışma Bakanlığı'nı ise bu tür 'genel yazı' ile sorumluluğu üzerinden atmak yerine, Covid-19 salgınına karşı iş yerlerinde havalandırma ve mesafe gibi bütün önlemlerin eksiksiz olarak alınması ve bütün işçilerin aşılanmasının sağlanması için gerekli düzenlemeleri yapmaya davet ediyoruz.”
Kaynak: TIMETURK