Van Gölü mercanları olarak tabir edilen mikrobiyalitlerin keşfi ve Van Gölü'nün gizemini ortaya çıkarmak için dalgıçlar tarafından dalışlar yapılıyor.
Kapalı bir göl olması ve ekstrem su kalitesi ile beraber dünyanın en eşsiz ekosistemlerinin başında gelen Van Gölü'nde, bilimi heyecanlandıran yeni bir tür mikrobiyalit keşfedildi.
Yeni bir alanda keşfedilen miktrobiyalitler, dalgıçlar tarafından görüntülendi. Keşfedilen mikrobiyalitler, on binlerce yıl önceye ait olduğu tahmin ediliyor.
Yeni keşfedilen mikrobiyalit türü hakkında gazetecilere açıklamalarda bulunan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi Doktor Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, uzun yıllardır Van Gölü’nün bu güzelliklerini ortaya çıkarmak için çalıştıklarını söyledi.
"Van Gölü dünyanın en eşsiz ekosistemlerinin başında geliyor"
Akkuş, "Van Gölü 3 bin 712 kilometrekarelik yüz ölçümü ile Marmara Denizi’nin üçte biri büyüklüğünde devasa bir ekosistem. Kapalı bir göl olması ve ekstrem su kalitesi ile beraber dünyanın belki de en eşsiz ekosistemlerinin başında gelmektedir. Göldeki ph seviyesi 9.8 civarlarında. Yani göl suyu alkalik karakterde. Göl tabanından çıkan tatlı sularla birleşen alkalik karakterdeki su, çökermeyi oluşturuyor. Burada siyonabakteriler faaliyete geçiyor ve sonuçta dünyanın en büyük mikrobiyalitleri meydana geliyor." dedi.
"Dünyanın en büyük mikrobiyalitlerinin Van Gölü’nde bulunuyor"
Dünyanın en büyük mikrobiyalitlerinin Van Gölü’nde olduğunu belirten Akkuş, şunları söyledi:
Yani yerin altında 30-40 metre boyunda ağaç gibi yapılar düşünün. Dünyanın en büyük mikrobiyalitleri Van Gölü’nde. Van Gölü dalış severler açısından bulunmaz en bakir alanlardan birisini oluşturuyor ve dalış severlerin farklı yapılar görmek istedikleri ender ekosistemlerin başında geliyor. Uzun yıllardır Van Gölü’nün bu güzelliklerini ortaya çıkarmak için dalış ekibimizle beraber dalışlar gerçekleştirmekteyiz. İşte şu anda bulunduğumuz Adilcevaz’ın hemen kıyısındaki devasa mikrobiyalit alanda açığa çıkmayı bekleyen gizemli alanlardan birisi. Sizinle paylaşacağımız görüntülerde göreceğiniz gibi suyun altında inanılmaz bir güzellik var. Bu güzelliği görmek için ülkemizdeki dalış severleri Van Gölüne bekliyoruz.
"Van Gölü gizemini koruyor"
Daha önce Van Gölü'nde 2 çeşit mikrobiyalit keşfettiklerini belirten Adilcevaz Kültür, Sanat ve Turizm Derneği Başkanı Cumali Birol, "Bugün Adilcevaz’da çok keyifli bir dalış gerçekleştirdik. Adilcevaz’da farklı bir mikrobiyalit türüne rastladık. Van Gölü’nde gizemini koruyan birçok faaliyetler var. Henüz keşfedilmemiş birçok eser var. Daha doğrusu Van Gölü gizemini koruyor. Daha farklı alanlarda çalışmalarımız var. Kanuni Sultan Süleyman'ın İran seferine gönderdiği yeni çeriler için Tatvan’da 3 tane kadırganın yapıldığını ve bu kadırganın ufakta olsa bir izine rastladık. Bunu da sizinle önümüzdeki zamanlarda paylaşacağız. Çalışmalarımız halen devam ediyor. Van Gölü’ne ne kadar emek ve çaba sarf edersek azdır diye düşünüyoruz. Bugün hakikaten yeni keşfettiğimiz farklı bir mikrobiyalit türü de ortaya çıkmış oldu. Buda şunu gösteriyor 3 ayrı türe rastlamış olduk. Daha önceden 2 tür vardı. Bunların birisi peri bacası dediğimiz türden diğerleri de tatlı su çıkışının unsurundan kaynaklı olduğu yerler vardı. Bugünde daha farklı bir türe rastladık. Buda şunu gösteriyor demek ki Van Gölü halen keşfedilmeye, halen üzerinde çalışılması gereken büyük bir efsane göl. Bu göle sahip çıkmamız lazım diye düşünüyoruz. Bugün yeni keşfettiğimiz mikrobiyalitler daha önce karada bulduğumuz mikrobiyalitlere benziyor fakat biraz daha böyle kılıca benzer ucu sivri yapılar var. Hocalarımız bu araştırmayı yapıktan sonra daha net bir bilgiye sahip olacağız diye düşünüyorum." ifadesini kullandı.
Daha önce bulunmayan bir tür mikrobiyalit keşfedildi
Mikrobiyalitlerin keşfi için dalış yapan belgeselci Ali Ethem Keskin ise dalış yaptıkları bölgede daha önce bulunmayan bir mikrobiyalit çeşidine rastladıklarını belirtti.
Keşfedilen mikrobiyalitlerin çok farklı olduğunu vurgulayan keskin, "Bugün dalış yaptığımız bölge daha önce bulunmayan bir tür mikrobiyalitleri görüntülemek için suya girdik. Muhteşem görüntüler aldık. Diğer birçok bölgelerde dalışlarda yaptım ama burası kadar güzel değil. Buradaki mikrobiyalitler çok farklı, sanki uzayda bir gezegende gibisiniz hissini veriyor. Onun için çok güzel görüntüler aldık. İnşallah ileri de özellikle su altı fotoğrafı veya su altında film çekmek isteyen, hobi yapan kişiler için çok güzel bir yer olacak burası. İnşallah turizm içinde güzel bir katkı sağlayacaktır diye düşünüyorum. Bir metreden başlayarak 6 metre derinliğe kadar gittik. 8 metreye kadar devam ediyor sıra sıra halinde. Bir sıra mikrobiyalitten sonra arkasında kumluk bir bölge var ve devamında kademe kademe gidiyor." diye konuştu.
Mikrobiyalitler nasıl oluşuyor
Mikrobiyalitlerin oluşumuna da değinen Keskin, "Dipten gelen tatlı suyun içindeki kirecin, gölün içinde bulunan soda ile birleşmesiyle oluşan, dolayısıyla tatlı suların bulunduğu yerlerde oluyor. Dip oldukça berraktı çünkü mikrobiyalitlerin olduğu bölgelerde tatlı su çıkışı var. Van Gölü çok sodalı bir göl. Dipten gelen tatlı su kaynaklarında da kalsiyum var. Kalsiyum ve soda birleşince, kalsiyum karbonat olarak kireç taşı yapısıyla çöküyor. Bu çökerti de dipte yüzyıllarca süren bir süreç içinde bu mikrobiyalitlerin aynen mercanların oluştuğu gibi, mağaralardaki sarkıt ve dikitlerin oluşması gibi bu mikrobiyalitler oluşuyor." dedi. (İLKHA)