Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ertuğrul, koronavirüs vaka sayılarının artışını önlemek için mutlaka tedbirler alınması gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Ertuğrul, deltanın önemli ve sorunlu varyant olduğunu ifade ederek, "Delta varyantı en önemli sorunu olan varyant. Ondan önce İngiltere varyantı vardı. Alfa, beta varyantı vardı. Bir Brezilya varyantımız vardı. Şimdi Hindistan kökenli delta varyantı var. Delta varyantının plas dediğimiz yani artı varyantları söz konusu. Ve burada varyantta bir takım mutasyon birikimleri olduğundan dolayı gün geçtikte nötralizan antikor düzeylerini etkileyecek durumda yeni varyantlar ortaya çıkmaya başladı. Aşıların oluşturduğu nötralizan antikor düzeylerini ve aşıların etkinliğini tehdit edecek yeni varyantlar ortaya çıkmaya başladı" dedi.
'HALA YETERLİ DÜZEYDE TOPLUMSAL BAĞIŞIKLIĞIMIZ YOK'
Koronavirüste son dönemlerde artan ölümlere değinen Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, "1 Temmuz itibari ile bir kademeli normalleşmenin en son aşamasında her şeyin normal olduğu bir döneme girdik ve hemen ardından Kurban Bayramı hareketliliği, beraberinde turistlerin kabul edilmesi, özellikle delta varyantının yaygın olduğu ülkelerden Rusya'dan çok sayıda turist geldi. Suriyeli sığınmacıların ülkelerine gidip kontrolsüz bir biçimde tekrar geri gelmeleri veya başka sığınmacıların ülkemize hiçbir tıbbi kontrolden geçmeksizin gelmeleri. Tüm bunları topladığımızda ülke içerisindeki hareketliliğin de arttığı dikkate alınırsa olgu sayılarının artması ve ne yazık ki can kayıplarının da artması gayet doğal. Çünkü hala bir pandeminin içerisindeyiz. Yani salgın hastalığı kontrol altına almış değiliz. Ve hala yeterli düzeyde toplumsal bağışıklığımız yok. Aşı oranlarımız istediğimiz seviyede değil" diye konuştu.
'SON KAPANMASI GEREKEN OKULLARDIR'
Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, kısıtlamada Dünya Sağlık Örgütü'nün rehberine ve önerisine göre en son kapanması gereken okullar olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Bir kısıtlamaya gidilecekse bu okullar olmamalı. Yani her halükarda okullar mutlaka açılmalı. 12 yaşa kadar tüm çocukların ve gençlerinin aşılarının yapılması gerekir. Ama şu anda Sağlık Bakanlığı 15 yaş ve üzerindekilerin aşı olabileceğini duyurdu. 12- 15 yaşta ise risk grubunda olan çocukların aşılanmasını önerdi Sağlık Bakanlığı. Bu da iyidir. Bu aşıların tamamlanması, okullarda çalışan öğretmenler, memurlar, hizmetliler ve okullara servis yapan tüm servis şoförleri, servislerde çalışan hostesler, kısaca çocuklarla iletişime geçecek tüm personelin mutlaka aşılanması gerekir. Eğer aşılanmamakta ikna edemiyorsak ve aşılanmamakta inat ediyorlarsa bu kişiler, o zaman yapacağımız işlem onların hasta olmadıklarını bizlere kanıtlamaları, çocuklarımızı riske atmamak için. Ne yapılacak o zaman, ya hızlı antijen testleriyle hastalığın olup olmadığını kontrol edeceğiz, ya da PCR testiyle haftada en az 2 kez bu kişiler hasta olmadıklarını bizlere kanıtlayacaklar. Bence bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı şöyle bir uygulama yapabilir, tüm okullara hızlı antijen testleri gönderilebilir, bunlar çok rahat sağlanabilir. Ucuz kitlerdir bunlar"
'AŞISIZLARIN PANDEMİSİNİ YAŞIYORUZ'
Aşılama oranında belirli bir orana ulaşıldığını ifade eden Prof. Dr. Ertuğrul, "Şu anda ülkemizde erişkin yaş nüfusunun yüzde 40-45'i gibi aşılı durumda. Eğer bir genel kısıtlama, sokağa çıkma kısıtlaması veya sektörel kısıtlamaya gittiğiniz zaman bu sefer bu aşılılara da bir ceza gibi olacak. Yani niye insanlar aşılandılar? Aslına bakarsanız şu anda biz aşısızların bir pandemisini yaşıyoruz. Hastaneye yatanlar, yoğun bakımda olanlar ve can kayıplarının neredeyse yüzde 95'i aşısız olanlardan kaynaklanıyor. O zaman aşısız olanlarla ilgili birtakım kısıtlamalar ve önlemler alınabilir ve aşısız olanların aşı olmaya ikna edilmesi gibi çalışmalar yapılabilir ki bir an önce toplumsal bağışıklığa ulaşalım. Bu anlamda da okulların açılması gerekir" dedi.