HABER MERKEZİ

Bağlantısız Hayat Derneği, bağımlılıklarla mücadele kapsamında aileleri bilinçlendirmek ve toplumsal farkındalık oluşturmak için konusunda uzman kişilerin katılımıyla bir seminer düzenledi. İstanbul’da Esenyurt Kültür Merkezi'nde çok sayıda kişinin katılımıyla düzenlenen programa, konuşmacı olarak Psikolog Emrah Akarsu, Dr. Emre Doğan ve Vaiz Mikail Miral katıldı.

Ayhan Çokkaş Hocanın Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programda bir sunum gerçekleştiren Psikolog Emrah Akarsu, bağımlılığın bir süreç olduğunu, bir anda başlayıp bir anda bitmediğini söyledi.

"BAĞIMLI OLAN KİŞİ MADDE KULLANMADIĞINDA BİR TAKIM BELİRTİLER ORTAYA ÇIKAR"

Madde kullanım bozukluğu ile ilgili bilgi veren Akarsu, "Madde kullanım bozukluğu sürekli artarak devam eder. İlk aldığı doz ile sonraki doz arasında fark giderek artar. Kişi maddeyi kullanmadığında bir takım fizyolojik ve psikolojik belirtiler ortaya çıkar. Buna yoksunluk denir." dedi.

Madde kullanma isteği olan kişilerin aileleriyle aralarında sorunların baş gösterdiğini belirten Akarsu, birçok ailenin çocuklarıyla ilgili bu tür durumlar sebebiyle kendilerine başvurarak şikâyette bulunduklarını kaydetti.

"‘BİR KEREDEN BİR ŞEY’ OLMAZ DENİLEREK BAŞLANIYOR"

Akarsu, genelde arkadaş ortamında 'bir kereden bir şey olmaz' denilerek merakla başlanan o süreç maalesef bırakamama gibi bir sonuç doğuruyor. Kişi, kullandıktan sonra 'bir daha asla, istersem bırakırım, ben bağımlı olmam' diyebiliyor. Ancak ardından bırakmamak için birçok bahane üretiyor. Ardından yeniden kullanmaya başlıyor." diye konuştu. Bağımlılığın tıbbi tanımını anlatarak konuşmasına başlayan Dr. Emre Doğan ise, bağımlılığın bir hastalık olduğunu, tedavi edilebildiğini, kronik ve tekrarlayıcı olduğunu söyledi.

“BAĞIMLILIK BİR HASTALIKTIR”

Bağımlılığın tedavisinin başlı başına uzmanlık gerektiren bir konu olduğunu hatırlatan Doğan, "Bağımlılık bir tercih değil, hastalıktır. İlk deneme bir tercih ile yapılmış olabilir ama sonrasında ortaya çıkan tablo kesinlikle kişinin elinde olan bir durum değildir. Zaten çoğu bağımlı bunun zararlı olduğunu bilerek kullanmaya devam ediyorlar. Madde bağımlılığının tedavisi oldukça zahmetli bir iştir. Kişi ne kadar isterse istesin beyinde olan fizyolojik ve biyolojik değişimler bu maddeyi bırakıp sosyal hayata dönmesine izin vermeyebilir. Bağımlılık tedavisindeki başarı kişiye, çevreye, yönetme ve iyileşme ölçütlerine göre değişir." şeklinde konuştu.

"EBEVEYNLER ÇOCUKLARINA ZAMAN AYIRMALI"

Bağımlılığın temelinde sevgi, ilgi ve bilgi eksikliğinin yattığını söyleyen Vaiz Mikail Miral ise şunları kaydetti: "Aile olmayı becerememiş, aile olmanın ne demek olduğunu anlayamamış ve bunun neticesinde maalesef hayatın getirmiş olduğu zorluklar karşısında da ailesine gerekli vakti ayıramamış kişiler evladının gözünün önünde avucunun içinden kayıp gitmesine sebep olmuştur. Bugün bizler de dâhil olmak üzere kalabalık mekânlarda yalnız yaşayan insanlarız. Sosyal medyada arkadaşımız olanların ancak yüzde 10'u ile belki yüz yüze tanışıyoruz. Candan dostluklarımız maalesef kalabalıkların arasında yok denecek kadar azdır. Bu yalnızlığımız aynı zamanda ailelerimize de yansıyor. Ailelerimiz git gide sevgi ve şefkatin yuvası olmaktan uzaklaşarak adeta mecburi birlikteliklerin oluşturduğu bir topluluğa dönüşmüş durumdadır."