Kar amacı gütmeyen The Conversation derneğinin katkılarıyla uzmanlar ve bilim insanları, "Curious Kids" (meraklı çocuklar) programı kapsamıyla çocukların bilimle ilgili merak ettikleri soruları cevaplıyor.
Binghamton Üniversitesi ve New York Eyalet Üniversitesi'nden Michael A. Little ile William D. MacDonald, "500 yıl sonra Dünya neye benzeyecek?" sorusunu cevaplamaya çalıştı.
Geleceği tahmin etmek zor ama...
Bilim insanları Dünya'nın geleceği hakkında oldukça doğru tahminlerde bulunabilir. Ancak bundan 500 yıl sonra Dünya'nın nasıl olacağını tahmin etmek oldukça zor bir iş, çünkü birçok faktör belirleyici olabilir.
Kristof Kolomb'un Amerika'yı keşfettiği 1492 tarihinden veya İstanbul'un fethi 1453'te, bugünlerde yaşanacak olanları tahmin etmek ne kadar kolay olabilirdi.
Fakat bilim ve teknolojinin sunduğu imkanlar ile 500 yıl sonrasında olabilecekler hakkında bazı ip uçlarına sahibiz.
Dünya'nın iki temel değişim süreci
Gezegenimizin değişiminde iki ana süreç etkili. Biri gezegenin Güneş'in etrafında dönmesi ve hareket etmesi gibi doğal döngüleri içeriyor, diğeri ise Dünya'daki canlıların, özellikle de insanların yaşamından kaynaklanıyor.
Dünya’nın eksen eğikliği şu anda yaklaşık 23,4 derece ve bu da bize 4 mevsimi veriyor.
Buzul çağları Dünya’nın eksen eğikliği ve yalpalamasına bağlı olarak 40-100 bin yıllık aralıklarla görülüyor. Beş yüz yıl jeolojik açıdan çok uzun bir süre değil. Yani 500 yıl sonrası için yeni bir buz çağı beklenmiyor. Aksine, Sanayi Devrimi'nden beri katlanarak artan sera gazı emisyonları küresel ısınmaya sebep oluyor.
500 yıl sonra Dünya haritası değişebilir
Özellikle insanlar Dünya'yı birçok yönden değiştiriyor. Şu anki küresel krizin başlıca sorumlusu olan insanlar, çoğunlukla atmosfere gezegenin ve atmosferin kaldırabileceğinden daha fazla sera gazı salan fosil yakıtları yakarak iklimin değişmesine neden oluyor.
Normalde, sera gazları, bir seranın camının yaptığı gibi Güneş'ten gelen ısıyı hapsediyor ve Dünya'nın daha sıcak olmasına sebep oluyor.
Havaya atılan çok fazla karbondioksitin sonucu, sıcaklıkların artması ve bu da Grönland ve Antarktika'da tehlikeli derecede sıcak yaz günlerine ve buzların erimesine neden olabilir.
Eriyen buz tabakaları deniz seviyesini yükselterek, Bangladeş gibi su seviyesinin altında olan kıyı bölgeleri tehlikeye atıyor. Böyle devam etmesi durumunda, 500 yıl sonra Hollanda'nın bir kısmı, ABD'nin bazı eyaletleri, Afrika ve Asya'da birçok ülkenin haritan silinme riski var.
Bunun yanı sıra, küresel ısınma ile daha güçlü ve sıkı fırtınalar olacak, orman yangınlarının önüne geçmek neredeyse imkansız hale gelecek. Kuraklık nedeniyle birçok ülkede normal yaşam imkansız hale gelecek ve toplu göçler olacak. Dünyanın tüm canlıları risk altında kalacak.
Bu değişiklikler, büyük ölçüde insanların yollarını değiştirmeye ne kadar istekli olduklarına bağlı olarak, 500 yıl içinde çok farklı bir gezegene yol açabilir.
Son 500 yıldan ders çıkarmak
Son 500 yıla baktığımızda, Dünya'nın biyosfer adı verilen canlı kısmı çarpıcı bir şekilde değişti.
Günümüzde insan sayısı yaklaşık 500 milyon kişiden 7,5 milyarın üzerine çıktı. Deniz seviyesinin yükselmesi, daha da az toprak anlamına geliyor ve artan sıcaklıklar, birçok türün daha iyi iklimlere göç etmesine neden olacak.
Dünyadaki tüm değişikliklere insanlar neden olmuyor, ancak insanlar bazılarını daha da kötüleştirdi. Günümüzün büyük hedefi, en çok emisyona sebep olan fosil yakıtlardan kurtulmak. Bu, dünya çapındaki ülkeleri ve içindeki insanların aynı amaç için çalışmasını gerektiren küresel bir sorun.
Kristof Kolomb'a geri dönersek, muhtemelen arabalarla dolu bir otoyol ya da bir cep telefonu hayal edemezdik. Teknoloji şüphesiz önümüzdeki 500 yılda da gelişecek. Ancak şimdiye kadar, teknoloji çözümleri iklim değişikliğini çözecek kadar hızlı büyümedi.
Yani, bu şekilde yaşamaya devam edersek, 500 yıl sonra Dünya tanınmaz hale gelebilir.
kaynak: habernas