Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Ahmet Fikret Kileci, ihracat gündemini, birim fiyatları, bölgedeki istihdamı ve güncel sorunları değerlendirerek önemli açıklamalarda bulundu.
Güneydoğu Anadolu Bölgesinden yapılan ihracatın birim fiyatlarını değerlendiren Kileci, “Güneydoğu Anadolu Bölgesi, son yıllarda oluşturduğu ekonomik değer ile fazlasıyla dikkat çekiyor. Artarak devam eden bu başarısı, güçlü sanayisi, geniş ürün yelpazesi ve yatırımlarından ileri geliyor. Gaziantep, Kahramanmaraş, Mardin, Malatya, Diyarbakır, Şanlıurfa, Adıyaman ve Kilis gibi ihracatçı şehirlerimiz ve sayısı 12 bini aşkın ihracatçımız ile bugün dünyanın 192 ülkesine onlarca kalemde ürün satıyoruz. İplik, kumaş, makine halısı, pastacılık ürünleri, plastikler ve mamulleri, değirmencilik ürünleri, bitkisel yağlar, hububat-bakliyat, yağlı tohum ve mamulleri, demir-çelik mamulleri, ağaç ve orman ürünleri ve dış giyim ürünlerimiz Ortadoğu başta olmak üzere Avrupa Birliği ve Amerika coğrafyasında yoğun talep görüyor.” dedi.
“Dünya pazarında daha rekabetçi bir noktaya gelmek istiyoruz”
Bütün bu başarılarla birlikte birim fiyatlarını da daha yukarı taşımayı hedeflediklerini ifade eden Kileci, “Güncel verilere göre, bölgemiz toplam ihracatında birim fiyat 1 dolar. Tabi bu rakam çimento dâhil fiyat. Çimentoyu dışarıda bıraktığımızda kilogram başı fiyatımız 1,3 dolara yükseliyor. İhracatımızı kalem kalem değerlendirdiğimizde birim fiyatta öne çıkan sektörleri de söylememiz gerekir. Örneğin tekstilde birim fiyat 3,1 dolar, konfeksiyonda 6 dolar, makinede ise 3,5 dolar. Bunlara ek olarak teknik tekstilden mamul ürünler de birim fiyatı yükselten katma değerli ürünlerimizdendir. Daha rekabetçi ve katma değeri yüksek ürünlerle her bir sektör için birim fiyatları yukarı çıkarma gücümüz bulunuyor. Bu noktada üreticilerimizle birlikte yürüteceğimiz ortak bir strateji, bir duruş üzerine çalışıyoruz. Üreticimiz, ihracatçımız çok hevesli, dünya pazarında daha rekabetçi bir noktaya gelmek istiyor. Bu istek ve çaba bizi başarıya götürecektir kanısındayım.” ifadelerini kullandı.
“2021 yılı için hedefimiz 12 milyar dolar”
En fazla ihracatın Ortadoğu ülkelerine yapıldığını bildiren Kileci, ihracatın artırılması ve dünya piyasalarında kalıcılığın sağlanması için yeni pazar arayışlarının devam ettiğini ifade ederek şunları söyledi:
“Geçmişte Ortadoğu’nun toplam ihracatımızdan aldığı pay yüzde 70-80 seviyelerindeyken şu anda yüzde 30 seviyelerine çekilmiş durumda. Bununla birlikte, Amerika ve Avrupa pazarında daha fazla güçlendiğimizi, ürünlerimizi dört kıta 192 ülkeye ulaştırdığımızı görüyoruz. Güneydoğu Anadolu Bölgesi olarak 2020 yılında 9,3 milyar dolar ihracat gerçekleştirdik. Bu yıl için hedefimiz 12 milyar dolar. Ocak-temmuz dönemi ihracatımız 6,3 milyar dolar olarak gerçekleşti. Dağılıma baktığımızda Ortdoğu yüzde 36,1 ile birinci sırada yer alıyor. Onu yüzde 19 ile Avrupa Birliği ülkeleri takip ediyor. Amerika ülkelerinin toplam ihracat içindeki oranı ise yüzde 15,2 seviyelerinde bulunuyor. Hedefimiz AB ve Amerika bölgeleri ile Afrika ve Uzak Doğu pazarında daha fazla derinleşmek, ihracattan daha fazla pay almak. Tıpkı AB ve Amerika pazarında olduğu gibi Afrika ve Uzak Doğu pazarlarında da yine günden güne gelişen ve büyüyen bir seyir izliyoruz. Fakat hedefimizi dar tutmuyoruz. Gayemiz dünyanın her yerine ürün satabilmek, mevcut pazarlarda ise daha da güçlenmek. Çalışmalarımızı ve stratejilerimizi bu felsefe üzerinden şekillendiriyoruz.”
“Halı ihracatının yüzde 70’i Güneydoğu Anadolu Bölgesi üzerinden yapılıyor”
Bölge ihracatında katma değeriyle öne çıkan ürünlere vurgu yapan Kileci, “Hazır giyim ve konfeksiyon, tekstil, teknik tekstil ve teknik tekstilden mamul ürünler katma değerli ürünler olarak bölge ihracatımızda bir adım öne çıkıyor. Burada tekstilde birim fiyatımız 3,1 dolar ortalamasına sahipken, konfeksiyonda ortalama birim fiyat 6 dolar. Güçlü bir tekstil alt yapımız bulunuyor ve bu grupta Türkiye’nin ihracatında da önemli bir noktada bulunduğumuzu söyleyebilirim. Türkiye toplam tekstil ihracatının yüzde 24’ünü tek başımıza üstleniyoruz. Halı grubunda da Türkiye ihracatını omuzluyoruz. Ülkemizin toplam halı ihracatının yüzde 70’i Güneydoğu Anadolu Bölgesi üzerinden yapılıyor. Dünya parça makine halısı ihracatının ise yüzde 72’si yine bölgemizden gerçekleştiriliyor. Yine sağlık sektörü, deri ve ayakkabı sektörü, makine ve kimya sektöründeki ürünlerimizden katma değer anlamında kendini gösteren ürünler mevcut.” şeklinde konuştu.
“İhracatımızı, üretimimizi ve tasarım gücümüzü destekliyoruz”
Teknik tekstil, hazır giyim ve makine sektöründe de ciddi yatırımların olduğunu belirten Kileci, “Yine tekstil ve hammaddelerinde hammadde yatırımları bulunuyor. Katma değeri yüksek, inovatif ve yeni ürünler için fikir ve projeler çok önemli. Kumaşımızın, tekstilimizin daha güçlü bir şekilde dünyada yer alabilmesi için Güneydoğu Anadolu Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliğimiz, ünlü tasarımcı Dilek Hanif’in koçluğunda ‘Doku Kumaş Tasarım Yarışması’nı başlattı. Büyük bir titizlikle yürütülen yarışmaya 222 kişi başvurdu. Bu yarışmanın sonunda 10 finaliste ait 40 kumaş tasarımını belirleyeceğiz. Dilek Hanif, bu yeni kumaşlardan 40 parçalık bir kreasyon oluşturacak. Halı birliğimiz ise düzenlediği ‘VII. Makine Halısı Tasarım Yarışması’ ile katma değeri yüksek, özgün ve kaliteli ürünler üretilmesini ve uluslararası rekabet gücünün sürdürülmesini hedefliyor. Yeni ürün geliştirmeye hizmet eden bu tarz girişimlerle ihracatımızı, üretimimizi, tasarım gücümüzü destekliyoruz.” diye konuştu.
Güneydoğu Anadolu Bölgesinin tekstil sektöründe önemli bir üretim bölgesi olduğuna dikkat çeken Kileci, bölgenin önemli bir istihdam merkezi haline geldiğini vurguladı.
“Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi’nde 300 bin kişiye istihdam sağlanıyor”
Gaziantep’in liderliğinde Güneydoğu Anadolu Bölgesinin önemli bir tekstil üretim ve ihracat üssü olduğunu vurgulayan Kileci, “Sadece Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi’nde 300 bin kişilik bir istihdam mevcut. Bu istihdamın yaklaşık yüzde 50’si tekstil sektöründe. Yabancıların sektörde istihdam edilme oranı ise yüzde 2’yi geçmiyor. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yaklaşık 40 Organize Sanayi Bölgesi bulunuyor. Bu sanayi bölgelerinde üretilen ürünler, bugün dünyanın 192 ülkesinde kullanılıyor. Amacımız sanayimizi daha da güçlendirmek, istihdama ve bölge kalkınmasına daha fazla destek sunmaktır.” diye konuştu.
“Bölgemiz ticari anlamda güvenilir bir bölge”
Irak ve Suriye ile ilişkilerin normalleşmesinin hem Türkiye hem de Güneydoğu Anadolu Bölgesinin ekonomisine önemli katkılar sağlayacağını da ifade eden Kileci, “Suriye ve Irak ile ilişkiler düzeldiğinde bunun bölge ve ülke ekonomimize olumlu yansıyacağı muhakkaktır. Bölgemiz tarihi İpekyolu üzerinde bulunan, ticari anlamda güvenilir bir bölge. İlişkiler normalleştiğinde Avrupa ülkeleri ve Amerika da bizi bir lojistik merkez olarak değerlendirip, bu bölgeye yatırımlarını artıracaktır. Yabancı yatırımlarla daha da canlanan bölgede, söz konusu ülkelere gerçekleştirdiğimiz ihracatta da artışlar yaşanacaktır.” dedi.
“Komşu ülkelerdeki normalleşme en fazla Türkiye ekonomisine katkı sağlayacaktır”
Suudi Arabistan’a ihracatla ilgili sorunların devam ettiğini de sözlerine ekleyen Kileci, bu sorunların çözümü için çalışmalar yürütüldüğünü ve alternatif yollar arandığını ifade ederek şöyle devam etti.
“Sorunlar maalesef devam ediyor. Fakat söz konusu sorunlar Suudi Arabistan’ın politikalarından kaynaklı tek taraflı sorunlar diyebilirim. Ülkemiz çözüm için her türlü çabayı sarf ederken Suudi Arabistan işi çözümsüzlüğe sürüklüyor. Bu tavrın bir kenara bırakılmasını ve aynı uzlaşmacı yaklaşımın onlar tarafından da sergilenmesini bekliyoruz. Şunu da söylemek gerekir ki Suudi Arabistan’a ihracatta yaşanan kayıpları başka ülkelerle tamamlıyoruz. Alt toplamda ihracatımız azalmıyor, tam tersine artıyor. Diğer taraftan İran ve Mısır ile belirgin bir problem yaşamıyoruz. Her iki ülkeyle süregelen birtakım küçük problemler elbette var. Genel itibari ile söz konusu ülkelerle geçmişteki ticaretimiz nasıl ilerliyorsa bugün de aynen devam ediyor. Hâlihazırda Ortadoğu ülkelerinin tamamı bizim pazarımız. Dolayısıyla bizim için Ortadoğu’da yeni bir pazar hedefinden çok, mevcut pazarlardaki mevcudiyetimizi güçlendirme hedefinden bahsedilebilir ki bu da hedeflerimiz arasındadır.”
“Doğa dostu üretimler yaparak pazarlardaki varlığımızı güçlendirmemiz gerekiyor”
Salgın dönemini değerlendiren Kileci, “Pandemi bize çok şey öğretti. Her anlamda gücümüzü ve dirayetimizi ölçen bir dönemdi. Bu süreç tam anlamıyla ‘sona erdi’ diyemesek de ülkemiz ve bölgemiz en başından beri başarılı bir sınav veriyor diye düşünüyorum. Fakat geldiğimiz bu noktada; üretimde ve ihracatta elde edilen avantajların hatalarla kaybedilmemesi gerekiyor. İhracattaki başarımızın sürdürülebilir olması için kalifiye insan yetiştirmemiz, akreditasyon sürecini doğru yönetmemiz, çevreci ve doğa dostu üretimler yaparak pazarlardaki varlığımızı güçlendirmemiz gerekiyor.” ifadelerinde bulundu. (İLKHA)