MERSİN - Nefes darlığı ve çabuk sinirlenme şikâyetleriyle yıllarca psikiyatrik tedavi gören 34 yaşındaki Kiraz Karakoç`un, yapılan tetkiklerinde kalbinin doğuştan delik olduğu ortaya çıktı.


Bunun üzerine Prof. Dr. Mustafa Kemal Batur ve Yrd. Doç. Dr. Gülcan Abalı`dan oluşan ekip tarafından kapalı ameliyata alınan Kiraz Karakoç, bir kaç gün içinde normal hayatına döndü.


"Şaşkınım"
Delik bir kalple yaşamış olduğuna bir türlü inanamadığı belirten Kiraz Karakoç, "Muayene sonucunda kalbimde 24 milimlik açıklık olduğu anlaşıldı. Beni en çok şaşırtan bu deliğin doğuştan olmasıydı. Oysa ki yaşadığım nefes darlığı, çabuk yorulma, ses kısıklığı, takatsizlik ve uyku hali, eşimin durumuyla ilişkilendirilmiş ve onun için psikiyatrik tedavi görüyordum. Hemen ameliyat olmam gerektiği söylendi. Delik anjiyoyla kapatıldı. İlaç kullanmaya devam ediyorum. Ameliyat öncesi yaşadığım şikayetlerimin hiç biri yok artık. Nefesim açıldı" dedi.


"24 Yıllık doktorluk hayatımda beni etkileyen nadir hastalar arasında"
Kiraz Karakoç`un, 24 yıllık hekimlik hayatında kendisini etkileyen nadir hastalardan olduğunu belirten Kardiyoloji Uzmanı Dr. İlkut Özer ise, "Kiraz Hanım bize ilk geldiğinde, bir hastalığının olmadığını, eşinin rahatsızlığından dolayı psikolojik olarak nefes almakta güçlük çektiğini söyleyip biran önce yanımızdan ayrılmak istedi. Ancak yaptığımız tetkiklerde Karakoç`un doğumsal kalp hastası olduğunu tespit ettik. Kalbin sol ve sağ kulakçık arasında genişçe bir delik olduğu tanısını koyduk. Açık kalp ameliyatı ya da anjiyo gibi bir yöntemle deliğe bir cihaz yerleştirilerek kapatılması yöntemiyle kapatabilirdik. Ancak hastanın sosyal yaşamını göz önüne alarak kapalı yöntemi tercih ettik. Prof. Dr. Mustafa Kemal Batur Hocamızın liderliğinde, ben ve Yrd. Doç. Dr. Gülcan Abalı`dan oluşan ekibimizle gerçekleştirdiğimiz kapalı ameliyatla Karakoç`un kalp deliğine damar içi yöntemle cihaz yerleştirerek kapanmasını sağladık. Hastamız bir kaç gün içinde normal hayatına döndü. Şimdi ise eskiye dair hiç bir sıkıntısı kalmadı" şeklinde konuştu.                  (A. Hâkim Kurt - İLKHA)