Bakan Soylu, beraberinde Jandarma Genel Komutan Yardımcısı Orgeneral Ali Çardakçı, İller İdaresi Genel Müdürü Hüseyin Kürşat Kırbıyık ile Hakkâri programının ardından, 31 Temmuz'da Van'da etkili olan selden zarar gören Başkale ilçesine bağlı Esenyamaç Mahallesi'ne geldi.

Burada selden etkilenen vatandaşlarla görüşerek sorun ve taleplerini dinleyen Bakan Soylu, Vali Mehmet Emin Bilmez ile Başkale Kaymakamı Asım Solak'tan yürütülen çalışmalar hakkında bilgi aldı.

Sel sularına kapıldıktan sonra kurtarılan Kader Yurtseven'in ailesiyle bir araya gelen Bakan Soylu, geçmiş olsun dileklerini iletti.

Bakan Soylu, incelemelerinin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, 31 Temmuz ve 1 Ağustos'ta meydana gelen sel afetinden sonra tüm kurumların, vatandaşın afetin etkilerinden bir an evvel kurtarılması için el birliğiyle gayret gösterdiğini anlattı.

Başkale'de sel afeti yaşanırken ülkenin başka bölgelerinde yangınla mücadele edildiğini hatırlatan Bakan Soylu, "Burada yıkılmış 38'e yakın ve yeniden yapılması gereken evler var. Bunlarla ilgili hasar tespitleri yapıldı. Diğer birtakım hasarlar var, onlar da sağlanacak. Bir aya aşkın süredir Kastamonu, Bartın ve Sinop'taydık. Orada da büyük sel afetleri meydana geldi. Allah milletimizin hiçbir ferdini böyle bir sınavla karşı karşıya bırakmasın, duamız odur. O kadar büyük afetler oluyor ki bazen insan çaresiz kalıyor. Burada selden önce gerekli tüm tedbirler alındı ve herhangi bir kayıp yaşanmadı. Bizim en büyük teselli kaynağımız odur. Diğerinin hepsini yapabilme kabiliyetine sahibiz. İnşallah el birliğiyle bunu gerçekleştireceğiz." dedi.

Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğünün etkili bir çalışma yürüttüğünü, bunlardan birinin de dere ıslahı olduğunu ifade eden Bakan Soylu, "DSİ inşallah dereyi de ıslah ediyor. Bu da önemli bir adımdır. İnşallah bundan sonra böyle bir taşkınla karşılaşmamak için buradaki dere ıslahını da gerçekleştirecekler." şeklinde konuştu

Bakan Soylu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile bir görüşme yaptığını, mezralarıyla yaklaşık 2 bin 500 nüfusu bulunan mahalleye Sağlık Bakanlığının sağlık evi veya sağlık ocağı yapmasının söz konusu olacağını bildirdi.

İçişleri Bakanı Soylu, gazetecilerin, sınırda devam eden güvenlik duvarının son durumuna ilişkin sorusu üzerine şunları kaydetti:

Bugün, Şırnak'ta hem Dicle'nin hem de Habur ve Hezil çayının birleştiği noktadaydım. Şırnak-Suriye sınırında bir çalışma vardı. Şimdi Şırnak-Irak sınırında ilk etapta 34,5 kilometrelik bir set ve aynı zamanda da bir duvar çalışması var. DSİ hazırlığını yaptı. İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğü üzerinden çıkacak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da burada TOKİ'nin yaptığı duvarlar gibi gerçekleştirecek.

Hakkâri'de şu anda yine yaklaşık 43 kilometrelik bir duvarımız söz konusu. Bu da Esendere'den başlayan Hakkâri-İran sınırı. Şu ana kadar 15,5 kilometresi bitti. 20 kilometreyi tamamlayacak bir sınır duvarını bu yılsonu itibarıyla gerçekleştireceğiz. İnşallah önümüzdeki yıl da oradaki hattın kritik olan bölümünü bitirip diğer hatta doğru geçeceğiz. Yine özellikle 120 kilometre civarında bir takım yerler var, yapılamaz. Oraya da farklı tedbirler alacağız. Yani 3 bin metrelerden bahsediyorum. Diğer yerlerde devam edeceğiz.

Bizim bir Iğdır-İran sınırımız vardı, bir Ağrı-İran sınırımız vardı. Iğdır-İran sınırıyla Ağrı-İran sınırı ve Van-İran sınırının 241 kilometresinin 175 kilometresi şu an sona erdi, yapıldı.

Van'da 2-3 etabın bulunduğunu, bu etaplardan birisinde yoğun mayın temizliğinin olduğunu dile getiren Bakan Soylu, şöyle devam etti:

Bu etaplarımızın birisinde yoğun bir mayın temizliği var. Hemen hemen bitti sayılabilir. Biten kısmın montesine bugün başlandı. Van-İran sınırıyla ilgili başka bir bilgi vereceğim. Geri kalan 231 kilometreyle ilgili de yaklaşık 1 milyar liralık keşif bedeli var. Maliye Bakanlığımızla konuşuldu, sayın Cumhurbaşkanımız talimatını verdi ve Van-İran sınırının, şu an ihale edilen ve yapım aşamasında olan 64 kilometrenin dışındaki 230 kilometrelik bölümü de yaklaşık keşif bedeli 1 milyar lira olan sınır duvarları da ihaleye hazır hale getirilmesi için bütün çalışmalar yapılıyor. Yani Van sınırının tamamı, aynı zamanda buna Hakkâri-İran sınırı da dersek, İran sınırının tamamı Hakkâri, Van, Ağrı ve Iğdır dahil olmak üzere güvenlik duvarlarıyla beraber bitecektir. Bu yıl itibarıyla Van açısından söyleyebilirim; bu 220 kilometreyi bitirmeye çalışacağız. Çünkü geçen yıl zorlu kış şartlarında çalıştık, bu yıl da çalışacağız.

"Bu arada sınırın güvenliği açısından da Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), hudutta gerekli tedbirleri almış vaziyette. Biz bugün bu tedbirleri alıyor değiliz, yaklaşık 3 yıldır gerek kaçak göç gerek uyuşturucu ticareti gerekse terörle mücadele sebebiyle burada tüm tedbirlerimizi alıyoruz." diyen Bakan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

TSK huduttaki koruma tedbirlerini alıyor. İçişleri Bakanlığı olarak İran sınırındaki tüm duvarları gerek fiziki güvenlik sistemlerini, gerekse de sadece 108 milyon avro bu da 1 milyar liranın üzerinde, 341 elektro optik kuleler, aynı zamanda termal kameralar, aynı zamanda iletişim kuleleriyle ördük. O projenin de yüzde 90'ı sona erdi. Ön hudut duvarında TSK, arkasında jandarmamız, arkasında polisimiz hatlar çizerek, tamamında özellikle kaçak göçmen ve terörle mücadele konusunda ciddi bir tedbir aldı.

Kaçak göçmenle mücadele konusunda yoğun çalışma yürütüldüğüne dikkati çeken Bakan Soylu, "Türkiye'nin son 3 yılda kaçak göçmen olarak sınırda engellediği sayı 1 milyon 250 bindir. Biz bu tedbirleri almamış olsaydık, 1 milyon 250 bin kaçak göçmen Türkiye'ye gelmiş olacaktı. Peki bu ne sağlıyor? Bu, daha fazla gelecek olanların da caydırıcılığını sağlıyor. Elektro optik kulelerin dışında, sınır duvarlarında termal kameralar, fiber optik kablolar ve hareket algılayıcı kameralar, bunların aynı zamanda karakollara eş zamanlı yansıtılması olarak teknolojik bir sistem de kuruldu." değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Soylu, Van Gölü'nün güvenliğinin daha önce jandarmada olduğunu belirterek, "Özellikle denizlerde, Ege ve Akdeniz'de göçmenle mücadelede çok önemli tecrübeleri olan Sahil Güvenlik Komutanlığımızı, Van Gölü'nden de sorumlu hale getirdik." dedi.

Bunların çok uzun zamandan beri hem terörle mücadelede hem de özellikle kaçakçılık, uyuşturucu ve kaçak göçmen mücadelesinde alınan tedbirler olduğunu vurgulayan Soylu, şöyle devam etti:

Peki bunun sonunda Türkiye'de ne oldu? Bunu açık bir şekilde ifade edeyim. Eğer biz bu tedbirleri almasaydık, şu anda sınırımızın hemen öteki tarafında 2 milyon kaçak Afgan göçmen var. Bu, bugün değil. Yaklaşık 5 yıldır, sınırımızın hemen öte tarafında duruyor bunlar. Biz tedbirlerimizi sıkı aldığımız için gelemiyorlar. Kaçak göçmenlerin güzergahlarında alarm halindeyiz. Bir taraftan Trakya, Edirne hattında, aynı zamanda Ege hattında, kısmen Akdeniz hattında alarm halindeyiz. Bütün buralarda yakalamalarımızı gerçekleştiriyoruz.

Türkiye'nin bu göç mücadelesini ortaya koyduğu için etrafındaki coğrafyada göç baskısını engelleyebildiğini aktaran İçişleri Bakanı Soylu, şunları kaydetti:

Yine bir rakam daha vereyim buradan. İdlib'te 3,8 milyon insan yaşıyor. Sınırımızın hemen karşı tarafında. Afrin'de 600 bin insan yaşıyor. Fırat Kalkanı bölgesinde yaklaşık 1,2 milyon insan yaşıyor. Resulayn ve Tel Abyad, yani Barış Pınarı bölgesinde de 350 bin insan yaşıyor. Etrafımızdaki sınırda kendi yerlerinden edilmiş yaklaşık 8 milyon insan yaşıyor. Türkiye uzun yıllardan beri bu göçü ciddi bir şekilde tutabilen kabiliyete sahip. Bunu nasıl sağlıyor? Şimdi buradaki arkadaşlarım hatırlayacaklardır. Bizi küçümsediler ve bize kızdılar Türkiye'deki bazıları. Dediler ki İdlib'te niye ev yapıyorsunuz? Sizin derdiniz ne? Sizin ne işiniz var Çobanbey'de, Azez'de, El Bab'ta, Resulayn'da, Tel Abyad'da, Afrin'de. Biz oraları güvenli bölge olarak o insanların yaşayabileceği ve buradan da 461 bin insanın geri dönebileceği bir noktaya taşıdık. İdlib'te sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla yaklaşık 50 bin briket evi yapıyoruz. 42 bini tamamlandı. Diğeri de tamamlanıyor. Buraya 300 bin insan şu anda yerleşti. Yüz bine çıkaracağız ve 300 bin insan daha yerleşecek. Yani oradaki insanların da bir vesileyle orada yaşamasını temin eden, bir göç dalgasını engelleyebilecek tedbirleri de güvenli bölge oluşturup aldık.

"Türkiye gerek doğu sınırlarında gerek güney sınırlarında, özellikle Suriye'de güvenli hale getirilmiş bölgelerde uzun erimli bir politikayı ortaya koymuş ve ne kadar doğru yaptığı da sonuçları itibarıyla belli." ifadesini kullanan Bakan Soylu, konuşmasını şöyle tamamladı:

Şu ana kadar Afganistan'dan sınırlarımızın ötesine yoğun bir göç dalgası, yani var olanın dışında bir göç dalgası belirmemiştir. Bu konuda takiplerimiz devam etmektedir. Buna karşı alacağımız tedbirler vardır. Kaçak göçte mücadelemiz olağanüstü şekilde sürmektedir. 2016'dan bugüne kadar yaklaşık Afganistan'dan Türkiye'ye kaçak olarak gelenlerin ortalama yüzde 30-35'i kendi ülkelerine geri gönderilmiştir. Son yıllarda bu rakam yüzde 45-50 seviyesine çıkmıştır. Yani her iki Afgan'dan biri kendi ülkesine Afganistan'la yapmış olduğumuz anlaşmalar çerçevesinde geri gönderilmişti. İfade etmem gerekir ki bunların bir bölümü hem Ege Denizi'nden hem de Edirne sınırından yurt dışına gitmişlerdir. Burada da gerek Frontex'in gerekse Ege Denizi'nin öteki tarafında Yunanistan'ın verdiği bilgiler var. Bu bilgilerde de buradan ne kadar çıktığı belli.

Türkiye'de tüm bu hesaplamaları yaptığımızda, 183 bini kayıtlı olan, bunun 62 bini uluslararası korumada mülteci statüsünde, geri kalan çok uzun yıllardan beri kalan 120 bin ikametli göçmen, toplam 183 bin, yaklaşık 100 bin ila 120 bin civarında da bir kaçak göçmenin olduğunu tahmin ediyoruz. Bunun da yaklaşık 10 bini Geri Gönderme Merkezlerimizde.

Ziyarette İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya, AK Parti Van Milletvekili Abdulahat Arvas, İl Emniyet Müdürü Atanur Aydın, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Hüseyin Bekmez ve AK Parti İl Başkanı Kayhan Türkmenoğlu da eşlik etti.

İçişleri Bakanı Süleyman Bakan Soylu, ziyaretinin ardından ilçeden ayrıldı. (İLKHA)