Kassam komutanlarından Es-Seyyid, şehit Meysera Ebu Hamdiyye’nin gaz odalarında, idam sehpasında veya zehirle öldürülmekten daha kötü bir idamla şehit edildiğine dikkat çekerek, Ebu Hamdiyye’nin kanser sonucu vücudunun ağır ağır tükendiğini ifade etti.
Es-Seyyid, esir Ebu Hamdiyye’ye bedenine acı, zarar ve işkence veren aşırı dozda ilaç verildiğini kaydetti ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Filistinli esirler bulundukları yerde şehadet mektebinin öğrencileridir. Rablerine kavuşmak için sürekli hazırdırlar. Ölümden hiçbir zaman korkmadık, korkmuyoruz. Ancak bununla birlikte zindanlarda ölümlerin bu şekilde sürmesini de kabul edemeyiz. Zuheyr Lubani, ardından Eşref Ebu Zuray, Arafat Ceradat ve üç gün önce Meysera Ebu Hamdiyye şehit oldu. Samir El-İsavi de her an şehit olabilir.”
Herkese seslenen komutan Es-Seyyid “Peki niçin bu suskunluk sürüyor ve neden bu zalim ve vahşi işgalciye gereken baskı yapılmıyor? Meysera Ebu Hamdiyye şehit olmadan önce uyardık ve avazımız çıktığı kadar bağırdık. Şimdi yeniden uyarıyoruz. Samir El-İsavi şehit olmadan önce harekete geçin. Cevap verecek biri yok mu? Yeni bir şehadet haberi duymayalım. Herkesi sorumluluk almaya çağırıyoruz” dedi.
Es-Seyyid mektubuna “Allah’a ve size söz veriyoruz ki kanınız yerde kalmayacak. Batı Yaka ve Gazze’deki halkımızı bu adi cinayete gereken cevabı vermeye çağırıyoruz” sözleriyle son verdi. (FEM)