Merkez Kocasinan ilçesinde bulunan dükkân, Sahabiye Medresesi içerisinde mütevazi yeriyle etrafa güzel kokular saçıyor.
Dükkan çalışanlarından Kerem Temur, yaklaşık olarak 11 yıldır ustası ile birlikte bu işin içerisinde olduklarını, kokuların hediyelik eşyaların daha fazla otantik tarzda el yapımı olan ürünler sunduklarını ifade etti.
Karem Temur
Kokunun tarihçesi hakkında şu bilgileri veren Temur, "Koku yaklaşık olarak 1100 ve 1200'lü yıllar arasında parfümün Paris'e gelmesi ile birlikte dünya çapında serbest piyasada ticari anlamda çok fazla yer bulmuş ve dünya geneline yayılmış bir üründür. Fakat kokuyu dünyamızda mevcut olarak kullanmış olduğumuz parfümleri ilk tanıştıran topluluk Macar’lardır." dedi.
Doğal kokular ve fabrikasyon kokuların farklı kulvarlarda olduğunu belirten Temur, "Bizim kokularımız fabrikasyon kokulardır fakat diğer piyasadaki fabrikasyonlardan farklıdır; örneğin diğer fabrikasyon kokularda şu tarz bir olay vardır. Kokuların içerisinde çok fazla katkı maddesi vardır, bunlar alüminyum olabilir, fiksatör, paraben olabilir. Bu tarz kokular, kokunun içerisinde yer alan bileşenler insan sağlığı için zararlıdır. Bizim kokularımızda bu tarz bileşenler olmadığı için insan sağlığını kesinlikle tetiklemiyor, baş ağrısı yapmıyor ve kokularımızın Ph derecesi çok düşük olduğu için, bebeklerde bile kullanıldığında çocukların ciltlerine zarar vermiyor." ifadelerini kullandı.
"Gül, frekansı en yüksek kokudur"
Kokuların hepsinin farklı farklı özellikleri olduğunu belirten Temur şunları söyledi: "Örneğin bizim buraya gelen kitleler de biz genel olarak insanların saç rengine, giyim tarzlarına ve insanların uğraş alanlarına göre kokularla ilgili tavsiyelerde bulunuruz ve bu tarz kokuları öneririz. Mesela, gelen öğrenci kitlelerine önerdiğimiz kokuların en başında geleni gül kokusudur. Beyaz gül kokusunun şöyle bir özelliği vardır; gül, frekansı en yüksek olan kokudur. Frekansı en yüksek olması hem ezber muhakemesini artırır hem de göğüs ve kafa çakrasını açarak öğrencilerin ders çalışırken daha fazla verim almasını sağlar. Dolayısıyla gül kokusunu kullanan bir kişi hem ders çalışır hem de günlük hayatta daha çok kendini arınmış hissederek hayatın temposundan ve yoğunluğundan uzaklaşır diyebiliriz."
"Kitle kokuları kullanırken parfüm olarak değerlendiriyor"
Günümüzde müşteri kitlesinin kokuları kullanırken parfüm olarak değerlendirdiğini ifade eden Temur, "Aslında kokular farklıdır, tıpkı gül kokusunda olduğu gibi. Kokuları, daha güzel kokudan ziyade kullanım amaçları da olması lazım. Mesela bir ut kokusu genelde sinirli, aceleci insanlara tavsiye etmiş olduğumuz bir koku; kişide sakinleşme yol açar, safran kokusu beyin ve Emes (MS) hastalıklarına iyi gelir ve frekansı yüksek kokulardan bir tanesidir. Bu tarz kokulara insanların artık rağbet gösterme şekli şöyle, güzel kokuyu arıyorlar, kokuların hepsi güzel tabii ama hepsinin farklı özellikleri var bu özelliklere dikkat etmek gerekir." dedi.
"Kokun ile dokun"
Kokunun kendisi için şu anlamı içerdiğini söyleyen Temur, "Koku hayatın vazgeçilmezlerinden bir tanesidir. Biz insanlara hep şöyle deriz, ‘kokun ile dokun’ bir ortama gittiğimizde ilk başlarda insanların sizi, gözle görmeyen insanların bile fark ettiği bir şey vardır bu da kokudur. Biz kokuyu şöyle tanımlarız mesela, evinizde bir yangın çıktığı zaman, uyku halindeyken gözünüzle yangını göremezseniz, kulağınızla duyamazsınız fakat burundaki koku reseptörleri harekete geçerek size yangının olduğunu haber verebilir. Dolayısıyla koku bizim hayatımızın vazgeçilmezi, bir temel taşı diyebiliriz." diye konuştu.
İsrafil Yılmaz
İş yeri sahibi İsrafil Yılmaz ise, insanların aradığı bazı kokuların olduğu, özellikle içerisinde alkol olmayan ürünler istediğini söyleyerek şunlara yer verdi:
Biz kokularımızı dünyanın 1. sınıf lisans üreticilerinden tedarik ediyoruz. Bizim kokularımızın diğer kokulardan bir diğer farkı da şudur, kokularımızda ekşime olmuyor ve gün boyu notaları ilk, orta ve son notaları tazeleniyor ve yenileniyor ve doğadaki en seçkin bitkilerin özlerinden hazırlıyoruz bu kokuları. Helal ve haram noktasındaki kırmızıçizgimizle kaliteyi esas alarak bir Müslümanın kokusu daha nasıl kaliteli ve güzel olur, gittiği bir yerde 'ben geldim buradayım nasıl' der, bu koku hem kendine hem de yanındakilerini rahatsız etmez.
"İnsanlar artık manevi kokulara önem veriyor"
Yılmaz, son olarak şunları aktardı," Kişisel bakım dediğimiz hadiseye Osmanlı şöyle demiş, "Alan görmez veren görmez nedir bu güzel hediye? Tabii ki de koku" Bakın, insanlar artık manevi kokulara önem veriyor, uyuyamayan ders çalışırken rahatsız olan ya da bir medresede rahleye oturan öğrenci kaliteli koku istiyor, biz bunlara cevap veriyoruz." (İLKHA)