Peygamber sevdalıları platformu tarafından, Türkiye genelinde düzenlenen kutlu doğum programları, tüm heyecanıyla devam ederken, bu etkinlikleri hazmedeyen bazı karanlık çevrelerin, çeşitli dalavere ve iftiralarla bu heyecanı engellemeye çalışması ve bu engellemelerin doğal olarak saldırıya dönüşmesi, karanlık odaklarının İslam peygamberine karşı olan tutumlarını da net olarak gözler önüne seriyordu.
Adana, İskenderun ve Diyarbakır’da düzenlenmek istenen kutlu doğum programlarının sudan bahanelerle engellenmeye çalışılması ve son olarak Diyarbakır Dicle Üniversitesinde eli bıçaklı, yüzü maskeli PKK yandaşlarının dindar öğrencilere saldırarak 4 genci yaralaması nihayetinde ise üniversitenin 3 gün boyunca tatil edilmesi ve son olarak Diyarbakır’da İslami bir derneğe bombalı saldırıda bulunulması bir anda ülke gündeminde birinci sırasına oturdu.
Çıkan olayların kandan beslenen vampirler tarafından ajite edilerek islami camianın aleyhinde kullanılmak istenmesi, Van Üniversitesindeki bazı PKK yandaşlarının Haşa “Kahrolsun Şeriat” sloganları ve PKK medyasının ve BDP Milletvekillerinin provoke açıklamaları ise çıkarılan olayların oyunun bir parçası olduğunu gözler önüne seriyordu.
PKK yandaşları yıllar önce Müslümanlara karşı yaptıkları acımasız saldırıları farklı versiyonlarla günümüze kadar çeşitli bahanelerle yapıyorlardı. PKK yandaşlarının en önemli vasfı iki yüzlü politika oynamalarıydı. Geçmişten günümüze kadar yapılan tüm saldırıları kendileri başlatmasına rağmen saldırıları karşı tarafın başlatmış olduğunu basın yoluyla kamuoyuna duyurup mağdur rolü oynuyorlardı.
Bölgede kendilerinden başka bir güce tahammülü olmayan bu odaklar, gözlerinin önünde, kala olarak gördükleri Diyarbakır’da, dinsel ayinlerini yaptıkları Newroz alanında, kutlu doğum programının yapılmasını istememeleri ve Dicle Üniversitesi’nde kutlu doğum afişlerinin asan muvahhid Müslümanlara saldırmaları, bu odakların asıl amaçlarını ortaya koyuyordu.
Yıllar önce Müslümanlara İslami çalışmalarından dolayı saldırarak, yıllarca telafi edilemeyecek yıkımlara sebep olan bu karanlık odaklar, yıllar geçmesine rağmen akıllarını başlarına almadılar ve yaşananlardan ders çıkarmadılar. Yaptıkları saldırılara karşı Müslümanlar karşı koyunca da bunlar “Kontra” iftirasını Müslümanlara atmışlardı. Bu iftiralar değişik pozisyondaki İslam düşmanları tarafından işlerine geldiği zaman kullanılan bir malzemeye dönüşmüştü.
Yalnız PKK yandaşlarının hesaba katmadıkları bir konjonktür var. Yıllar önce basınıyla, medyasıyla yaptıkları yalan yanlış haberlerle artık toplumu yanlış yönlendiremeyecekler. Çünkü tüm yalanlarını yüzlerine çarpacak gazetelerimiz, dergilerimiz, radyolarımız ve televizyonumuz var. Müslüman halk bu zalimlerin gerçek yüzünü bir kez daha görecek ve yalanlarına itibar etmeyecektir.
Nurullah İkbal / okur mektubu