Haber Merkezi
HÜDA PAR Genel Merkezinden yapılan yazılı açıklamada, ülkemizin 28 Temmuz'da Akdeniz ve Ege’de başlayan ve günlerce devam eden orman yangınlarından sonra bu kez de Karadeniz ve Doğu illerinde yaşanan sel felaketleri ile sarsıldığı belirtildi.
“Temennimiz can kaybının artmaması”
Kastamonu, Sinop ve Bartın’da can kaybı ve yıkıma neden olan sel felaketinin boyutlarına dikkat çekilen açıklamada, “ Sel felaketi nedeniyle insanlar ev ve iş yerlerinde mahsur kaldı, bazı evler yıkıldı, araçlar sulara kapıldı, insanlar kayboldu. Yıkılan binalarda halen arama kurtarma faaliyetleri devam etmektedir. Afetin yaşandığı yerlerdeki görüntüler yürek burktu. Temennimiz can kaybının daha fazla artmamasıdır.” denildi.
İham iddiaları çarpıcı!
Sel felaketinde ölümlerin çok olmasında ihmal olduğu iddialarının araştırılması gerektiği belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “En çok yıkımın yaşandığı Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde bir anda gelen sağanak yağış, felakette etkisi olsa da dere yatağındaki yapılaşmanın ve sel öncesi yapılan eksik uyarıların, felaketin boyutunun büyük olmasındaki etkisi kesinlikle göz ardı edilmemelidir. Sel afetinin neden bu kadar büyük bir zarar verdiğine dair çeşitli iddialar bulunmaktadır. Selden önce yapılan anonslarda evlerin boşaltılmasının istenmediği, sadece dere kenarındaki arabaların kaldırılması yönünde uyarılar yapıldığı en çarpıcı iddialardan biridir. Bir diğeri ise Ezine Çayı üzerinde kurulu olan iki Hidroelektrik Santrali (HES) barajının kapaklarının patlaması iddiasıdır. Her ne kadar bu iddia yetkililer tarafından yalanlandıysa da, olayın; bir köprü önüne doluşan tomrukların suyu topladıktan sonra patlaması üzerine büyüdüğü söylendiyse de konunun tüm detaylarıyla ortaya konması ve kamuoyunun bilgilendirilmesi elzemdir.
“İmar izni verilmemelidir”
Açıklamada son olarak, “İklim şartlarının değiştiği günümüzde artık çarpık kentleşmeye ve dere yataklarındaki yapılaşmaya kesinlikle müsaade edilmemelidir. Heyelan ve toprak kaymalarını önleme adına ağaçlı bölgelere kesinlikle imar izni verilmemelidir. Büyük sel felaketinin yaşandığı yerlerde yaraların sarılması ve zararın karşılanması için her ne gerekiyorsa yapılmalıdır. Bu vesileyle vefat eden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı ve sabr-ı cemil diliyoruz. Allah Teâlâ milletimize bu gibi musibetleri bir daha yaşatmasın.” denildi.