DOĞRUHABER / Hasan Işık 

Ankara Ulus Meydanı’nda gerçekleştirilen basın açıklamasına Memur-Sen Komisyon Başkanları ve üyelerinin yanı sıra emekli kamu görevlileri katıldı. Açıklamada konuşan Emekli Memur-Sen Genel Başkanı Ali Küçükkösen, alın teri ve akıl teri dökerek milletine ve ülkesine hizmet eden Türkiye’nin emekçileri ve emeklileri olarak inkâr edilemez bir katkılarının olduğunu ifade ederek, “Büyüyen, güçlenen ve gelişen Türkiye’den, refahtan payımızı istiyoruz. Türkiye’nin sıkıntılı, sancılı dönemlerinde külfetten payımıza ve hakkımıza düşeni fazlasıyla yüklendik. Her çalışan için emeklilik kaçınılmazdır. Emeklilik aynı zamanda çalışanların hayalidir. Çünkü çalışan için emeklilik yeni bir üretim, ertelenen planların hayata geçirilmesidir. Bu nedenle emekli, işi biten kişi değil iş yapma sorumluluğu biten kişidir. Öyle de muamele görmelidir” dedi.

Ali Küçükkösen, geleneksel aileyi korumanın yolunun öncelikle emekliyi korumaktan geçtiğini söyleyerek, “Bir zamanlar emekli olmak isteyenler ‘nasıl geçineceğim?’ sorusunu sormak zorundaydı. Bu durum son yirmi yılda düzelmeye başladı, ciddi iyileştirmeler yaşandı. Ama ne yazık ki son birkaç yıldır emeklilere yönelik iyileştirmeler geriledi, zayıf kaldı. Emekli olma sürecinde yeniden ‘nasıl geçineceğim’ sorusu sorulmaya başlandı. Emekli bu ülkenin birikimidir, tecrübesidir. Gelecek nesillerin dayanağıdır. Ama ne yazık ki emekli, hak ettiği itibarı yeterince görmüyor” şeklinde konuştu.

Emeklinin maaşı ve geliri azaltılması gereken kişi olarak görüldüğünün altını çizen Küçükkösen, “Gideri azaltılmıyor ama geliri düşürülüyor. Emekli olunca eş, baba ya da anne sıfatı sona ermiyor, sorumlulukları azalmıyor, birçoğunun çocuklarının tahsili devam ediyor. Ancak emeklinin bordrosunda yer alan bazı kalemler, emekli olunca sanki eşten boşanmış, ebeveynlik sorumluluğu yok olmuş gibi devre dışı bırakılıyor. Emekliler evlerini geçindirmek, torunlarının isteklerinin, çocuklarının ihtiyaçlarının karşılanmasına destek olmak zorundalar” ifadelerini kullandı.

Emeklilerin , %39'unun geçinebilmek için tam zamanlı, %33'ünün yarı zamanlı çalıştığına, çünkü emekli maaşı ile çalışma döneminde kazandıkları maaş arasındaki uçurumun ancak bu şekilde kapandığına vurgu yapan Küçükkösen, “Memur-Sen'in 2021 Haziran ayı araştırmasına göre 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 2.801.6 TL, yoksulluk sınırı 8.003.1 TL’ye yükselmiştir. Görüldüğü gibi açlık sınırı, maalesef asgari ücretin düzeyine çıkmıştır. Bu tablonun emekçilere mesajı; ‘sakın emekli olmayın’dır. 2021 Temmuz ayı enflasyon verileri ise hem emekçinin hem emeklinin maaş ve gelir kaybının artarak devam ettiğini göstermektedir. Aylık enflasyonun %1.80, 2021 Ocak-Temmuz enflasyonunun %10.41, on iki aylık enflasyonun ise %18.95 olduğu enflasyon verileri; 6. Dönem toplu sözleşme sürecinde siyasi iradeye gözlerini ve kulaklarını kapatamayacakları açık bir mesaj vermektedir. Enflasyon maaş ve gelirleri eritmeye, alım gücünü eksiltmeye devam etmektedir” diye konuştu.
Emekli Memur-Sen’in Talepleri Şu Şekilde;
• Emeklilerimizle çalışanlar arasında açılan makas mutlaka daraltılmalıdır.
• Kamu görevlilerinin emekli maaşı ve ikramiyesi hesabında, ek ödeme dâhil olmak üzere fiilen görev yaptıkları dönemdeki bütün bordro unsurları dikkate alınmalıdır.
• Genç sayılacak yaşta emekliye ayrılmış olan emeklilerin kamuda yeniden istihdamına ilişkin sınırlamalar kaldırılmalıdır.
• Emeklilerin sendika kurma hakkına ilişkin fiili engeller yok sayılmalı, uluslararası sözleşmelerin gereklerine uygun biçimde örgütlenme başta olmak üzere sendikal haklardan yararlanmalarına yönelik teminatlar yürürlüğe konulmalıdır.
• Kamu görevlisi emeklileri, emekliye ayrıldıkları tarihte üye oldukları sendikaya üyeliklerini devam ettirebilmeli veya en son görev yaptıkları kurumun dâhil olduğu hizmet kolundaki sendikalara üye olabilmelidir.
• Emeklilere, kamu görevlilerine ödenmekte olan çocuk yardımına ilişkin usul ve esaslar çerçevesinde çocuk yardımı ödenmelidir.
• Emekli maaşlarına, çalışmayan/emekli maaşı olmayan eşler için aile yardımı kalemi eklenmelidir.
• Emeklilere, yaşa bakılmaksızın, toplu taşımadan ücretsiz yararlanma hakkı verilmelidir.
• “Aktif Yaşlanma” kavramı çerçevesindeki yaklaşımlar ülkemizde de hayata geçirilmeli, emeklilerin daha sağlıklı, aktif ve etkin şekilde hayata katılmaları sağlanmalıdır.
• Maaş ve gelir kayıplarının telafisi ve tazmini amacıyla; enflasyon farkı yanında enflasyon tazminatı ödenmelidir.
• Emekçi kesim için hayata geçirilmesi mutlak gereken seyyanen zam emekli kesim için de mutlaka değerlendirmeye alınmalıdır.
• Emekliler açısından “oksijen desteği” hükmündeki bayram ikramiyesi 1.100 TL'den 1.500 TL'ye çıkarılmalıdır.
• Emeklilerden kesinlikle tedavi, ilaç ve reçete katılım payı alınmamalıdır.
• Bizzat Cumhurbaşkanımız tarafından deklare edilen 3,600 ek gösterge sözü yerine getirilmelidir.