DOĞRUHABER / Hasan Işık

Dün Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu, Enflasyon Raporu 2021-III bilgilendirme toplantısı sonrasında alınan kararları açıkladı.

Buna göre yılsonu enflasyon tahmini %12,2’den %14,1 oranına yükseltildi. 2022 yılsonu için yüzde 7,5 olan enflasyon tahminini yüzde 7,8 olarak revize eden Merkez Bankası, 2023 enflasyon tahmini ise yüzde 5 olarak korudu.

“ENFLASYON DAVRANIŞLARI BOZULDU”

İşin ilginç yanı ilk defa bir Merkez Bankası Başkanı’nı dinlerken kısmen de olsa yaptığı bazı tespitleri yerinde ve isabetli gördük.

Örneğin Kavcıoğlu, açıklamalarında enflasyonu düşürmek için tek başına para politikasının yeterli olmayacağını vurgulayarak, enflasyonla mücadelenin toplumsal mutabakatla yapılması gerektiğini ifade etti.

Kavcıoğlu, “Enflasyon davranışları bozuldu, TCMB yalnız kaldı, eşgüdüm gerekli... Enflasyonla mücadeleyi herkes içselleştirmeli. Merkez Bankası olarak, Hazine ve Maliye Bakanlığı olarak mücadele vermeye çalışıyoruz. Ama odalara burada büyük görev düşüyor. Firmalar daha duyarlı olmalı, makul oranlarda zamlar yapmalarını rica ediyoruz. Bunların kendi içerisinde dengelenmesi gerekir… Herkes üzerine düşeni yapmalı. Sadece para politikasıyla çözülemez” şeklinde konuştu.

FAHİŞ FİYATLAR ALMIŞ BAŞINI GİTMİŞ

Kavcıoğlu’nun bu tespiti yerinde bir tespit. Çünkü bugün markete pazara ya da başka bir alışveriş için herhangi bir dükkana giren tüm vatandaşlar fahiş fiyatlarla karşılaşıyor.

Bunun en güzel somut araştırmalarından birini Türk-İş yaptı. Önceki gün açıkladığı “açlık ve yoksulluk” araştırmasında vatandaşın zaruri harcamaları olan kira, elektrik, su, telefon faturalarını ödeyebilmek için ucuz gıda ürünlerine yöneldiğini hatta bunlardan bile kısıtlı bir şekilde alım yaptığını açıkladı. Yani Türkiye’de halkın çoğu adeta boğazından kısarak geçinmeye çalışıyor.

Evet, geçen yıl Merkez Bankası’nın yanlış faiz politikası, üstüne artan döviz fiyatlarının olumsuz etkileri, küresel emtia fiyatlarındaki artışlar enflasyonu kısa zamanda canavarlaştırdı… Doğru. Fakat yılbaşından beri döviz fiyatları, politika faizi, petrol fiyatları çok ciddi bir şekilde değişmemişken sadece küresel emtia fiyatlarının artış baskısı enflasyonu bu kadar şişirebilir mi? Fiyatları bu kadar “fahiş” bir duruma getirebilir mi?

EKONOMİ YÖNETİMİ ÇOK CİDDİ ADIMLAR ATMAZ İSE…

Şurası bir gerçek; ekonominin dolayısıyla piyasaların da bir psikolojisi var. Ekonomi sadece rakamlardan ibaret değil…

Evet, birçok küresel ve ulusal ekonomik kurum ve kuruluşun yaptığı anket ve tahmine yönelik araştırmalarda bu psikolojik gerçeği görüyoruz.

Öncelikle elektriğe, doğalgaza, akaryakıta gelen zamlar ve Merkez Bankası’nın panikle artırdığı faizler zaten pandemi ile sarsılan piyasanın psikolojisini darmadağın etti. Bunu gözden kaçırmıyoruz.

Fakat bununla birlikte ortaya çıkan bir fırsatçı topluluğu ilgisi olmayan alanlarda da fahiş zamlar yapmaya başladı ve bahanesi de üretim maliyetlerine gelen bu zamlar oldu. Tabii bu durum enflasyonu daha da azgınlaştırdı.

Bugün ekonomi yönetimi çok ciddi adımlar atmaz ise bu canavar halkın varlığını yerken onların da koltuğuna pençesini geçirecektir. Bunda şüphe yok.

Bir an evvel ücretlilerin aldığı maaşlar iyileştirilmeli, esnafa faizsiz uzun vadeli kredi verilmelidir.

Öte yandan faizleri sıfıra çekinceye kadar başından baltayı eksik etmemeli ki yatırım ortamının yaraları sarılabilsin.

Yine ekonomik durumu bozulduğu için yapılandırma fırsatını kaçıranlar için yeni bir kapı açılmalı.

Eğer bu adımlar kararlı bir şekilde atılmaz ise “enflasyon canavarını kimin beslediğini” anlayamadan hem ülke ekonomisi hem de ülkeyi yöneten iktidar çıkmaz sokağa girebilir…