MEMUR-SEN, Manavgat ve Antalya başta olmak üzere değişik bölgelerde çıkan yangınlar ve Konya'da 7 kişinin katledildiği olayla ilgili açıklama yayımladı.
"İlk önce ormanlarımızda yangınlar yükseldi, yüreğimiz tutuştu" denilerek başlanılan açıklamada, "Manavgat ve Antalya başta olmak üzere ülkemizin değişik bölgelerinde art arda çıkan yangınların tesadüfü aşan ve hatta sistematik kundaklama şüphesi de yüreğimizdeki yangını büyütmektedir. Sonra yedi canımızı katlettiler; yüreğimizin yedi yerinden kanlar sızdı. Kimileri daha ne oldu demeden, bu cinayetlerden kirli ve kanlı ideolojileri doğrultusunda geliştirdikleri stratejilerine pay çıkarmaya çalışıyorlar ve yüreğimizdeki yarayı daha çok kanatarak toplumsal yarılma oluşturmak için söylem üzerine söylem üretiyorlar. Yükümüz ağır, sorumluluğumuz büyük; küçük çıkarlar için üretilen büyük söylemlerin ötesinde vicdanın oluşturduğu sahicilikle acımızı ve yürek sızımızı birlikte yaşarken, 'bu ülke' üzerinde oluşturulan kirli oyunu görüp, bu stratejilerin taktik aparatlarının oluşturduğu kanlı anaforu hep birlikte dağıtmak zorundayız. Yanan sadece orman değildir; yanan ülkedir, yanan Allah tarafından insana emanet edilen canlılardır, cümle varlıktır." denildi.
"Katledilen eşrefi mahlûkat insandır, yok edilen insanlıktır"
Açıklamanın devamında Konya'daki katliama dikkat çekilerek,"Meram’da gözü dönmüşlerin, insanlıktan çıkmışların gerçekleştirdikleri katliamdan yola çıkıp hesap yapanlara inat diyoruz ki; katledilen eşrefi mahlûkat insandır, yok edilen insanlıktır. Biliyoruz sözler aşınıyor, fikirler küçük hesaplarca boğuluyor, insanlık muhterisler tarafından kanlı stratejilerin aparatına dönüştürülüyor. Dünyanın dört bir yanına ateşe veren muhteris stratejinin ülkemizdeki aparatları, terör örgütleri ve müptezelleri olayın ilkinde itiraflar ortada olmasına rağmen başka fail arıyorlar, ikincisinde ise olay olur olmaz birincisinin rövanşı, stratejinin devamı için aparata dönüştürüyorlar. Tekrar ediyoruz, ciğerlerimiz yanıyor yüreğimiz kanıyor. Biz biliyoruz ki, her bir haneden her bir yüreğin sızısı uzun süre dinmeyecek. Çünkü biz merhameti bilen, iyilik üreten insanların çoğunluğu teşkil ettiği bir toplumun üyesiyiz. Bizler, işlerimizi iyilikle yapmaya çalışır, kötülüğün misalde dahi yeri olmaması gerektiğine inanırız." ifadeleri kullanıldı.
"Meram'daki 7 cenaze hepimizin cenazesi"
Yanan ormanlara ağıtlar yakıldığı belirtilen açıklamada, "Bu içindeki canlılarıyla birlikte yanan ormanlar bizimdir. Biz ki, doğuya, batıya, kuzeye ve güneye bakmadan birbirimize eman verdik, Meram'daki 7 cenaze hepimizin cenazesi. Hesabı da, adaleti de bizim emanımızda. Yanan orman bizim, ağıt yakan yürek biziz. Canlarımızı geri getiremeyiz ama yakılan ormanları geri getireceğiz. Üstelik de birliğimizle, kardeşliğimizle ve kadim medeniyetimizle. Ormanların ağaçları yukarı yükselirken birliğin ve kardeşliğin haykırışları arşa yükselecek. Korktukları ve sonlarını hazırlayacak olan kadim duruş bu. Dolayısıyla; devlet ve millet bütün imkânlarıyla nasıl ki yangını söndürmek için mücadele ediyor, ateşin yok ettiği bağın, bahçenin, evin ve geçimin ürettiği mağduriyetleri bitirmek için bütün imkânlarını sahaya sürmeli, Anadolu’nun dayanışma gücünü de bu şekilde göstermeli. Bu ülkenin insanlığı, vicdanlı tavrı hiç bitmeyecek ve bu ülke birlik türküsünü söylemeye devam edecek bütün kötülüklere rağmen." denildi. (İLKHA)