28 Şubat darbecileri tutuklandı ancak 28 Şubat mağdurlarının adalet arayışı devam ediyor. Darbeci generallerin ‘sağlık’ durumlarından dolayı tahliye edileceği iddiaları gündemdeki yerini korurken HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Eşin, “Hükümet, kapsamlı ve kalıcı bir düzenleme ile yaşanan tüm mağduriyetleri bir an önce gidermelidir.” ifadelerini kullandı.
“28 Şubat’ın medya, ekonomi ve siyasi boyutu da açığa çıkartılmalı”
HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Eşin, 28 Şubat davaları kapsamında yaşanan gelişmelere ilişkin Millî Gazete’ye açıklamalarda bulundu. Türkiye tarihinde kara bir leke olarak hafızalarda tazeliğini koruyan 28 Şubat süreci uygulamalarının tekrarlanmasının önüne geçmenin ve yapılan zulmün karşılıksız kalmaması için verilen hukuki mücadelenin kısmen de olsa neticeye ulaşmasının değerli olduğunu söyleyen Eşin, buna rağmen inancından, kılık kıyafetinden, düşüncesinden ve İslami tesettürden dolayı mağdur edilen, baskı gören ve ayrımcılığa maruz kalanların mağduriyetlerinin halen giderilmediğini kaydetti. Mehmet Eşin, “Hükümet, kısmi ve geçici iyileştirmelerden ziyade kapsamlı ve kalıcı bir düzenleme ile yaşanan tüm mağduriyetleri bir an önce gidermelidir. Aynı zamanda çok yönlü darbenin sadece askeri boyutu değil medya, ekonomi ve siyasi boyutu da açığa çıkarılarak siyaset ve toplum üzerinde baskı oluşturmaya çalışan unsurlar da yargılanmalıdır. Siyaset kurumunu ve toplumu kendi ideolojilerine göre dizayn etmeye çalışan karanlık odakların yeni bir darbe girişimine asla müsaade edilmemelidir.” diye konuştu.
“Mağdurların yeniden yargılanmaları sağlanmalı”
Eşin, İslami inancından, yaşantısından ve hizmetlerinden dolayı ‘terör’ yaftası ve uyduruk gerekçelerle dava açılan ve ağır cezalar verilerek zindanlara konulan mağdurların yeniden yargılanmalarının gerektiğini dile getirdi. 28 Şubat mağduriyetlerinden bir tanesinin dahi devam etmesi halinde sürecin tamamen bitmiş olmayacağını belirten Mehmet Eşin, “28 Şubat sürecinin tamamen bitirilebilmesi ve yeni darbelerin önünü almak için, darbe ürünü olan 1982 Anayasası’nın yerine tamamen yeni ve sivil bir anayasa yapılması, hükümet ve muhalefetiyle bütün siyaset kurumu ve 85 milyon ülke insanının üzerine bir görev ve sorumluluktur.” ifadeleriyle sözlerini tamamladı.