BURSA - Bursa Kent Konseyi Sağlık Çalışma Grubu tarafından Bursa Halk Sağlığı Müdürlüğü işbirliğiyle düzenlenen `Beslenme ve Kanser` konulu söyleşide uzman doktorlar, kanser ve diğer hastalık risklerinin doğru beslenme ve egzersiz gibi basit önlemlerle azaltılabileceğini anlattı.
Bursa Kent konseyi Başkanı Semih Pala`nın da katıldığı programın moderatörlüğünü yürüten Bursa Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyesi ve Sağlık Çalışma Grubu Temsilcisi Genel Cerrahi ve Meme Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Ceyhun İrgil, şişmanlık ve açlık ikilemi arasında giden bir evrede yaşadıklarını söyledi.
Bazı insanların kilo vermek için uğraştığını, bazı insanların ise kilo alma derdinde olduğunu belirten İrgil, her yıl televizyonlarda yeni bir diyet sezonunun da açıldığına dikkat çekerek işin kontrol edilemez noktaya ulaştığını ifade etti.
\"Kanserin işaretlerini bilmeyiz\"
Söyleşide `Kanser Nedir?` konulu sunum yapan Opr. Dr. Can Başaran, en küçük yapı olan hücrelerin belli bir ömrü olduğunu, ölmesi gerektiği zamanı bilmeyen hücrelerin ise kanser hücresi olarak tanımlanabileceğini belirtti.
Başaran, \"Her insanın vücudunda kanser hücresi var. Ama vücut onu bağışıklık sistemiyle ortadan kaldırıyor. Üzüntüden kanser olunmaz, ama üzüntü bağışıklık sisteminizi çökerttiği zaman savunma hücreleri kanser hücresini ortadan kaldıramayabilir. Bir santimlik kitlede 1 trilyon hücre var. Bir yere tutunan kanserli hücre böylece çoğalır. Kanser bir hücreden başlar. Tedavi edilmez ise büyür. Kanserin sebepleri arasında sigara, radyasyon, virüsler, genetik yapılar, kimyasallar ve beslenme alışkanlıkları gelmektedir. Kanserden korunmak için değiştirebileceğimiz faktörleri değiştirmeliyiz. Ön önemlisi kanserin işaretlerini bilmeyiz. Vücudunuzda normal dışı durum varsa bu bir aydır devam ediyorsa mutlaka hekime başvurulmalıdır\" diye konuştu.
\"Brokoli, sarımsak, zerdeçal kanser riskini azaltıyor\"
`Beslenme ve Kanser` konulu bir sunum yapan Prof. Dr. Canfeza Sezgin ise, kanserin günümüzde başarılı sonuçların elde edilebilen bir hastalık olduğunu anlattı. Kanserin tedavisinden ziyade korunmanın daha önemli olduğunu kaydeden Sezgin, kanserlerin yüzde 40`ının beslenme tarzı ve egzersizle engellenebileceğini anlattı.
Beslenmede kalori miktarlarının azaltılması ve doyurucu miktarda yemek gerektiğini dile getiren Sezgin, \"Öğünlerimizin üçte ikisini bitkisel gıdalar oluşturmalı. Kanseri önlemek için hayvansal gıdalar azaltılmalı. Sağlık açısından en zengin ve yararlı kimyasal maddeleri içeren besinler, sarımsak, soğan, pırasa, enginar, brokoli, karnabahar, lahana, turp, şalgam, domates, biber, havuç, kereviz, karalahana, kişniş, kimyon, maydanoz, greyfurt, üzüm, dut, böğürtlen, çilek, kiraz, vişne, elma, portakal, limon, kavun, karpuz, tam buğday, arpa, yulaf, kahverengi pirinç ve yeşil çaydır. Elbette fazla tüketilmemeli. Herkes günde 3-4 porsiyon meyve tüketmeli. Sebzede porsiyon kısıtlaması yok. Meyve suyu tüketimini azaltılmalı, meyvenin kendisini tüketilmeli. Takıntılı bir şekilde sürekli aynı besinler tüketilmemeli. Soframızda özellikle bakliyatgiller bulunmalı ve günlük 7 porsiyon tüketilmeli. Bir porsiyon ekmek 30 gramdır. Bir porsiyon tahıl ürünü ise yarım su bardağıdır. Kanserden, kalp damar ve diğer hastalıklardan korunmada fayda sağlar\" dedi.
Türkiye`nin ciddi meselelerinden olan kanserin önümüzdeki yıllarda daha büyük meselelerinden birisi olacağına dikkat çeken Sezgin, kırmızı etin günlük 30 gram tüketilmesini tavsiye etti. Düzenli olarak günde 100 gram kırmızı etin, iki dilim pastırmanın, bir sosisin veya küçük sucuğun tüketilmesinin erken ölüme yol açacağını anlatan Sezgin, \"Özellikle kendi hastalarıma balık öneriyorum. Şuan ülkemizin denizlerindeki balıklarla ciddi toksit atık yok. Vücudumuzun protein ihtiyacını balıktan, kümes hayvanlarından, fındık ve cevizden, bakliyattan, soya ürünlerinden ve az yağlı süt ürünlerinden karşılayabiliriz. Brokoli, sarımsak, çilek, ahududu, böğürtlen gibi dutgiller, soya, yeşil çay, domates ve zerdeçal kanser riskini azaltan besinlerdir. Genel kabule göre kilo artışı veya şişmanlık hastalık riskini arttırır. Balıketli olunabilir, ancak ne şişman ne de zayıf olmamak gerekir. Yediğimiz sebzelerden kilo almamak için sosları ve kızartma tüketimi azaltılmalı. Margarin ve tereyağı alımı sınırlandırılmalı. Egzersiz de kanser riskini azaltır. Egzersiz hormonların üretilmesini düzenlemede yardımcıdır. Haftada 5 gün 30 dakika egzersiz yeterlidir\" dedi.
Sanayi tipi yağlı süt ürünlerinin tüketimiyle kanser riski artışı arasında ilişki olduğunu söyleyen Sezgin, yağsız veya az yağlı sanayi süt ürünlerinin veya organik süt ürünlerinin tüketilmesini önerdi.
\"Belinizin etrafı tartıdan daha önemlidir\"
`Sağlıklı Beslenme` konulu bir sunum yapan Dr. Ayşegül Çoruhlu ise, artık her şeyin hazır ve pakette geldiğini, üşengeçlik yüzünden bunların tüketildiğini belirtti.
Bu yiyeceklerin insanları doyurduğunu, ancak hücrelerin aç kaldığını dile getiren Çoruhlu, \"Hücrelerin kanser veya başka hastalıklara yakalanmaması için hücreyi beslemeyi öğrenmeliyiz. Vücudumuza dışarıdan gelen en önemli şey yiyeceklerdir. Bu yüzden yiyecekleri iyi tanımalı ve seçici olmalıyız. Kilolar kalçalarınıza gidiyorsa çok yiyorsunuzdur. Belinize gidiyorsa kötü yiyecekler tüketiyorsunuzdur. O yüzden belinizin etrafı tartıdan daha önemlidir. Sağlıklı kilo almak veya vermek tamamen bel bölgesindeki yağlanma azlığıyla anlaşılır. Öte yandan tüm sular su değildir. Bir bardak kola içmek, 30 bardak suyu vücudumuzda kaybettirir. Hazır kahveler ve hazır meyve suları da vücuda su kaybettirir. Normal su, mineral soda, bitkisel çaylar ise vücuda iyi gelir. Sebze sularını da vücudumuza sokmalıyız. Özellikle akşam yemeğinde istediğiniz kadar sebze yiyebilirsiniz. Ne kadar sebze tüketirseniz ve o ne kadar çiğse o kadar hızlı iyileşirsiniz\" şeklinde konuştu.
\"Kanser hastasına ekstra kalori zararlıdır\"
`Kanser tedavisinde beslenme` konulu sunum yapan Doç. Dr. Süalp Tansan, senelerdir kamuoyunda nelerin yenmesi gerektiğinin konuşulduğunu, insanların kafasının karıştığını dile getirdi.
Bilimsel konuşmaların çok az olduğunu söyleyen Tansan, \"İnsan son bin senede şeker, ekmek ve börek gibi gıdalarla tanışmış. Ondan önce tamamen doğal beslenmiş. İnsan, hayatının yüzde 98`inde belli şeyleri yediyse, son yüzde 2`sinde yediklerini değiştirdiyse bütün hastalıklar ortaya çıkar. Benim aklım taş devri diyeti var. Bundan 5 bin sene önce ne vardı? Doğal ortamlarda beslenen hayvanlar, sebzeler, yemişler varmış. Taze yiyecekleri mevsiminde yiyeceğiz. Bol su içeceğiz. Bunun dışındaki her şey bu organizmaya elinde sonunda zarar veriyor. Kanser kemoterapisi alan hasta önce her türlü şekerden uzak duracak. D vitamini alın. Son 3 senede 300 hastayı taradık, yakında yayınlayacağız. Herkesin D vitamini yerlerde sürünüyor. Kanser hastasına ekstra kalori zararlıdır. Yapılan en bilimsel araştırmalar, aç bırakılan hastanın kemoterapiye daha iyi cevap verdiğini, kemoterapinin yan etkilerinin daha az olduğun gösteriyor. Tek istisna ettir. Et yemeyen hastaların kan sayısı çabuk düşüyor. Hasta kemoterapiyi tolere edemiyor. Önerim, kemoterapi süresince her gün 200 gram et, sebze ve meyvedir\" dedi. (Zeki Aras-İLKHA)
Doğru beslenme kanser riskini azaltıyor
Bursa Kent Konseyi Sağlık Çalışma Grubu tarafından düzenlenen `Beslenme ve Kanser` konulu söyleşide uzman doktorlar, kanser ve diğer hastalık risklerinin doğru beslenme ve egzersiz gibi basit önlemlerle azaltılabileceğini anlattı.
08.04.2013 14:56:02 / Güncel