Dicle Üniversitesi’ndeki olaylara dikkat
Hizbullah’a yakın yapıları işin içine çekmeye matuf “yeni tezgahlar” kuruluyor.
•
Bu sivil toplum örgütleri, her yıl yaptıkları gibi bu yıl da “Kutlu Doğum etkinlikleri” organize ediyor.
Bunlardan bir bölümünün gerçekleştirildiği Dicle Üniversitesi’ndeki olayları izlediniz…
“PKK’lı oldukları söylenen” –solcu- öğrencilerin Kutlu Doğum etkinliklerini engellemek için “şiddete” başvurmaları yeni bir durum.
PKK’nın, hem de, “İslam Kardeşliği”nden bahsettiği böyle bir dönemde, Kutlu Doğum etkinliklerini şiddet yoluyla engellemeye çalıştığına inanmak için sebep yok.
PKK Kutlu Doğum ruhuna düşman bir örgüt ama bu tür saldırılar örgütün güncel stratejisine uygun değil.
Meselenin “PKK içindeki Ergenekon kolu”yla alakalı olduğu ortada.
Ergenekon- PKK ilişkisi sır değil.
Kürt Hareketi’nin önde gelenlerinden Kemal Burkay bu bağlantıyı şu ifadelerle ortaya koymakta:
“PKK içerisinde Ergenekon’un bir kolu olduğundan şüphem yok. Ergenekon, 1950 yıllarında kurulan kontrgerillanın devamıdır. NATO tarafından kurulan Gladio’dur. Özel Harp Dairesi’ne hizmet etti, Ergenekon adını aldı ama kuruluşu kontrgerillaydı. Sadece devletin kurumları içerisinde değil, sağ ve sol örgütlerin içine de girmişti. Bunlardan biri de PKK’dır. Sözde ulusalcıların elebaşısı, önde gelen Ergenekon tutuklusu, bir dönem ‘PKK’ya destek vermeyen Kürtler bölücüdür!’ diyordu… İlişki ortada, Ergenekon ile PKK birbirlerini besleyen yapılar…”
•
Ergenekon adlı “darbe” yapılanmasının tükenişi ile PKK’nın tükenişi eşzamanlı.
AK Parti iktidarı döneminde gerçekleştirilen Ergenekon operasyonları, Ergenekon’dan beslenen PKK’nın da güç ve zemin kaybetmesini sağladı.
AK Parti’yi iktidardan indirebilmenin elde kalan yollarından biri olan “PKK terörünü” de kaybetmekte olan Ergenekon, şimdilerde, belki de “son ümit” olarak Hizbullah yapılanmalarını kışkırtmak istiyor.
•
Öyleyse bu yapılanmalara düşen de “itidali” elden bırakmamak.
Tahriklere kapılmamak…
Tıpkı önceki yıllardaki Kutlu Doğum etkinliklerinde olduğu gibi kılı kırk yarmak!..
Bunlardan bazılarını bizzat yerlerinde takip etmiştik…
Çerçeve içindeki sivil toplum örgütleri, gerçekten çok geniş katılımlı, son derece organize eylemler gerçekleştirmişlerdi.
Diyarbakır İstasyon Meydanı’nda yüzbinleri bir araya getirebilen bu yapılar, provokasyonlara karşı son derece dikkatliydiler.
Dinamik kitleye, önceden belirlenen sloganlar attırılıyor, farklı yönlere çekilmeye müsait çıkışların meydana gelmemesi için azami özen gösteriliyordu.
Bu programları takibim esnasında görüştüğüm “camia önde gelenleri” Ergenekon-PKK işbirliği ile kurulan tezgahlara dikkat çekiyorlardı o dönemlerde.
Yayınevlerine ve diğer bilindik merkezlerine tehditler, saldırılar…
•
Gördüğüm kadarıyla, “camia” PKK’nın içindeki Ergenekon kolunun faaliyetlerini dikkatle takip ediyor.
HÜDAPAR adlı siyasi yapılanmalarının Genel Başkanı Hüseyin Yılmaz, önceki gün “provokasyonlara dikkat!” uyarısında bulundu.
Bütün hassas insanları, “Kürt gençlerini birbirine kırdırmayı hedefleyen derin devlet tezgahlarına karşı uyanık olmaya” çağırdı.
•
Evet…
Biz de şu çağrı cümlesiyle bitirelim yazımızı: “Camiayı, PKK içindeki uzantılarını kullanarak kışkırtıp olayların içine çekmeye ve böylece Güneydoğu’daki çözüm sürecine DARBE indirmeye çalışan Ergenekonculara dikkat!..”
Serdar Arseven/ Yeni Akit