Hicri yılının ilk ayı olan Muharrem'in hürmete şayan bir ay olduğunu belirten Arvas, bu ayın aynı zamanda hüzün ve ibret ayı olduğunu söyledi.

Muharrem ayının yürekleri sızlatan Kerbela hadisesine tanıklık ettiğini aktaran Arvas, "Muharrem, Kerbela hadisesinin yaşandığı, Peygamber Efendimizin güzide torunları; 'Cennet gençlerinin efendisi' sözü ile yücelttiği ve 'Allah'ım ben onları seviyorum sen de onları sev' diye dua ettiği ve adını bizzat kendisinin koyduğu Hazreti Hüseyin Efendimizin ve Ehl-i Beyt'ten 70'den fazla Müslüman'ın şehid edildiği aydır. Dolasıyla hüzünlü ve içimizi yakan bir aydır.'' dedi.

 

''Hazreti Hüseyin ve arkadaşları sonsuza dek müminlerin gönüllerinde taht kurmuştur''

Kerbela'nın, Resul-i Ekrem'e, Ehl-i Beyt'ine ve ashabına muhabbet besleyen her müminin öteden beri ortak hüznü olduğunu ifade eden Arvas, ''Kerbela'da Hazreti Hüseyin Efendimiz ve arkadaşları duruşlarıyla sonsuza dek müminlerin gönüllerinde taht kurmuştur. Onlara bu zulmü reva görenler ise Müslümanların ortak vicdanında ebediyen mahkûm olmuşlardır. Allah bir daha böyle acılar yaşatmasın.'' şeklinde konuştu.

''Kerbela'yı doğru anlamak Hüseyince yaşamaktır''

Hazreti Hüseyin'in makam kaygısı gütmeksizin giriştiği ve canını feda ettiği mücadelesinin herkese örneklik teşkil ettiğini dile getiren Arvas, şunları söyledi:

''Bugün bizlere düşen görev ise Kerbela'yı doğru okumak, doğru anlamak ve Hüseyince yaşamaktır. Bugün bize düşen görev böylesi bir hadiseyi; kin, nefret ve ayrılığa değil; birlik, beraberlik, muhabbet ve hoşgörüye dönüştürmektir. Zira bunun üzerinde bir ayrılık oluşturmak biz Müslümanlara asla fayda sağlamaz. Hazreti Hüseyin'in şehadeti aramızdaki kardeşlik, birlik ve beraberliği pekiştirecek, ümmet olma şuuru gerçekleştirecektir. Çünkü Müslümanlar bir tespihin taneleri gibi birbirine bağlanmak zorundalar. İmamesi kopan tespihin dağıldığı gibi birlik beraberliği olmayan ümmet de dağılır. Hazreti Peygamberin dediği gibi, 'Müminler bir vücudun azaları gibidir. Eğer bir aza hastalanırsa diğer bütün azalar da bu acıyı hisseder.' Bugün herhangi bir İslam coğrafyasında bir Müslüman zulüm altındaysa, o Müslümanın yaşadığı acıyı, başlarında patlayan bombaları, yüreğimizden hissetmemiz lazım. Onların bedenlerinde hissettikleri acıları bizler yüreğimizde hissetmek zorundayız. Eğer hissetmiyorsak imanımızdan şüphe etmemiz gerekecek."

Arvas, "Kerbela'dan alınacak derslerimiz var. Dolayısıyla Müslüman Müslümana asla düşmanlık yapmamalı, silah sıkmamalı, öldürmemelidir. Müslümanlar birbirlerinin yanında durmalı, birbirlerine her konuda destek vermeli ve Müslüman kardeşliğinin pekişmesi için gerekli gayreti göstermek mecburiyetindedir." dedi.

"Hüseyni davaya sahip çıkmalıyız"

"Allah hepimize Hazreti Hüseyince yaşamayı, onun ahlakıyla ahlaklanmayı ve yürüttüğü dava yolunda yürümeyi nasip etsin." diyen Arvas sözlerini Hazreti Hüseyin'in Kerbela'da yaptığı şu dua ile bitirdi:

"Rabbim! Eğer gökten yüce merhametinle bana güç ve kuvvet indirerek düşmanlarıma karşı zafer ihsan etmeyeceksen benim şehadetimi Muhammed ümmetinin hayrına ve kurtuluşuna vesile kıl. Allah'ım! Ben zulme, haksızlığa, dayatmaya karşı hak-hakikat adına yürüdüm. Gerekirse bu uğurda canımı vereyim. Rabbim! Eğer galip gelmeyeceksem, sırtım yere düşecekse, hak dava uğruna akan kanımı bir hayrın, Müslümanların kendilerine gelmesine ve güçlenmesine vesile kıl.'' (İLKHA)