“Yaratan Rabbinin adıyla oku!” ayetini vahy eden sonsuz kudret sahibi Allah’a (CC) sonsuz hamdu senalar olsun. “...Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? ...” ayeti kendisine vahy olunan Yüce Resul’e (sav) sonsuz salât ve selamlar olsun.

Peygamber Sevdalıları, bağrı yanık coğrafyama adeta rahmet rüzgârları estiriyor. Âlemlere Rahmet İki Cihan Serverinin (sav) dünyaya teşrifinin miladi yıl dönümünde Peygamber Sevdalıları Platformu Türkiye başta olmak üzere Avrupa’da yüzlerce kutlu doğum etkinliklerini büyük bir hızla tertip etmekte.

Peygamber Sevdalıları Platformu’nun kahraman genç neferleri de hizmet yelpazesini genişletmek için Dicle Üniversitesi’nde Bilge Gençlik adında bir kulüp oluşturarak hizmete start verdi.

Kulüp çok kısa zaman sürecinde seminerler, sergiler vb. etkinlikler gerçekleştirdi. Dicle Üniversitesi’ne hizmet baharı yaşatan kulüp, Kutlu Doğum ayı münasebetiyle Dicle Üniversitesi’nde Araştırmacı Yazar Mehmet Göktaş konuşmacı olarak katılacağı Özgürlük ve Kurtuluş Rehberi, Tevhid Öğretmenin Hz. Muhammed (sav) adlı bir etkinlik için yola koyuldu.

Kulüp resmi izin merhalesini tamamlayarak etkinliğe davet için kutlu doğum afişleri oluşturdu. Afişler fakültelerin duyuru panolarına asıldı. Ancak kendini bilmeyen bazı densizler Resullullah’ın (sav) isminin zikredildiği bazı afişlere tahammül edemeyerek afişler yırtılıp atıldı.

Daha önce ki etkinliklerinde de bu tür kirli davranışlara şahit olan gönül kahramanları, afişsiz panolara tekrar afişler asmak istedi. Mimarlık Fakültesinde de yırtılıp atılan afişlerin yerleri doldurulmak istendi; fakat PKK’lı kindar gençler, Peygamber Sevdalılarına olan kinleri alevlenerek biranda inkişaf etti.

“Yok burada yetki bizde imiş, bizden izinsiz hiç bir şey yapamaz imişsiniz.” Gibi benzeri sözlerle Peygamber Sevdalıları hizmetlerinden engellenmek istenildi. Kulüp görevlilerinin hizmetlerine devam etmesiyle Apoistlerin kini tavan yapmış. Kan emici vampirler malumunuz tekrardan gerçek kişiliklerini oynamaya kalkmışlar. Dicle Üniversitesi bugün Habil ile Kabil rolüne şahit oldu, bugün yani.

 

(Ayetullah Turgut)