İslam dininin, barış, kardeşlik ve adalet dini olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, "Kadın hakları, ayrımcılık, ötekileştirme, gelir dağılımı eşitsizliği, insan hakları, hukukun üstünlüğü, adalet gibi konularda köklü sorunlar yaşanmaktadır. Sorunlarımızın nedeni güzel dinimiz değildir ancak bu güzel dinimiz, bazı çevrelerce ve kendi çıkarları doğrultusunda yorumlanınca sorunlar ortaya çıkmaktadır. Bu sorunları çözmek zorundayız. Bunun için de Müslüman ülkelerin içinde bulundukları gerçeklikle soğukkanlı bir şekilde yüzleşmeleri gerekmektedir. Bu bağlamda, adaleti, paylaşmayı, kimseyi ötekileştirmemeyi yeniden öğrenmeliyiz. Batının, İslam dünyasında yaşanan şiddeti 'İslamofobi' olarak tanımlamasını doğru bulmuyoruz. Bu tanımlama İslam'ın ve dolayısıyla İslam dünyasının suçlu ya da suçun kaynağı olarak algılanmasına yol açmaktadır. İslam dünyasında yaşanan şiddeti, inanç ya da din üzerinden değil, insan hakları üzerinden eleştirmek gerekir. Böyle davrandığınızda bir yandan inanca saygı gösterirken, öte yandan hangi inanca sahip olursa olsun insan haklarının ihlaline karşı bir evrensel duruşu da sergilemiş oluruz." dedi.
Bir Müslümanın ırkçı olamayacağını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Sadece Kur'an-ı Kerim'de değil, peygamberimizin sünnetinde de ırkçılık lanetlenmiştir. Örneğin, sevgili peygamberimiz veda hutbesinde ırkçılığa karşı son derece net bir tavır almıştır.'' ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, Türkiye'de mültecilere ve sığınmacılara karşı ırkçılık yapmadan yaklaşılması gerektiğini vurgulayarak şunları kaydetti:
"Çabalarımız, sığınmacıların ülkelerinden ayrılmalarına neden olan koşulları ortadan kaldırmaya dönük olmalıdır. Onları davullarla, zurnalarla ülkelerine uğurlayacağımız günleri hep birlikte kurmalı ve inşa etmeliyiz. İnanın bunu mutlaka ama mutlaka başaracağız. Bugün Irak'ta, Suriye'de, Afganistan'da, Yemen'de, Libya'da İslam adına ve 'Allah Allah' diyerek birbirini öldürenler Müslümanlardır. Yerinden yurdundan edilen, ülkelerinden göç etmek zorunda kalan yine Müslümandır. Üzülerek söylüyorum ki istatistiklere göre savaş ve açlık nedeniyle acı çeken çocukların büyük bir bölümü Müslüman çocuklarıdır. Demokrasi, insan hakları, eğitim, sağlık, toplumsal eşitlik, adalet gibi temel alanlarda Müslüman ülkeler perişanlığı yaşıyor. Bu perişanlığı, adaletsizliği, liyakatli yöneticiler akılcı politikalarla giderebilirler. Bunun yolu da Hacı Bektaş Veli öğretisinden feyz almaktır."